Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilati (AGİT) Dönem Başkanı, İsviçre Cumhurbaşkanı Didier Burkhalter ile Ukrayna konusunu görüşen ve krizin ancak diyalog ile çözülebileceğini belirten Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin "Ukrayna sınırındaki askerlerimizi çektik" dedi. Putin ayrıca görüşmeden sonra, Ukrayna’nın doğusundaki Kiev karşıtlarına bağımsızlık için yapmayı planladıkları referandumu erteleme çağrısında bulundu. Berliner Zeitung Putin’in bu adımını şöyle değerlendiriyor:
"İsviçre Cumhurbaşkanı Burkhalter’in, AGİT’in dönem başkanı sıfatıyla Moskova’ya gitmesi çok iyi bir fikirdi. Ukrayna’daki iç savaşın son bulmasının yolu, sadece bu çatışmayı kızdıran Rusya’dan geçiyor. Ve köprü kurmayı ancak tarafsızlığı tartışmasız olan bir isim başarabilir. Görünüşe göre, Putin bu köprüyü en azından denemeye niyetli. Putin’den, Ukrayna’nın doğusunda Pazar günü yapılması planlanan yasadışı referandumun ertelenmesi yönünde gelen çağrı, uzun zamandır kaydedilen en olumlu gelişme. Batı bu olumlu sinyale kayıtsız kalamaz. Şimdi, hâlâ ayak direyen Kiev yönetiminin, ayrılıkçılarla yuvarlak masa başına oturmaya zorlanması gerek. Müzakerelerin de AGİT tarafından yönetilmesi en yerinde karar olacaktır."
Ukrayna’nın doğusunda referandum hazırlığı içinde olan Rusya yanlısı ayrılıkçılar ise, Putin’e büyük saygı duyduklarını ve referandumun ertelenmesi yönünde yapılan çağrıyı gözden geçireceklerini duyurdular. Nürnberger Nachrichten konuya ilişkin şu yorumu sunuyor okuyucularına:
"Putin’in ayrılıkçı dostlarının Kremlin'in tek bir sözü üzerine hemen çizgilerini değiştirmeye hazır oldukları yönünde sinyal vermeleri ilginç. Belli ki, Moskova aksini iddia etse de, ayrılıkçıların üzerinde nüfuz sahibi. Şiddetin son bulması, yeni görüşmeler için en uygun ortamı oluşturacaktır. Burada hem Rusya yanlılarına, hem de Kiev yönetimine bağlı askeri birliklere görev düşüyor. Alman hükümeti tarafından Ukrayna’da düzenlenmesi önerilen yuvarlak masa toplantılarının meyve vermesi için, tüm tarafların, Kiev hükümetinin ve Rusya yanlısı ayrılıkçıların temsilcilerinin bir araya gelmesi zorunlu. Bu kâbus sadece bu şekilde sona erdirilebilir. O da belki."
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, uluslararası yardım örgütlerinin ülkesinde daha yoğun çalışmaları talebinde bulundu. Birleşmiş Milletler ise, Esad’ı yardım malzemesi sevkiyatını bürokratik engeller koyarak bloke etmekle suçluyor. Stuttgarter Zeitung adlı gazetenin yorumu:
"Takım ceketli katilin şimdi bir de uluslararası yardım örgütlerinden daha fazla çaba göstermelerini istemesi, aynı 3 Haziran’da yapılacağı açıklanan ve dünya kamuoyu tarafından pek fazla tepki göstermeden kabullenilen devlet başkanlığı seçimleri örneği gibi tam bir saçmalık. Seçimler bir maskaralıktan başka ne olabilir ki? Sandığa gidilmesi barışı getirmeyecek. ABD’nin şimdi Suriye Ulusal Koalisyonu için askerî yardımın miktarını artırma kararı alması da Esad’ın pek umrunda olmayacaktır, zira ılımlı muhalif güçlere etkili destek verilmesinde en az bir yıl geç kalındı."
İç şavaşın sürdüğü Suriye’de sivil halkın karşı karşıya olduğu trajedi, Kölner Stadt-Anzeiger adlı gazetenin yorum sütununda şu satırlarla ele alınıyor:
"Yeni küresel ve bölgesel krizler, Suriye'deki bahtsızların kaderinin dünya kamuoyunun bilincinde solmasına neden oluyor. İnsanî yardım konusunda uluslararası toplum, vaatlerini yerine getirmekte giderek daha yetersiz bir performans sergiliyor. Birleşmiş Milletler’in milyarlık imdat çağrısına kulak veren pek yok. Yerini yurdunu kaybeden ve Suriye’nin komşu ülkelerine sığınan milyonlarca kişinin içinde bulunduğu ruhsal felakete ilgi giderek azalıyor. Zira uluslararası aktörler artık Suriye’yi muharebe meydanı olarak gözden çıkardılar. Geriye ise, izleri kuşaklar boyu silinmeyecek bir felaketle yüz yüze kalan, artık kendilerine yardım etme imkanı olmayan ve işte tam da bu yüzden bizim dayanışmamızı hak eden insanlar kaldı. Çünkü acıları, hiçbir merhamet olmadan devam ediyor."
