T24 Haber Merkezi
Gonca Tokyol
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın net döviz rezervlerinde yaşanan açıklan(a)mayan düşüş devam ederken; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün TOBB 75. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada bir süredir devam eden tartışmaya dair, “Bazı sirk cambazları döviz rezervine yönelik gayri samimi açıklamalarla bir psikolojik olumsuz hava oluşturmanın gayreti içindedir” yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı’nın “Merkez Bankamızın döviz rezervi işte o zamanlar 27,5 milyar dolarken, hamdolsun şu anda onunla mukayese edilemeyecek bir konuma geldi” sözlerini de kullandığı konuşmadan dakikalar önce Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada ise net uluslararası rezervlerin 26 Nisan’da biten haftada 1 milyar dolardan fazla azalarak 25.858 milyar dolara gerilediği duyuruluyordu.
TIKLAYIN - Merkez Bankası'nın net uluslararası rezervleri 1 milyar dolar daha azaldı
TIKLAYIN - Merkez Bankası’nın döviz rezervlerine dair gizem sonunda çözülüyor mu?
Merkez Bankası’nın net döviz rezervlerine dair gündem, ilk olarak Financial Times gazetesinin 18 Nisan tarihli haberinin ardından gündeme gelmişti. Haberde, Türkiye’nin Merkez Bankası rezervlerini güçlendirmek için milyarlarca dolarlık kısa vadeli borç kullandığı iddia ediliyor ve net döviz rezervlerinin Nisan ayı başında açıklandığı gibi 28.1 milyar dolar değil 16 milyar doların altında olduğu savunuluyordu.
Financial Times’in konuya dair yazılı sorularına Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, ilk kez kamuya açık bir şekilde kur swaplarının kullanılmasının ‘rezerve meblağını etkileyebileceği’ kabul edilmiş ancak kullanılan metodun ‘uluslararası normlarla tam uyum içinde olduğu’ kaydedilmişti. Merkez Bankası’ndan tatminkâr bir açıklama gelmemesi kurumun şeffaflığına dair eleştirileri artırmış ve net döviz rezervlerine dair belirsizliğin devam etmesi, Türk Lirası’nın son dönemde yaşadığı değer kaybında etkili olmuştu.
TIKLAYIN - Financial Times: Türkiye’nin net rezervi 28.1 milyar dolar değil, 16 milyar dolar
Çetinkaya kutuyu işaret etti, ekonomistler tatmin olmadı
Bloomberg’te geçen hafta Çağan Koç ve Kerim Karakaya imzasıyla yayımlanan haberde, ismini vermeden konuşan bir Merkez Bankası çalışanı ise rezerv gizemine ilişkin sorular için adres olarak 30 Nisan’da gerçekleştirilen enflasyon raporu sunumunu işaret etmişti. Ancak, beklenen olmadı; Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, salı günü yaptığı konuşmada konuya dair soruların cevapları için raporun yazılı metnindeki ‘kutuları’ işaret etti. Türkiye’de ekonomi yönetiminin bir süredir sahiplendiği ‘net değil brüt rezerve bakılmalı’ söylemi ve ‘kutular’ ise ekonomistler ile yatırımcıları tatmin etmedi.
"Merkez Bankası, 'mesajım, mesajım olmadığıdır' demiş oldu"
Merkez Bankası toplantısının sorularıyla en çok konuşulan isimlerinden biri olan ekonomist Uğur Gürses, DW Türkçe için kaleme aldığı analizde, Çetinkaya’nın işaret ettiği kutunun boş çıktığı yorumunda bulundu. Gürses, toplantıda Merkez Bankası Başkanı’na 3 soru yönelttiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Çetinkaya'ya, kamu bankalarınca piyasaya döviz satılarak belli bir kur bandı içinde kalınması çabasının dalgalı kur rejimi içinde doğru olup olmadığı, bankalara Ankara'dan siyasetçilerce faiz seviyesinin dikte edilerek düşük tutulmasından haberdar olup olmadığı, mal ve hizmet fiyatlarının da Ankara’dan kontrol edilmeye çalışıldığı bir ortamda, enflasyon tahmini yapmanın doğru olup olmadığını da sordum. Yanıt vermedi. Merkez Bankası içi boş bir iletişimle, ‘mesajım, mesajım olmadığıdır’ demiş oldu”
Peki, Gürses’in “Boş çıktı” dediği kutuda neler vardı? 2019 yılının ikinci enflasyon raporunun Merkez Bankası’nın internet sitesinde yer alan metninde, rezervlerden ilk olarak ‘Para Politikası’na dair bölümde yer veriliyor. Merkez Bankası’nın ‘finansal piyasalarda gözlenen oynaklıklar ve sağlıksız fiyat oluşumlarına karşı piyasaların ve aktarım mekanizmasının etkin işleyişini desteklemek amacıyla politika faizi dışında sahip olduğu araç setini de kullandığı’ kaydedilirken; birkaç hafta önce tüm Türkiye’nin gündemine oturan swap işlemlerine dair düzenlemelere ek olarak 25 Mart 2019 tarihinde de Türk lirası depoları karşılığı döviz depoları ihalelerine ara verildiği belirtiliyor. Raporda, bu işlemlerin uluslararası rezervler üzerindeki etkilerine dair değerlendirmelerin 5.2 numaralı ünlü kutuda yer aldığı notu düşülüyor.
TIKLAYIN - 6 soruda Merkez Bankası'nın net döviz rezervleri | Neden gündeme geldi, Türkiye'nin ne kadar döviz rezervi var, yatırımcılar neden korkuyor?
"Merkez Bankası, swap işlemleri üzerinden elde ettiği dövizlerin kendi 'kullanımına açık' olduğunu ifade etti"
Raporun 80. sayfasına gelindiğinde ise Kutu 5.2’ye ulaşılıyor. İktisatçı Yalçın Karatepe’nin euronews için kaleme aldığı analizde dikkat çektiği gibi, bu bölümde uluslararası rezervler “para otoritelerinin kullanımına açık ve kontrol edebildiği altın ve yabancı para karşılığı olan varlıklar” şeklinde tanımlanıyor. Karatepe, bu tanımlamanın ‘swap işlemleri yoluyla elde edilen döviz tutarlarının da banka tarafından rezerv hesaplarında dikkate alındığını gösterdiği’ yorumunda bulunarak şunları söylüyor:
“Diğer bir ifade ile banka net rezervlere ilişkin bir açıklama yapmaz iken, swap işlemleri üzerinden elde ettiği dövizlerin kendi 'kullanımına açık' olduğunu ifade etmiştir. Oysa biz biliyoruz ki bu işlemlerden dolayı bankanın temin etmiş olduğu döviz banka açısından bir varlık değil, zamanı geldiğinde ödemek zorunda olduğu bir yükümlülüktür. Bu nedenle, her ne kadar merkez bankası elinde bulundurduğu dönemde bu döviz üzerinde bir tasarrufta bulunma imkanına sahip olsa dahi, swap işlemlerinin vadesi dolduğunda bunları iade etmek zorunda kalacağı için banka tarafından bir yükümlülük olarak değerlendirilmelidir.”
"Merkez Bankası bazı sorulara cevap vermeye çalıştı, ancak bunlar piyasaların cevabını istediği sorular değildi"
Net rezervler konusunu ilk olarak gündeme alan Financial Times'ın konuya dair haberinde de Merkez Bankası’nın kuruma yaptığı açıklamada swap yoluyla borç alınan miktarın bilanço tablosunun varlıklar kısmına yazıldığını ancak aynı şekide TL cinsinden verilen borçların meblağdan düşürülmediğini söylediği belirtildi. Haberde, “Bu, hali hazırda ülkenin rezervlerinin yeterliliğine dair kaygılı olan yatırımcıları daha da endişelendirdi” yorumu yapıldı.
FT’ye konuşan Nomura’nın gelişmekte olan ekonomiler uzmanı İnan Demir, Merkez Bankası’nın bazı sorulara cevap vermeye çalıştığını ancak bunların ‘piyasanın sorduğu sorular olmadığını’ söyledi. Demir, “Bu, bazı konularda açıklık bekleyen piyasalar için hayal kırıklığı oldu” dedi.
"Brüt rezerv bile Türkiye’nin kısa süreli döviz cinsinden borcunu kapatmaya yetmiyor"
Bloomberg’ün konuya dair haberinde de “Salı günkü Merkez Bankası brifingi, Türkiye’nin para politikaları ve uluslararası rezervlerdeki volatiliteye dair yatırımcılar ve ekonomistleri cevaplardan çok sorularla baş başa bıraktı” ifadesine yer verildi. Bloomberg’ten Marcus Ashworth’un Washington Post için kaleme aldığı yazıda da Çetinkaya’nın rezerv konusuna açıklık getirmekte başarısız olduğu kaydedilerek, “Çetinkaya, 27 milyarlık net rezerv yerine 80 milyar dolarlık brüt rakamı kullanmayı tercih ettiğini söyledi ancak daha fazla olan bu rakam bile Türkiye’nin kısa süreli döviz cinsinden borcunu kapatmaya yetmiyor. Bu, yetkililerin yok olmasını umarak çözebilecekleri bir sorun değil” dendi.
"Sıkıştığınız zaman net rezerv bile bazen yeterli olmaz"
Marmara Üniversitesi Muhasebe ve Finansman Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova da BBC Türkçe’den Özge Özdemir’e yaptığı yorumda, brüt rezervlere önem verilmesi gerektiği savına karşı çıkarak şunları söyldi:
"Brüt rezervin içinde senin kullanamayacağın paralar var, bankaların sana yatırmış oldukları bir ödünç para. Konu rezervlerin azalması değil, TCMB'nin bilançosunda meydana gelen fark, bu paranın nerede olduğu konusuydu. Bu konuya açıklama getirilemedi."
Eski T24 yazarlarından ekonomist Vedat Özdan da rezervler hakkında yapılan açıklamanın tam tersine şüpheleri artırdığını savunarak, "Sıkıştığınız zaman net rezerv bile bazen yeterli olmaz. Net rezervlerin bir kısmı da öyle bağlanmıştır ki hemen nakde çeviremezsiniz. Mesela Basel'de (İsviçre) TCMB'nin 17-19 ton altını var. Bunu rezerv olarak kullanabilir misiniz? 2-3 günlük bir atakta elinde ne kadar cephane var, ona bakılır."
Merkez Bankası altın swap işlemlerine başlaması net rezervleri artırmak için yeni bir hamle mi?
Öte yandan dün Merkez Bankası bünyesinde TL karşılığı altın swap piyasası açılacağı duyuruldu. Piyasada işlemler 6 Mayıs’ta başlayacak. Yaşanan bu gelişmeyi Bloomberg HT'ye değerlendiren İş Portföy Başekonomisti Nilüfer Sezgin bu işlemin hali hazırda yapılan döviz karşılığı TL swap operasyonundan çok da farklı olmadığını söyledi. Sezgin kararın kredi verme iştahı olan bankalara likidite yaratması açısından destekleyici olduğunu ve bu adımın Merkez Bankası'nın net rezervlerini artıracağını ifade etti.
Londra merkezli Bluebay Asset Management Stratejisti Timothy Ash de Twitter’da yaptığı yorumda Merkez Bankası’nın swap işlemlerini altın yönünde genişletme hamlesinin brüt rezervleri şişirmek için yapılan bir girişim olabileceğini belirterek, “Belki de daha da devam edecek siyasi belirsizlik ve belki de İstanbul’da seçimlerin yenilenmesinin olası etkileri için hazırlık yapıyorlardır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘sirk cambazları’ yorumunu da değerlendiren Ash, “Veri veridir. Mesajı getirdiği için elçiyi vurmak yerine düşük olan döviz rezervlerini güçlendirmeye çalışmalı. Kredibilitesi daha, daha güven veren ve daha ortodoks bir politika seti yardımcı olur…”