Spor

14 gazeteden 60 yazar Fenerbahçe-Galatasaray derbisini yazdı

Ahmet Çakar: Galatasaray için çok şey kaybedildi. Tüm bu işlerin baş sorumlusu Fatih Terim'i zamansız ve gereksiz bir şekilde yollayan Galatasaray yönetimidir...

11 Kasım 2013 10:23

Spor Toto Süper Lig'in 11. haftasında Kadıköy Stadı'nda oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbisi, ev sahibi ekibi Fenerbahçe'nin 2-0'lık üstünlüğüyle tamamlandı. Böylece Sarı-Lacivertliler, sahasında 14 yıldır yenilmediği rakibini bir kez daha mağlup etmiş oldu. 

Milliyet'ten Şansal Büyüka, Uğur Meleke, Ercan Güven, Osman Şenher;  Vatan gazetesinden, Sinan Engin, Kadir Çetinçalı, Güntekin Onay, Ersin Düzen, Serhat Ulueren; Zaman'dan Ahmet Çakır, Ali Aydın, Okay Karacan, Zeki Çol; Akşam'dan Serkan Yetkin, Mustafa Sapmaz, Deniz Gökçe, Alaattin Metin; Hürriyet'ten Kanat Akkaya, Ercan Saatçi, Altan Tanrıkulu, Reha Kapsal, Koray Durkal, Hakan Ünsal, İlhan Söyler; Sabah'tan Ömer Üründül, Metin Tekin, Levent Tüzemen, Ahmet Çakar, Erman Toroğlu, Gürcan Bilgiç, Rıdvan Dilmen; Fotomaç'tan Emre Bol, Serkan Korkmaz, Gürkan Kubilay, Hakkı Yalçın; Fanatik'ten Mehmet Demirkol, Can Çobanoğlu, Taner Bağlan, Cem Dizdar, Yalçın Dümer, Hasan Ali Atasoy, Hasan Tankaya, Erdoğan Şenay, Cem Şengül; Cumhuriyet'ten Adnan Dinçer, Arif Kızılyalın, Hilmi Türkay, Osman Korkmazel, Ali İsmet Ural; Yeni Şafak'tan Alper Tunga Albayrak, Orhan Erdemir; AMK gazetesinden Ümit Özat, Yusuf Şimşek, Ertem Şener; Türkiye'den Ümit Karan, Ümit Aktan; Bugün'den Cüneyt Tanman, Engin Verel; Star'dan Ziya Şengül ve Aydın Bayram Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynan derbiyi yazdı.

14 gazeteden 60 yazarın derbi hakkındaki yorumlarının bir kısmı şöyle:

 

Şansal Büyüka - Milliyet

Savaşan kazandı...

99 Aralık 2000’den bu yana... Tam 14 yıl... Bu iş alışkanlığı geçti, adeta “gelenek” oldu...    Bu 15 yıla yaklaşan sürede Fatih Terimler, Lucescular, diğerleri...
Çok hoca geldi geçti...
Görev Mancini’ye geldi...
Ama Fenerbahçe hiçbirine izin vermedi...
Aslında maça baktığınızda; pozisyonu yoktu...
Ben bu yazıyı yazarken, 85. dakika oynanıyordu, Galatasaray’ın bir Drogba şutu... Bir de Burak Yılmaz’ın kaleci Volkan  pozisyonu... Fenerbahçe’ye baktığınızda da farklı değildi...
Buna rağmen kazanmayı başardı Fenerbahçe...

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Uğur Meleke - Milliyet

Geriden çıkamayan takım

Önceki Cuma Konyalı Recep-Ömer-Gekas üçlüsü, Galatasaray savunmasının renkli ambalajını kazıdılar, pahalı ve gösterişli oyuncu grubunun dibinden önemli bir arızayı gün yüzüne çıkardılar: Büyük uğraşlarla alınan Chedjou dahil Galatasaray savunmasının hemen hiçbir parçası geriden güvenli çıkamıyor. Defolarıysa genelde isabetli uzun paslarıyla Muslera çözüyor. Uruguaylı kaleci Konya önünde iyi bir gününde olmayınca işler bozuldu tabii. Bozuk işler onun yokluğunda Fenerbahçe önünde de sürdü.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Ercan Güven - Milliyet

‘Yenemiyorsan yenil’

Galatasaray 14 senedir neden kazanamıyordu Saracoğlu Stadı’nda?..     
“Çünkü her seferinde kazanmak için gidiyordu”!
Bu ilginç tespit, dünkü Milliyet’te Galatasaray’a gölgesi kadar yakın Nevzat Dindar kardeşimize aitti ve belli ki, Mancini’nin zihnini okuyan bir özetti.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Osman Şenher - Milliyet

Gücü bu kadar mı?

Galatasaray, Kopenhag maçında olduğu gibi dün gece Fenerbahçe karşısında da sahaya koyduğu futbolla bizi şaşırttı. Sneijder ve Muslera sakat olabilir, ama bu takımda Drogba, Burak, Melo, Selçuk, Eboue gibi birçok yıldız diyebileceğimiz futbolcu var. Üstelik Fenerbahçe karşısına 6 puan eksiyle çıkıyorsun. Daha hırslı, motivasyonu daha yüksek olması gereken Galatasaray’dı.

90 dakikada doğru dürüst tek atağı yok. Bir takım 94 dakikada bir korner de mi kazanamaz? Demek ki sarı-kırmızılılar, motivasyonunu kaybetmiş. Bunun hocayla falan alakası yok. Geçen sezon yaşanan şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi’ndeki çeyrek final, futbolcuların ayağını yerden kesmiş. Rakibi küçümsüyorlar diyemem; karşındaki takım Fenerbahçe!

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Sinan Engin - Vatan

İki stent iki gol

F.Bahçe tüm sezon bu maçı beklemiş, sanki bunu kazanırsa şampiyon olacakmış gibi oynadı. Müthiş bir konsantrasyon ve Mancini ile Yanal’ın taktik savaşı vardı sahada.

Roberto Mancini önce durdurmayı sonra rakibin üzerine gidip gol atmayı denedi. İlk devre rakibine gol pozisyonu bile vermedi. Mancini kanatları kapattı, orta sahayı kalabalık tuttu, Eray’a fazla iş düşmemesini sağladı. Oyun böyle sürdükçe F.Bahçe’nin gol atması çok zordu ama Chedjou sahneye çıkıp, F.Bahçe’ye ‘asistini’ yaptı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Kadir Çetinçalı - Vatan

Üretim hatası

F.Bahçe sadece derbiyi değil, sezonu kazanmak adına motive olduğu maçı kazandı. Mancini takımını, her maçta savunma hatası yaptığını bildiği için bu kez daha tedbirli bir savunma yapısına kodlamıştı. Ne var ki, İtalyan savunması da Kadıköy’de G.Saray’a yarar sağlamadı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Güntekin Onay - Vatan

Yürekli olan kazandı

Türkiye'nin derbilerinde farklı dinamikler var. Teknik, taktik, kalite vs. hepsi palavra...

1: Daha çok isteyeceksin

2: Agresif olacaksın

3: Fiziksel olarak güç, mental olarak kararlılık göstereceksin.

4: İkili mücadelelerde her zaman ayakta kalmaya çalışacaksın.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Ersin Düzen - Vatan

Güle oynaya

Kalite olarak son zamanların en kötü derbilerinden birini izledik belki de. Bunda en büyük sebep G.Saray’ın sahada sergilediği etkisiz oyunuydu. F.Bahçe elini kolunu sallaya sallaya maçı kazandı.

Sarı-lacivertliler için belki 90 dakika boyunca çok iyi oynadılar, sahaya çok etkili bir futbol yansıttılar diyemeyiz ama disiplinli, çalışkan ve akıllı oyunlarıyla rakibine pozisyon dahi vermedi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Serhat Ulueren - Vatan

6-0 yenilirken bile daha iyiydiler

Tipik bir F.Bahçe-G.Saray mücadelesi oldu dün gece. Sarı-kırmızılılar yine talihsiz bir gün yaşamamak, yani fark yememek için gelmişti Kadıköy’e. Mancini’ye nasıl anlatmışlarsa F.Bahçe’yi, İtalyan özellikle ilk yarıda pısırık, korkak ve aciz bir oyun kurgusuna imza attı. Bruma gibi gole yatkın, hızlı bir adam ancak bu kadar pasifleştirilebilirdi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Ahmet Çakır - Zaman

Kadıköy cephesinde yeni bir şey yok!

İlk 5 dakikalık bölümdeki Fenerbahçe’nin daha çok topa sahip olması dışında sözü edilmeğe değer fazla birşeyin yaşanmadığı bir devre izledik. Hatta Galatasaray’ın oyunu dengeleyip gol bulabileceği bölümde cezaalanına öylesine gönderilen bir topta Chedjou inanılması güç bir hareket yaptı. Yerden ancak 1 karış yüksekteki topa kafa vurmaya kalktı. Iskalayacağını anlayınca da dirseğini açarak topun geçmesini önlemek isteyip penaltıya neden oldu.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Ali Aydın - Zaman

Yıldırım, neredeyse sıfır hata yaptı

Bülent Yıldırım, son zamanlardaki en başarılı derbiyi yönetti. Yıldırım’ın, maç içinde verdiği kararlardaki başarı yüzdesi yüksekti. Tecrübeli hakem, neredeyse sıfır hatalı maç yönetti. Verdiği iki penaltıda da haklıydı. Fenerbahçe’nin lehine verdiği penaltıda Chedjou, kayıp düşerken sol kolunu net bir şekilde topa doğru götürüyor. Bu, topun arka tarafa geçmesini engelleme isteğiydi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Okay Karacan - Zaman

Fenerbahçe için zor olmadı

Fenerbahçe bildiği değil, ezberlediği oyunu neredeyse hatasız oynayarak kazandı. Galatasaray iştahsız, organize olmaktan uzak, ürkek, isteksiz oyunuyla daha ilk çeyrekte maçı lehine çevirmesinin zor olacağını hissettirmişti. Öyle ki Drogba takımın pas organizasyonu ile Fenerbahçe’yi bozamayacağını anlamış olmalı ki ilk yarıda 35 metreden iki serbest vuruşu kaleye direkt kullanmayı tercih etmişti.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Zeki Çol - Zaman

Burası Kadıköy burada sürpriz yok

Yine bir Kadıköy klasiğini yaşadık. Fenerbahçe yine kazandı. Ve Galatasaray’ı bu defa yenmekle de kalmadı. Şampiyonluk yarışının da iyice uzağına attı. Bu sezon temposuyla, baskısıyla, hücum zenginliği, takım bütünlüğü ve kazanma alışkanlığıyla gerçekten farklı bir Fenerbahçe var ligde. Diri, iştahlı, istekli, giderek oyun kalitesini geliştiren o Fenerbahçe, henüz 11. haftayı geride bırakırken Beşiktaş’ın 7, Galatasaray’ın 9, Trabzonspor’un 11 puan önüne geçmeyi de başardı. Zirvede neredeyse yalnız kaldı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Serkan Yetkin - Akşam

Kazanmak isteyen Fenerbahçeydi

Derbide G.Saray 1 puana razı bir dizilişle sahaya çıktı Kadıköy’de. Bruma,Drogba ve Burak dışındaki oyuncular savunma için sahadaydı. F.Bahçe ise daha ofansif bir görüntüdeydi rakibine göre. Emre ve Baroni oyunun merkezi olacak sağdan Kuyt soldan Sow içeriye katedecek ve orta alana yardım edeceklerdi. Kalabalık tutacaktı böylelikle orta alanı F.Bahçe. Bruma ve Burak’ın arkasında doğacak boşlukları hedeflemişti Ersun Yanal.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Mustafa Sapmaz - Akşam

Derbi önlem tanımaz

Keyifli bir derbi değildi. Sahadaki oyun için ilk önce bunu söylemek lazım. Fakat daha çok isteyen kazandı. Bu da gerçek. Galatasaray maçtan önce en çok konuşulan, bu derbiyi kaldırabilir mi endişesine neden olan Eray’a top gelmeden 1-0 geriye düştü. Maçı geride blok halinde bekleyerek Fenerbahçeli futbolculardan kapacakları topları hızlı oynayıp tehlike yaratma çabası içerisindeydi. Mancini’nin oyuncu tercihleri kötüydü demek de hazksızlık olur.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Deniz Gökçe - Akşam

Sahada G.Saray yoktu

Maçın 90 dakikası boyunca sahada G.Saray diye bir takım yoktu. G.Saray’ın uzaktan atılan 1-2 şut ve duran top dışında santrayı geçip de F.Bahçe kalesine doğru gönderdiği bir top dahi yoktu.

F.Bahçe takımı çok da iyi oynamamasına rağmen bir tek pozisyon bile vermedi. Maçın son dakikasında Mehmet Topal’ın eline çarpan ve içeride mi ve dışarıda mı diye olduğu tartışılacak penaltıyı bile Melo, Volkan’ın kapattığı köşeye vurdu.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Alaattin Metin - Akşam

Futbolla ezdiler

Oyunun başında Dany’ın Gökhan’ı düşürmesine trübünlerin penaltı diye alaya kalkmasını, Fenerbahçeli futbolcunun  hakemin yanına giderek “ penaltı üzerine yemin etmesini” bir kenara bırakıyorum. Chedjou’nun ayağının kayıp yere düşmesine ve sonra da eli ile topla oynaması zeminin kötü ve  kaygan olmasının bir azizligi. Çünkü  oyun başladıgı vakit topu kontrol edemeyen ve yere düşen  o kadar ok oyuncu vardı ki. Bu garipligi merak edenler “ne oluyor” diye bırbırlerine bakarken sonunda kötü zeminin kayganlığına  bağlandı. Bunu da söyleyenler futbol hocaları.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Kanat Akkaya - Hürriyet

Pollyanna olmak lazım

MEVCUT şartlar ve istatistikler, maçın favorisinin F.Bahçe olduğunu işaret ediyordu.En iyimser ve “N’olacak canım? Mayıs ayına bakarım ben” diyen G.Saray taraftarına bile kabak tadı veren Kadıköy’de galibiyet hasretinin bu maçta sona ermesi ancak ekstra performansla veya mucizeye yakın bir talih dönmesiyle mümkün olabilirdi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Ercan Saatçi - Hürriyet

Sürpriz değil

BU derbinin bir numaralı faktörü, maçın Kadıköy’de oynanmasıydı. Çünkü mabedin askerleri, yani Fenerbahçe’nin büyük taraftarı en önemli artıdır takımları için... Bu nedenle teknik ve taktik açıdan bakmanın önemi daha azdır böyle maçlar için... İşte bu yüzden önce Fenerbahçe’nin cefakar taraftarına dem vurmak gerekir. Futbola gelince... Bu avantajı arkasına alan Fenerbahçe ve bu maçın hakkını vermek için olabildiğince mücadele eden her bir oyuncu, bu galibiyeti her zamanki gibi analarının ak sütü gibi hak etmişlerdir.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Altan Tanrıkulu - Hürriyet

Ne yapardım bilmem

ANSIZ varlıkların da ruhu olduğuna inanırım ben.. Sadece bir top değildir futboldaki.. Çalışmanın, mücadelenin, arzun, hırsın daha fazla olduğu tarafı seven bir cisimdir o. Bir derbiden ötesidir F.Bahçe-G.Saray maçları.. Sanki milyonları saran dev bir cisimdir.. O maçta gol atan “özeldir” artık.. Emre gibi, Cristian gibi yılların deneyimi olsalar da G.Saray’a atılan gol unutulmaz bir anıdır, zirveye çıkmaktır bu oyunda..

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Reha Kapsal - Hürriyet

Sonuç 'geliyorum' dedi

BU derbinin skoru maçtan önce netleşti. Normal şartlarda derbilerden önce favori belirtmek anlamsızken dün akşamki maç başlamadan önce Fenerbahçe hem saha dışında hem saha içinde hem de haftalardır süren formuyla Galatasaray karşısında yüzde 80 favori başladı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Koray Durkal - Hürriyet

İki hocanın derbi karnesi

Yaptıkları hamlelerle maçın gidişatına direkt olarak olumlu-olumsuz etki eden iki teknik adamın 90 dakika boyunca eksik yönleri ve başarılı girişimlerini masaya yatırdık.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Hakan Ünsal - Hürriyet

Ne istediğini bilen kazandı

Galatasaray kaybetmemek için geldiği maçı savunarak geçirdi ama kaybetti. Fenerbahçe ise kendi sahasınında hücumu düşünerek ama riske girmeden kazanmayı bildi.

Derbiden önceki istatistikler ve göstergeler ölçü alındığında maçın kesin favorisi Fenerbehçe’ydi... Dönem olarak daha formda, daha sorunsuz ve daha avantajlıydı Fenerbahçe... Hatta derbiye gelene kadar kazanılan son dakika maçları var ki, bunlar sadece 3 puan değil aynı zamanda özgüven, hava ve form kazandırdı. Dolayısıyla Galatasaray karşısına olabilecek en iyi durumda çıkan bir Fenerbahçe vardı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


İlhan Söyler - Hürriyet

Balığı F.Bahçe tuttu

Dünyanın en büyük derbileri arasında Fenerbahçe-Galatasaray maçı... Her iki takım da, maça “Rastgele” diyerek başladı. Derbinin kanunu budur. Sonucunun ne olacağını kimse önceden kestiremez. Fenerbahçe, oltasını daha derin yere atmış, büyük balığı istiyor. Galatasaray ise “Ya tutarsa” havasında... Yine de iki taraf da, gelecek herhangi bir kısmeti tepmeme derdinde... Derken, Chedjou’nun hatası geliyor. Fenerbahçe penaltıdan, ilk balığını tutup kovaya atıyor. Sonrası malumunuz...

Yazının tamamını okumak için tıklayın
 

Ömer Üründül - Sabah

Alışılmamış bir kurgu

Mancini'nin öncelikle Fenerbahçe'nin oyun kurgusunu bozmak üzere kurduğu taktik plan, ilk 45 dakikada tam anlamıyla tuttu. Takım halinde onsekizin biraz uzağında tek blok halinde topun arkasına geçip oyunu sürekli domine eden Fenerbahçe'ye ne pozisyon bulma nede tek duran top kullanma şansı dahi vermediler.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Metin Tekin - Sabah

Temponun yerine mücadele

Önce şunu söylemek istiyorum: Evet, iki teknik adam da kafalarında maç öncesi bir senaryo, bir strateji belirlediler ama gerçekten böylesi isimlerin yer aldığı bir sahada futbol becerileri ve futbol keyfi seyretme anlamında çok yetersiz bir maçtı. Fenerbahçe maçı 2-0 kazanmış olsa bu iki takım için de geçerliydi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Levent Tüzemen - Sabah

Teslimiyetçi ruh

Mancini ilk röportajında, "F.Bahçe ile aramızdaki 6 puanlık farkı kapatmak için zamanımız var. F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzon'u tanıyorum. Puanlara 28 Ocak'ta bakmak lazım" demişti.
10 Kasım 2013 tarihi itibarıyla G.Saray ile F.Bahçe arasında 9 puan fark var. F.Bahçe hata yapmazsa puan farkı azalmaz.. Çünkü G.Saray'ın ritmi yok, uyumu yok, fizik gücü yok..

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Ahmet Çakar - Sabah

Galatasaray'ı bitirdiler!

Galatasaray için çok şey kaybedildi. Hafta içi Kopenhag'da ve dün gece Kadıköy'de alınan mağlubiyetler G.Saray'ın ideallerine büyük zarar verdi. Tüm bu işlerin baş sorumlusu Fatih Terim'i zamansız ve gereksiz bir şekilde yollayan G.Saray yönetimidir.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Erman Toroğlu - Sabah

Ersun Yanal'ın aşısı F.Bahçe'de tuttu

Maçı Fenerbahçe hak etti. Hem fizik duruşuyla, hem taktik anlayışıyla hem de yardımlaşmasıyla. Yanal geldikten sonra Fenerbahçe'de her hafta gelişme var. Yanal'ın en büyük özelliği çok adamla hızlı hücum etmek, eğer topu kaptırdığında rakip çabuk çıkarsa, bu sefer taktik fauller yapmak. Fenerbahçe birinciyi çok güzel yaptı ama G.Saray hücuma çabuk çıkamadığı için Fenerbahçeliler gazla taktik faul bile yapamadılar. Bu G.Saray'ın acizliğini gösterdi. Fenerbahçeli oyuncular hem topun olduğu yerde kalabalıklaştılar hem de tehlikenin olacağı aksi yönde rakibe alan bırakmadılar.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Gürcan Bilgiç - Sabah

Kara kitap (!) yanılmaz

Lucescu'nun kara kitabından bahsetmişlerdi bana. Uzakdoğu savaş stratejileri üstünde çok kafa yorduğundan. Temel prensip; sahaya çıkmadan önce rakibin maçı kazanamayacağına inanması, inandırılması...
Kadıköy derbilerinin geçmişi, bu ezberi Galatasaray'ın kafasına öyle bir yerleştirdi ki, Boğaz Köprüsü'nü geçerken kaybetme korkusunu solumaya başlıyorlar.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Rıdvan Dilmen - Sabah

Mancini'nin de favorisi Fenerbahçe'ymiş!

Öncelikle iki takımın kalitesinin altında bir oyun oynandı. Daha kaliteli bir futbol bekliyorduk. Maçtan önce Fenerbahçe, kamuoyunun favorisiydi. Ama Roberto Mancini için de favoriymiş Fenerbahçe. Orta sahada göbekte Ceyhun Gülselam, solda Melo ve sağda da Selçuk. Bu orta sahanın yanısıra solbekte de bir stoper; Dany vardı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Emre Bol - FotoMaç

Orantısız güç

Daha önce bu kadar, "Korkak" bir Galatasaray izlediğimi hatırlamıyorum.
6-0'lık maçta dahi büyüklüğüne yakışır bir şekilde cesurdu sarı-kırmızılılar!
Mancini'ye maç öncesi, "2-0'lık mağlubiyet uyar mı?" dense, emin olun kabul ederdi!
Tam 6 oyuncuyla savunma yaptı Galatasaray... Yani kafalarında sadece beraberlik vardı.
Fenerbahçe, maçın başından sonuna kadar oyunu domine eden taraftı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Serkan Korkmaz - Fotomaç

Futbol hayattır!

Cuma, arkadaşım Hacı Hasdemir'i kaybettik. Sayısız derbi maç takip ettik birlikte.
Allah tüm sevenlerine sabır versin. Bir gün sonra da Savaş Ağabey'i; yeri dolmayacak kadar gerçek ve özel bir insan ve bir haberciyi. Futboldan en çok böyle zamanlarda medet umuyorum; devam edebilmek için. Cuma günü stent tedavisi uygulanan Ersun hoca için de öyleydi.
Maçtan bir gün önceki görüşmemizde o kadar hevesliydi ki; ''Hocam; bu maça çıkmasan mı'' diye soramadım bile. Futbol, onun için de ''hayat'' demekti.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Gürkan Kubilay - Fotomaç

Fener şampiyon olur

İki koç da çıkardığı kadroyla, "Orta sahada yaratıcılıktan çok, dayanıklılığı yüksek adamlarım olsun, en azından kaybetmeyeyim" diyordu.
Mancini tüm takımın F.Bahçe'yi kendi yarı alanında karşılamasını istemiş, bunu yapacağını da daha önceden tahmin eden Yanal, takımına"Bol top çevirin, iki beki de uzun toplarla savunma arkasına kaçırın" talimatı vermişti. Bu talimat G.Saray'ın iki ön kenar adamı Burak ve Bruma savunmaya yardım etmeyince tutar göründü ancak Topal, Emre ve Cristian özellikle Gökhan'a "doğru zamanlamalı" top atamayınca pratikte iyi işlemedi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Hakkı Yalçın - Fotomaç

Hipnoz

Dün gece galibiyet terbiyesi ve dayanışma gücü Fenerbahçe'deydi.
Sadakat Fenerbahçe'deydi.
Bu statta Galatasaray maçlarını kazanmak üzerine eğitim almış bir takımda, zihinsel konsantrasyon da tamdı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın
 

Mehmet Demirkol - Fanatik

Pozisyon vermeden

Yanal'ın, Galatasaray'ın, hemen her şeyi Drogba üzerinden halletme çabasını Egemen'in savaşçılığı ve ikili sıkıştırmalarla çözme planı yüzde 100 tuttu. Fenerbahçe çok dengeliydi. Hiç pozisyon vermeden maçı tamamladılar

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Can Çobanoğlu - Fanatik

İtalyan işi

Galatasaray'ın maç başı kadrosunu gören, Saracoğlu'na kazanmaya değil, kaybetmemeye geldiğini rahatlıkla anlardı. 'İtalyan İşi' bir kadroyla rakibinin 6 puan farkını nasıl azaltacaktı Cim Bom...

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Tamer Bağlan - Fanatik

Sadece sonuç!

Kadınlı-Erkekli Atatürk'e saygı ve sevgilerini gönderen on binler, Cumhuriyet ve Fenerbahçe marşlarıyla büyük destek vererek başladılar Çubuklular'a. Fenerbahçe ilk dakikalarda topa daha fazla sahip olsa da, geride kalan maçlara oranla daha az üretkendi pozisyon konusunda. Bu arada rakibi Drogba’nın iki denemesi ile geliyordu karşısına.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Cem Dizdar - Fanatik

Kazanmaya oynadı

Birçok maçta olduğu gibi ülkenin bu en 'değerli maçı'nda problemin çözümü orta sahadaki oyuncu varlığına bağlı görünüyorsa da düğüm müdafalardaki hatalarla çözülecek diye düşünüyorum..
Acaba, hakemi ikna için yemin etkili bir yöntem olabilir mi? Gökhan Gönül - ülkenin en iyi sağ arka oyuncusu-  penaltı itirazında öyle bir yemin ediyor ki, eğer iddiası doğru değilse mazallah insan çarpılır! Bu tür işlere tevessül etmemek gerek değil mi?

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Yalçın Dümer - Fanatik

Monşerler'den hesap sorulur...

Yine heyecan yine taşı kardı. Öyle ya akşamın adı Fenerbahçe-Galatasaray olursa, ailecek strese gireriz. İlk olarak Ersun Hoca'ya geçmiş olsun. Önce sağlık gerisi boş. İşimiz Floryalıları incelemek, o yüzden deplasman takımına bakalım. Mancini 4-5-1 sürmüş ekibini.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Hasan Ali Atasoy - Fanatik

Direnişin zaferi

Fenerbahçe için kritik, Galatasaray için ise çok daha kritik bir maçtı. Sarı-Lacivertliler'in kongreden sonra 3 Temmuz ile ikinci rövanş maçıydı bu... İki yıldır meydanı boş bulup istediği gibi cirit atanlar, parsayı toplayanlar için artık işler o kadar kolay olmayacak. Çünkü şartlar yavaş yavaş eşitleniyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Hasan Tankaya - Fanatik

Görünen köy

Haftalardır futbol  grafiği ile sürekli aşağı doğru giden Galatasaray Kadıköy’de bir çıkış yakalayabilecek miydi? Dev derbi öncesi tüm öngörüler kağıt üstünde Fenerbahçe’nin favori olduğunu gösteriyordu. Ve kağıt üstü bu kez kazandı. Mancini;  Kadıköy’de Fenerbahçe karşısında elindeki kadroyu en ekonomik şekilde kullandı. Galatasaray’ın yedek külübesindeki  ve 18 dışındaki oyuncularına baktığınızda zaten sahada ki on bire itiraz etme lüksünüz olamazdı.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Erdoğan Şenay - Fanatik

Yetmez mi?

Fenerbahçe, Galatasaray'ın üzerine kurduğu bilinen özelliklerine, en ekonomik kullanımlarla oyuna sürünce, planladığı galibiyete de kolayca ulaştı. İki takımda kontrollü ve bire bir markaja dayalı anlayışta kaldıkça yavaşlıyor ve tribünlerdeki gol hasretide üst düzeye yükseliyordu.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Cem Şengül - Fanatik

Önemli fark

İlk 11'lere şöyle bir göz atıldığında düşünceler açıktı. İtalyan zekası, ülke geleneğiyle hareket ediyor ve önce skorda garantiyi planlıyordu. Orta saha kalabalık. Drogba tek forvet. Rakibin en verimli kanadı sol tarafa Eboue'nin önünde Bruma ve hemen yanında Melo ile önlem. Ceyhun ile Selçuk ise çift ön libero gibiydi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Adnan Dinçer - Cumhuriyet

Drogba Yetmedi

 
İki gün önce stent takılan Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal mesleğinin kaderiyle görevinin başındaydı. Ama sonuç bir ilaç gibiydi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 75. ölüm yıldönümünün hüzünlü gününü bir ölçüde mutlu aşan F.Bahçe oldu. Atılan iki gol de çok ilginçti. Oyunun kaderini büyük ölçüde Chedjou tayin etti. 23. dakikada tuhaf bir müdahale ile koluyla oynayınca zor düşünülen gol kolay geldi. 
 
 
 
Arif Kızılyalın - Cumhuriyet
 
Nazım Hikmet’in Fenerbahçe’si...
 
“Herkes istediğini söylüyor. Herkes bildiği gibi bağırıp çağırıyor. Ortalıkta bir söz bir düşünce hürriyeti alabildiğine... 
Bu işin birçok tarafları hoşuma gitmedi desem yalan söylemiş olurum. Muayyen bir manada demokrasiyi anlamak isteyenler Taksim Stadyumu’na gitsin. Ben kendi payıma güzel, berrak ve heyecanlı 1-2 saat geçirdim orada.” 
Vatan şairi Nazım Hikmet, Türkiye’deki özgür günlerinde izlediği bir Fenerbahçe - Galatasaray maçını böyle özetlemiş... 
 
 
 
Hilmi Türkay - Cumhuriyet
 
Büyük Fark
 
Derbiler yıllanmış şarap gibidir. Hemen her maçın havası başkadır. Mücadeleler başka oyunlara göre değişik geçer. Elbette eskiyle günümüz arasında dağlar kadar farklı ortamlar oluşmuştur. Bir kere en başta rakip seyirci maçlara gelmiyor, gelemiyor. Mecburen alınmış bir karar var. Böylesi çok daha iyi. En azından ‘Vurma, kırma, yaralama’ olmuyor. Geçmişte yanyana oturuyorlardı! Bugün şiddet ayyuka tırmandı. Yasa çıkıyor uygulama yok. Galatasaray, Fenerbahçe’yi Kadıköy’de tam 14 yıldır yenemiyordu. 
 
 
 
Osman Korkmazel - Cumhuriyet
 
İki Kamerunlu Yetti!
 
 
Bu bir derbi maçı; sonucu önceden kestirilemez, hele ki biri ‘favori’ olarak adlandırılamaz. İyi de Fenerbahçe’nin bir yığın artısı var. Hangisini sayayım bilemem ki, haydi birini en öne çıkartayım: Galatasaray, Saracoğlu Stadı’nda 14 yıldır kazanamıyor. Sahaya çıkan yabancı veya yerlinin, üstüne deneyimleri de tavana vurmuş olsun; ister istemez baskı oluşturur. Kendi kendilerine “Acaba bugün yenebilecek miyiz?” sorusunu sorarak, kafalarında binbir tilki dolaştırırlar. Ya Ünal Aysal? Onun öncesindeki 3 başkan bu statta galibiyet göremedi. Fakat Aysal’ın, bu durum içine öyle işlemişti ki, hafta arası elini yüreğini koyup futbolcularına moral vermişti… 
 
 
 
Ali İsmet Ural - Cumhuriyet
 
Derbi Klasiği
 
12. Adamı ile muhteşem bütünleşen ve onların gazıyla G.Saray’a adım attırmayan Fenerbahçe. Oyun kalitesi zaman zaman üst düzeye tırmansa da bu F.Bahçe tarafı için geçerliydi. Drogba dışında hiçbir G.Saraylı mücadelenin içinde olamadılar. Oysa, F.Bahçeli oyuncular sahanın her yerinde 3 - 4 kişi ile öyle bastılar, öyle mücadele ettiler ki... Mesela Mehmet Topal, adam soyadının tam tersi 3 - 4 bacaklı. Her yere motor takmış gibi koştu. Ya Sow’un 18 içinden top çıkarması mı dersiniz, Caner’in bir taraftan Bruma’yı kitlerken sık sık ileri geri gidip gelmesi mi? Ya Emre, takımını hep ayakta tuttu. Her yerde o bitti. Hücum presleri ile G.Saray’ı atağa başlayamadan durdurdu.
 
 
 
Alper Tunga Albayrak - Yeni Şafak
 
Mancini'nin planları tuttu
 
Son yılların favorisi en net şekilde ortada olan derbide, Ersun Yanal'ın planları öngörülebilir şeylerdi ama deplasmana 6 puan geride gelen Roberto Mancini'nin sahaya süreceği kadro ve oyundan beklentisi hafta boyunca belirsizliğini koruyan, merak konusu olan bir durumdu. 
 
 
 
Orhan Erdemir - Yeni Şafak
 
Gol temiz!
 
4. dakikada Gökhan'ın penaltı beklentisi var. Danny'nin herhangi bir teması yok. Bülent Yıldırım maça olması gibi ikazlarla başladı. 22'deki penaltı ve sarı kart doğru. 53'te Sow'un ofsayt diye kesilen pozisyonunda Ekrem Kan ciddi bir hata yaptı. Pozisyon gol ile sonuçlanabilirdi. 65'te Baroni ile kazanılan golde ofsayt bekleyen Galatasaray'lılar Emenike'nin topa hamle yaptığını ve ofsayt ile cezalandırılması gerektiğini iddia ettiler. 
 
 
 
Ümit Özat - AMK
 
Oyunun hakkı beraberlikti
 
Fenerbahçe son haftalarda birebir aynı oynuyor. Tipik bir Fener takımı gibi.. Pozisyon zenginliğineden ziyade topun arkasına geçip Cristian ve Sow ile kontradan gol arıyor. Buna rağmen bu kadar pozisyon olması iki takımın defans oyuncularının yapmış oldukları pozisyon hatalarındandı.
 
Sarı-lacivertliler bu tür maçlarda 3 tane aynı tip orta saha oyuuncusu ile oynuyor. Bu tür maçlarda mutlaka Sezer’in daha fazla süre alması lazım ya da Kuyt’ın Sow’un yanına monte edilerek çift santrfora dönülmesi gerekiyor. Bu daha faydalı olabilir.
 
 
 
Yusuf Şimşek - AMK
 
Uyuyan dev...
 
Baştan söyleyeyim, bu galibiyet kimseyi aldatmasın. Fenerbahçe’de en ufak kıpırdama yok. Takım tempo yapamıyor, organize olamıyor. Öyle bir ilk yarı oynandı ki seyircilerin coşkusu olmasa belki birçok insan tribünde uyuyacaktı. Çok kalabalık orta saha olmasına rağmen, takımı pozisyona sokacak oyun içinde bir lider yoktu.
 
 
 
Ertem Şener - AMK
 
Şerefli 3’ncülük!
 
ir gün herkes Fenerbahçeli olacak’ diyenlere ‘Bir gün herkes Beşiktaşlı olmasın, bırakın o ayrıcalık bizde kalsın’ der Beşiktaşlılar. Başkanlarıyla, futbolcularıyla,taraftarıyla ameliyata giren stadıyla, rengiyle, başarılarıyla sevinçleriyle, üzüntüleriyle göz yaşlarıyla, gülümsemeleriyle vs…vs…
 
 
 
Ümit Karan - Türkiye
 
Mancini korktu Fener kazandı
 
Lider Fenerbahçe’nin 6 puan gerisinde sahaya çıkmıştı Galatasaray. İleriye umutla bakması için kazanması ve aradaki puan farkını kapatması gerekiyordu. Ancak Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini, sahaya sürdüğü defansif ağırlıklı kadroyla bir anlamda korktuğunu belgeledi. Bu anlayışın sonucunda Galatasaray korner bile atamadı. Ceyhun Gülselam’ın yerine ofansif yönü yüksek bir oyuncu tercih edilebilirdi. Burak Yılmaz’ı çizgide oynatması, 70 dakika boyunca Bruma’yı sahada tutması yenilgiyi hazırlayan faktörlerdendi. Bruma yanlış krampon seçimi yapınca sık sık düştü. Fenerbahçe ise oturmuş kadrosunun avantajını sonuna kadar sahaya yansıttı.
 
 
 
Ümit Aktan - Türkiye
 
Fazla stenti olan var mı?
 
Galatasaray takımına, takım olarak stent takacağım da...
Gerçi takımın yarısına anjiyo da gerekiyor. Hatta birkaç kişiye açık kalp amaliyatı şart.
Burak için kalp nakli gerekiyor.
Sayın Başkanın da damarları zaten tıkalı...
Mancini, Ersun Yanal’ın hasta yatağındayken bile düşünüp çare üretebileceği bir kadro ve oyun planı sürdü sahaya. Zaten bütün faktörler eksi veriyordu G.Saray için. F.Bahçe tam tersine artılarla donatılmıştı. G.Saray’ın tutunacak tek dalı “Derbilerin sonucu belli olmaz” geyiği idi ve onun dışında hiçbir şeyi yoktu.
 
 
 
Cüneyt Tanman - Bugün
 
Yeterince iyi değilsen!
 
Galatasaray 14 yıllık kazanamama orucunu bozmak için bir yıl daha bekleyecek. Belki önemli eksikleri vardı, şanssız bir penaltıyla geri düştü. Yenilen diğer gol ofsayttı. Ama yenmek için yeterince iyi değildi. Fenerbahçe çok şey yapmasına gerek kalmadan kazandı.
 
 
 
Engin Verel - Bugün

Futbolun ironisi

Tüm haf­ta bo­yun­ca ko­nu­şu­lan der­bi­de, is­te­di­ği­miz fut­bol gü­zel­li­ği­ni ma­ale­sef sey­re­de­me­dik. Ga­la­ta­sa­ray’da Mus­le­ra ve Sne­ij­der oy­na­ma­ma­sı­na kar­şın Fe­ner­bah­çe’de Gök­han ile Em­re ye­ri­ni al­dı. We­bo ilk 11’de sa­ha­ya çık­tı. Bü­yük ümit­ler­le alı­nan Eme­ni­ke ne­de­ni bi­lin­mez bir şe­kil­de ye­dek ku­lü­be­si­ne çe­kil­di. Ben­ce Er­sun Ya­nal, Cris­ti­an’ı ya­nın­da otur­tup Eme­ni­ke’yi son­ra­dan da­hil et­mek ye­ri­ne sa­ha­ya ilk 11’de sür­me­liy­di. Ba­ro­ni’nin et­ki­li ol­ma­dı­ğı­ bir maç­ta sko­ra kat­kı yap­ma­sı da fut­bo­lun bir iro­ni­si...

Yazının tamamını okumak için tıklayın

 

Aydın Bayram - Star

Favori Fener güldü

Günlerdir herkes yazıp çizdi. Kimi Fener’i, kimi G.Saray’ı favori gösterdi. Ama son söz futbolculardaydı. Hakem Bülent Yıldırım’ın başlama düdüğü ile birlikte sonucu merakla beklenen derbide “Senin favorin hangi takımdı?” diye sorarsanız futbol kantarımda Fenerbahçe ağır basıyordu. Çünkü Muslera’sız ve Sneijder’sız Cim-Bom sahada kolu-kanadı olmayan bir takım hüviyetindeydi. Fenerbahçe ise oturmuş kadrosu ve güçlü hücum hattı ile bir adım öndeydi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın


Ziya Şengül - Star

F.Bahçe geleneği

Saracoğlu’nda Fenerbahçe, üst üste 15. derbi zaferini yaşayarak, Galatasaray’a karşı yenilmezliğini devam ettirdi. Fenerbahçe oyuna iyi başlayan topu ayağa oynayarak, rakibine üstünlük sağlayan olarak gözüktü. Alves ile Egemen’in mükemmel savunma anlayışlarının yanı sıra Drogba’ya hava toplarında hiç şans vermediler. Savunmanın solunda oynayan Caner, mükemmele yakın bir oyun sergilerken Gökhan Gönül de hücumdaki görüntüsü ile Galatasaray’ın savunmasının solunu zaman zaman yol geçen hanına çevirdi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın