Gündem

1 Mayıs ve gaz fişeği için AYM’den kritik karar: “Barışçıl eyleme müdahale tazminat nedeni; gaz tabancasını böyle kullanamazsın, soruşturmayı savsaklayamazsın”

11 Nisan 2023 11:30

Anayasa Mahkemesi (AYM), 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına izin verilmemesi, buna rağmen sivil toplum örgütlerinin burada eylem yapmaya çalışması konusunda kritik bir karara imza attı. Mahkeme, valiliğin yasaklamasına rağmen alana çıkmaya çalışan ve barışçıl eylem yapmak isteyenlere yönelik ölçüsüz polis müdahalesini toplanma hakkına müdahale saydı. Kararda, devletin barışçıl eylemlere sabır göstermesi gerektiği belirtilirken, topluluk içinde şiddet eylemi yapanlar olsa bile bu gerekçeyle barışçıl eylem yapanlara müdahale edilemeyeceği vurgulandı. Yüksek Mahkeme, 2013’te, izin verilmemesine rağmen alana çıkmak isteyen gruplara yönelik müdahale sırasında başından gaz fişeği ile vurulan Dilan Alp’e yönelik bu eylemi de “eziyet” saydı. Alp’i başından vuran güvenlik görevlisinin tespit edilememesini ve soruşturmanın zamanaşımına girmesini de ihlal sayan AYM, polisin, gaz fişeği kullanımı konusunda ateşli silahlar için belirlenmiş kurallara tabi olduğunu da vurguladı. Karara göre, başından vurulan ve kafatasında çatlaklar, doku hasarı oluşan Dilan Alp’e 87 bin lira tazminat ödenecek.

AYM, 1 Mayıs yaklaşırken, 2013’teki 1 Mayıs olayları ile ilgili emsal niteliğinde kritik bir karara imza attı. Polise yönelik herhangi bir eylemi olmamasına rağmen gaz fişeği ile başından vurularak hayati tehlike yaşayan Dilan Alp’in avukatı Gülizar Tuncer tarafından yapılan başvuruyu karara bağlayan AYM, izin verilmeyen bir alanda bile olsa barışçıl biçimde toplanma hakkının engellenmesinin tazminat nedeni olduğunu karar altına aldı.

Valilik izin vermedi, polis başından vurdu

AYM İkinci Bölüm tarafından verilen karara göre, 2013’te, İstanbul Valiliği, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını yasakladı. Buna karşılık TÜRK-İŞ Konfederasyonu ile birçok sendika ve sivil toplum kuruluşu 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda kutlanacağını kamuoyuna bildirdi. Valilik yasağına rağmen birçok grup alana girmeye çalıştı ve bu nedenle olaylar yaşandı. Taksim’e çıkmaya çalışan Dilan Alp, olaylar sırasında gaz kapsülü ile başından vurularak ağır biçimde yaralandı. Kafatasında kırıklar ve beyin doku hasarı oluşan Alp için, “Yaşamının tehlikeye girdiği” yönünde rapor verildi.

Silahı ateşleyeni gizlediler

Alp, tedavi gördükten sonra Başbakan, İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi, İstanbul İl Emniyet Müdürü ve doğrudan eylemi gerçekleştiren kolluk görevlileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.

Savcılık, suç duyurusunu, aynı gün yaşanan diğer olayların dosyası ile birleştirdi. Siyasiler, vali ve kolluk amirleri hakkındaki dosyayı ise ayırdı. Ancak üç yıl sonra bu kez suç duyurusu da ana dosyadan ayrılarak ayrı soruşturma başlatıldı.

Savcılık, İstanbul Emniyeti’nden olay günü görev yapan ve Alp’i vuran polisin isimlerini istedi. Emniyetten gaz tabancasını kullanan kişinin tespit edilemediği, olay günü polisin görevini yaptığı yanıtı geldi.

Alp’i suçladılar

Emniyet, bununla da yetinmeyerek Alp’in polise taş, molotof ve bilye atan grubun içerisinde olduğunu bildirdi. Buna kanıt olarak da sadece yüzü maskeli birinin fotoğrafı bulunduğuna yönelik raporu gösterdi. Ancak savcılığın Alp hakkında açtığı soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.

Kask numarası var, isim yok

Savcılığın gerekli araştırmaların yapılarak isimlerin bildirilmesi ısrarına rağmen emniyet, bölgede bu silahı kullanmakla görevli emniyet mensubu olmadığı yanıtını verdi. Bunun üzerine savcılık, olay günü bölgede görevli polislerin ifadesini aldı, ancak tamamı olayı görmedikleri yönünde ifade verdi. Jandarma Kriminal Dairesi de kendisine iletilen görüntüler üzerinden silahı ateşleyeni bulamadığını bildirdi.

Olay yerindeki polisler, kask numaraları üzerinden tespit edilmek istendi, ancak bu kez de emniyetten hangi polisin hangi kask numarasını taşıdığına yönelik liste gönderilmedi.

Zamanaşımına girdi

Bunun üzerine 16 polis hakkında takipsizlik veren savcılık, dosyayı, “daimi arama” kararı vererek rafa kaldırdı. Soruşturma, bir süre sonra zamanaşımına girdi. Savcılık, “daimi arama” kararına rağmen zamanaşımına kadar bir başka işlem de yapmadı.

Tazminat davası sürüyor

Alp’in açtığı tazminat davasında ise istinaf mahkemesi 100 bin TL manevi, 25 bin TL maddi tazminat ödenmesine hükmetti, ancak bu dava henüz kesin karara bağlanmadı. Kamu Denetçiliği Kurumu da polislerin eyleminin hak ihlali niteliğinde olduğuna hükmetti.

“Silahtan farkı yok” kararı

Olayı değerlendiren AYM, kararında, gaz silahlarının kullanımı konusunda kritik bir yorum yaptı. Bu silahların, ateşli silahlardan farkının olmadığını ve ölçülü biçimde kullanılması gerektiğini belirten AYM, “Güç kullanımının Anayasa’nın 17. maddesine göre başka bir çarenin kalmadığı zorunlu bir durumda ve ölçülü bir şekilde gerçekleştiğinin soruşturma makamlarınca resen ortaya konulması gerekmektedir. Bu çerçevede kolluk görevlilerinin eylemlerinin yanında kendilerine uygun talimatın verilip verilmediğinin, gaz fişeği atışı için kullanılan silahlar konusunda bu kişilerin yeterli eğitim alıp almadığının ve olası riskleri önlemek adına tedbir almakta ihmalleri bulunup bulunmadığının da incelenmesi gerekmektedir” yorumunu yaptı.

Eziyet yasağı ihlal edildi

Vurulan Dilan Alp’in şiddet eyleminin saptanamadığına işaret eden AYM, böyle bir durumda güç kullanımının kaçınılmaz olduğu yönünde tespit yapılamayacağını vurguladı. Ancak Alp’in başından vurulmasının kolluğun orantısız güç kullanarak başvurucunun yaralanmasına sebep olduğunu ortaya koyduğu kaydedildi. Anayasadaki, “eziyet yasağının” ihlal edildiği ifade edildi.

“Kimliklerin tespiti gerekirdi”

Kararda, polislerin kimliğinin tespit edilememesi de hak ihlali sayıldı ve dosyayı rafa kaldıran ve zamanaşımına girmesine neden olan savcılık eleştirildi.


1 Mayıs 2022: Taksim Meydanı, yıllardır olduğu gibi kutlamalara kapalı...

İzinsiz de olsa barışçıl gösteri

Kararda, izinsiz biçimde yapılsa bile barışçıl eylemlere müdahale konusunda sınırlılıklar bulunduğuna işaret edilerek, şöyle denildi:

“Başvurucunun barışçıl olmadığı herhangi bir eyleminin olduğu ileri sürülmediğinden başvurucunun yaralanmasına neden olacak şekilde fiziki müdahalede bulunulması ve böylelikle gösteriye son verilmesi toplanma hakkına yönelik bir müdahale olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla toplantı hakkının amacı, şiddete başvurmayan ve fikirlerini barışçıl bir şekilde ortaya koyan bireylerin haklarının korunmasıdır. Demokratik bir toplumda, barışçıl yöntemlerle fikirlerini savunanlara toplantı özgürlüğü ve diğer yasal araçlarla kendilerini ifade edebilme imkânı verilmelidir. Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kişilerin toplantı hakkını kullanırken kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir. Toplantı veya gösteri yürüyüşüne katılanların bir kısmının şiddete başvurmaları diğerleri açısından bu hakka müdahaleyi meşru kılmaz.”

1 Mayıs 2022: Taksim Meydanı, yıllardır olduğu gibi kutlamalara kapalı...

87 bin lira tazminat

Kararda, Alp’in açtığı tazminat davası sürdüğü için bu konuda ayrıca bu aşamada karar verilemeyeceği, ancak toplanma hakkının ihlal edilmesine nedeniyle kendisine 87 bin 750 lira lira tazminat ödenmesi gerektiği vurgulandı.