Gündem
Deutsche Welle

08.08.2014 - Alman basınından özetler

Irak’ta IŞİD’in saldırılarından kaçan Yezidi nüfusun durumu ve konuyla ilgili olarak Almanya’nın Herford kentinde meydana gelen olaylar Alman basınında geniş yer tutuyor.

08 Ağustos 2014 00:34

Essen kentinde yayımlanan Neue Ruhr/Neue
Rhein Zeitung Birleşmiş
Milletler ve ulusal hükümetlerin Yezidilere derhal yardım ulaştırması
gerektiğine dikkat çekiyor yorumunda:
“Teröristlerin ilerleyişi sürüp
gitmeyecek. İlk kez Suriye, Türkiye ve Iraklı
Kürtler birlikte mücadele ediyorlar. Bir zamanlar 'İslam Devleti' ile ittifak içinde
olan Sünni milisler, Taş Devri İslamcılarına karşı Musul ve Irak'ın diğer
kentlerinde isyan ediyor. Kutsal olmayan 'halifeliğin' çöküşü sadece bir
zaman meselesi. Ne var ki mültecilerin zamanı yok. Acilen yardıma ihtiyaçları
var. İş Birleşmiş Milletler ve ulusal hükümetlere düşüyor. Kürt savaşçılara ve
Irak ordusuna silah temini önemli. Ancak mültecilere gıda maddeleri,
battaniye, çadır temin edilmesi daha da önemli. 10 binlerce insanın hayatı
söz konusu.”
Herford'da IŞİD sempatizanları ile Yezidiler arasında çıkan taşlı sopalı kavga
Alman basınında ağırlıklı yorum konusu. Kölner Stadt-Anzeiger “Gösteri
özgürlüğü arkaik kan davası geleneklerini tekrar yaşatmak için kullanılamaz.
Irak'ta insanların başına gelenler korkunç. Ancak burada
Almanya'dayız. Ve
burada bizim yasalarımız geçerlidir” diyor konuyla ilgili olarak. West
Allgemeine Zeitung'daki yorumsa şu şekilde:
“Herford Musul değil, Kuzey Ren Vestfalya
da Irak. Almanya, sınırlarımızın
ötesinde meydana gelen ama buna rağmen ilgili halk gruplarının burada
uzun
süredir bizimle yaşaması nedeniyle bize yakın olan bu çatışmaların bir
arenası olamaz. O yüzden Vestfalya'nın doğusunda meydana gelen
çatışmalar, radikal eğilimlerin sadece ‘inançsızlara' değil aynı zamanda her
türden liberal Batı düzenine karşı yöneldiğini vaktinde anlamak ve bunları
kurutmak için bir uyarıdır. Herford'da bir Yezidi
tarafından işletilen dükkana
yapılan saldırının terör grubu ‘İslam Devleti' tarafından hedef gözetilerek
planlandığı ve belki de dizi halinde bir nefret saldırıları dalgasının şablonu
olduğu yönünde elde deliller vardır. Aşırılık yanlısı Suriye ve Irak savaşçıları,
her şeyi yapmaya kararlı. Dört kişinin hayatını kaybettiği, Brüksel'deki Yahudi
Müzesi'ne saldırı da bunu gösteriyor. İçişleri Bakanları pasaport yasaları
yardımıyla, terör grubu taraftarlarının giriş çıkışlarını engellemek üzerinde
duruyor. Onların Suriye ve Irak'taki liderlerinden tecrit edilmesi, ilk önemli
adım olacaktır.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung ise aynı
konuda şu yorumu yapıyor:
“Ne Suriye'deki iç savaş
ne de Irak'taki ‘İslam Devleti'nin barbarlıkları bizi
ilgilendirir, diye düşünenler durumu artık anlamış olmalı. Karakuş ya da
Sincar buradan ne kadar uzak olursa olsun, orada olanlar Almanya'yı da
etkiliyor. ‘İslam Devleti' sempatizanları Herford'da sokağın ortasında
Yezidilere saldırdığından beri artık Karakuş, Sincar ve Herford'u birbirinden
ayırmak mümkün değil. Bu ülkede siyaset kurumu ve dernekler, bir tehlike
yaratmayacağı yanlış kabulünden hareketle, Selefist cihatçı nefret kültürünü
haddinden fazla zamandır eylemsiz bir biçimde izlemekle yetindi. Yerel
siyasetçilerin, güvenlik makamlarının işi başından aşkın diyerek bu tehdidi
küçük göstermesi tüyler ürperticiydi.”
Hannoversche Allgemeine Zeitung ise konuyu
inanç özgürlüğü üzerinden
ele alıyor:
“Barışçıl Orta Avrupa şimdi yeni tür bir korkuyla tanıştı. Zira Yakın
ve
Ortadoğu'daki acı din savaşları, doğrudan bizim pazar yerlerimize yansıyor.
Yaklaşık 50 ülkede insanların dinî ibadetlerini yerine getirmeleri engelleniyor,
Türkiye de dahil. Kuzey Kore, Suudi Arabistan, Irak, İran, Pakistan, Eritre,
Sudan, Nijerya, Mısır, Hindistan, Laos, Vietnam ve Çin gibi birçok yerde din
özgürlüğünün ağır ihlali söz konusu. İnsanların inançlarına bağlı kaldıkları
için
kovuşturmaya uğradığı ya da öldürüldüğü ülkeler haydut devletlerdir. Bunlar
kendilerini uluslararası devletler topluluğundan ayırırlar. Onlara göre
başkalarını dikkate almak doğru değildir. İster tek tek gruplar olursun isterse
de devletler olsun bunların ipliğini pazara çıkarmak, adlarını koymak gerekir.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle