Yoğun korku nöbetleri ile kendini gösteren panik atak, zamanında tedavi edilmediğinde kişiyi hem duygusal hem de ekonomik yönden yıpratıyor. Sorun, % 75 gibi yüksek bir oranda kadınlarda görülüyor.
Panik atak (PA), ‘aniden, herhangi bir yerde ortaya çıkan şiddetli korku ve endişe nöbeti’ olarak tanımlanıyor. Rahatsızlık, başladıktana sonra çok hızlı şekilde, 10 dakika veya daha kısa bir sürede tepe noktasına ulaşıyor. Bazen 1-2, bazen 10-15 dakika, bazen de bir saatten uzun sürüyor.
Panik atağın ölüm korkusu yaşatan bir nöbet olduğunu aktaran Psikiyatri Uzmanı Dr. Aysun Genç Dişçigil, rahatsızlığın başlama yaşının geç ergenlik ve 20'li yaşlar olmakla birlikte, 25-45 yaş aralığında daha sık görüldüğünü söylüyor. Dişçigil, sorunun en çok da kadınları etkilediğine vurgu yaparak, "Her 100 kadından 75’inde panik atak sorunu var” diyor.
Panik atak ile panik olmak arasındaki fark
NTV'de yayımlanan habere göre, “Şiddetli bir olumsuz olay yaşadığımızda veya tehdit hissettiğimizde aşırı telaşlanabiliriz. Bu yoğun endişeye panik denir” şeklinde konuşan Psikiyatrist Dişçigil panik atağın ise herhangi bir olay veya tehdit olmaksızın, beklenmeyen bir anda ortaya çıktığına vurgu yaparak, şunları söylüyor:
“Panik atak yaşayan kişi sadece yoğun endişe hissetmez. Aynı zamanda sanki kalp krizigibi aniden gelişen bir hastalık yaşıyormuşçasına fiziksel tepkiler de hisseder. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, soluğun kesilmesi, terleme, titreme, göğüs ağrısı, baş dönmesi, bulantı, karın ağrısı, üşüme ya da ateş basması, el ve/veya ayakta uyuşma görülür. Ayrıca, çevresine veya kendisine yabancılaşma, kontrol kaybı hissetme, ölüm korkusu da fiziksel belirtilere eşlik eder. Bahsi geçen belirtilerden en az dört tanesinin varlığı bize panik atağı düşündürür.”
'Sevdiğinden ayrılmak panik atağı tetikleyebilir'
Fiziksel bazı hastalıklar, genetik nedenler; beyin kimyasındaki değişimler ve duygusal travmalar panik atağa neden olabiliyor. Ayrıca kişinin hayatındaki önemli değişimler de sorunu tetikleyebilir. Örneğin; kişinin işini değiştirmesi, boşanması veya sevdiği birinden ayrılması, uzun yıllardan beri kaldığı evi değiştirmesi gibi etkenler de panik atağın ortaya çıkmasına yol açabiliyor.
'Bazı şeylerin ters gittiğini gösteren bir sinyal'
Panik atak yaşayanların sık sık hastanelerin acil servislerine başvurduğunu, hem duygusal hem de ekonomik yönden yıprandıklarını belirten Dişçigil, ilaçlarla tedavinin yanı sıra kişinin hayatında olan ve atağı tetikleyen durumların araştırılması gerektiğinin altını çiziyor ve ekliyor: “Panik atak, ruhumuzda bazı şeylerin ters gittiğini gösteren bir sinyaldir. Ters giden durumların farkına varmak ve çözümlemek tedaviye büyük fayda sağlar.”