Spor yazarları Ankaragücü-Galatasaray maçını değerlendirdi: "Süper Lig Davinson Sanchez sezonu” diyebileceğimizi düşünüyorum artık!

Galatasaray, Trendyol Süper Lig'in 26. haftasında MKE Ankaragücü'nü ilk yarıda attığı gollerle 3-0 mağlup etti. Spor yazarlarının Ankaragücü-Galatasaray maçı hakkındaki yorumları şu şekilde...

19 Şubat 2024 00:00

111

SPOR YAZARLARI ANKARAGÜCÜ-GALATASARAY MAÇINI DEĞERLENDİRDİ: "SÜPER LİG DAVINSON SANCHEZ SEZONU" DİYEBİLECEĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUM ARTIK!

211

Uğur Meleke - HÜRRİYET: Galatasaray’ın rakipleri için en tehlikeli an, topu kazandıklarını sandıkları an oluyor. Topu kazandık, hücuma çıkıyoruz derken tekrar kaptırıyorlar meşin yuvarlağı. Ve karşı pres sonucu bir daha pozisyon veriyorlar.Ve Galatasaray’ın bu karşı presle, topu kaybettiği yerde saniyeler içinde geri kazanma timinin liderliğini Davinson Sanchez yapıyor bu sezon. Torreira sahadayken o çetenin bir başka ileri geleni o. Ama bir stoper olarak Davinson’un takımının savunma hattını bu kadar ileriye çıkarması, bu kadar sık doğru yerde olması ve bu denli kritik toplar kazanması muazzam. Galatasaray eğer bu yılı şampiyon bitirirse, ben bu sezona “Süper Lig Davinson Sanchez sezonu” diyebileceğimizi düşünüyorum artık.

311

Ahmet Çakar - SABAH: G.Saray ilk 45 dakika mükemmel bir oyun ortaya koydu. 3 gol attı ama en az attığı kadar da kaçırdı. İlk gol Kerem Demirbay'dan geldi. Kullanılan kornerde Kerem kafasını vurdu, üst direk ve çizginin içine çarparak gol geldi. Hemen ardından Sanchez akan oyunda ceza alanı içinde bir golcü vuruşu ile ikinci golü attı. Aslında bir stoperin duran toplar haricinde bu tür bir gol atması alışılageldik bir durum değil. Daha sonra da Mertens'in kazandırdığı penaltı ile gelen İcardi golü maçı bitiriverdi. Ankaragücü bizi çok şaşırttı. Maşallah pamuk gibi bir takım! Ali Şansalan iyi maç yönetti. Dengeliydi, faul tespitleri yerinde, penaltı kararı da doğruydu.

411

Osman Şenher - MİLLİYET: Ankaragücü deplasmanı öncesinde, ‘Eryaman Stadı’nın zemini bozuk, Sparta Prag karşısında Galatasaray çok yoruldu’ gibi bir sürü şey söylendi. Bu konuşulanların hepsi de havada kaldı. Sen iyi takımsan, maçı kazanmak istiyorsan, hırsını, gücünü, her şeyini sahaya koyuyorsan zaten sorun da yaşamazsın. Okan Buruk’un öğrencileri sezonun en iyi oyununu ortaya koyarken, hiç zorlanmadan Ankaragücü deplasmanında kazandılar. Maçın 3-0 olması sizi kandırmasın, bu mücadele Galatasaray’ın lehine çok daha farklı bitebilirdi. Emre Belözoğlu hiç olmazsa bir puan alalım diye düşündü. Ama iki takım arasında o kadar büyük kalite farkı var ki Emre hocanın yapacağı çok bir şey yoktu. Ankaragücü taraftarına ise kendi takımının bir futbolcusunu yuhalamak hiç yakışmadı.

511

Levent Tüzemen - FOTOMAÇ: Galatasaray 23. şampiyonluğunu A.Gücü deplasmanında kucaklamıştı. Final haftalarına girilirken G.Saraylı oyuncular zirveye dev adımları yine Başkent'te attı. Coşkulu, disiplinli, istekli, arzulu, çalışkan ve yardımlaşması üst düzeyde olan bir G.Saray izledim. Oyuncular hem keyif verdiler hem de kendileri oynadıkları futboldan keyif aldılar. Davidson Sanchez'e hayran kaldım. Sanchez'i iyi ki yönetim transfer etmiş. Kolombiyalı yıldız oyuna resmen hükmetti. Doğru pozisyon alarak rakibe pozisyon vermedi. Sakin ve sabırla geriden topu oyuna akıllı paslarla soktu.Hücuma çıktı golünü attı. Hava toplarını kaybetmedi. Güvenliydi ve çevresine de güven verdi. Topu kaptıran her G.Saraylı oyuncu başta Mertens, Tete, Demirbay, Aktürkoğlu olmak üzere yeniden kazanmak için disiplinle rakiplerini kovaladı. Bir şutu direkten dönen Oliveria yeni transfer gibi döndü.

611

Tunç Kayacı - FANATİK: Oyun iştahı çok yüksek koordinasyonu kaliteli bir Galatasaray izledik. Skoru erken bulmanın avantajı takıma coşku getirdi. Aslında Avrupa yorgunlu ve o maçın rövanşı öncesi yıpratıcı bir deplasmana rastlamak şanssızlık gibi gözüküyordu ama umulanın aksine Galatasaray adına kolay geçti. Bu ritimde oynayan bir Galatasaray’da İcardi’nin de arkadaşlarına ayak uyduracak seviyeye dönmesi gerekir. Tamam taraftarın sevgilisi, kredisi yüksek ama bu sonsuz olmamalı. Arjantinli biraz daha özverili ve diri olmalı. Yeni transfer Köhn solbekte ilk maçında göz doldurdu ve yerini iyi tuttu. Özellikle temiz sol ayağıyla doğru bir tercih diyebiliriz.

711

Erman Toroğlu - SABAH: Maçın tansiyonu 15 gün önceden başladı. "Bu zeminde top oynanır mı, bu ne rezalet!" falandır filandır. Hakikaten bu zeminde maç oynanmadı ama nasıl? Çünkü biri oynadı, diğeri oynamadı, zemin bahane! Galatasaray, 90 dakika boyunca istediğini yaptı. İlk yarıda skoru aldı, ikinci yarıda tamamen antrenman yaptı. Güzel şeyler yaptılar, maçı da hakkıyla kazandılar. Kimse kimseyi aldatmasın. Türkiye'deki zeminler öyle bir hafta, 10 gün çalışmayla düzelmez. Makyaj yaparsın, o kadar! Ben zemine parça çim getirilip koyulduğunu gördüm, kum atıldığını gördüm, parça parça başka yerlerden çimler kesilip toprağın üzerine 5-6 saat evvel serpildiğini gördüm. Daha da enteresanı yeşile boyandığını bile gördüm. Sonra diyorsunuz ki; Marka değeri! Hadi oradan ya ne marka değeri!

811

Serkan Korkmaz - FOTOMAÇ: "Bu lig son haftaya kadar nefes keser" cümlesini artık söylemeyen kalmadı. Kalbi zayıf olan Galatasaraylılar'a ve Fenerbahçeliler'e yakınları ve kendileri mukayyet olsun. Bu saatten sonra yok zemindi, yok yorgunluktu, bahane yok, iki takım içinde. Ülke futbolunun başına gelip gelebilecek en güzel şeyleri bir arada yaşıyoruz; iki takımımız yeni yılda hala Avrupa arenasında, milli takımımız Euro 2024'e katılacak, 2032'nin ev sahipliğini aldık ve en az bunlar kadar önemlisi iki ezeli rakip; Fenerbahçe ve Galatasaray kıran kırana şampiyonluk yarışında...

911

Ömer Üründül - SABAH: Sıkışık trafikte Galatasaray çekindiği deplasmanda işi ilk yarıda bitirerek güle oynaya bir 3 puan kazandı. Galatasaray maça hızlı ön alan baskısıyla ve bir an önce gol bulmak için tempolu, atak başladı. Sonra bir duran toptan skor avantajı yakaladı. Ardından kısa sürede fark ikiye çıktı. Ve penaltı golüyle de ilk yarı kapandı. Peki bu yarıda Ankaragücü ne yaptı? Hücum güçleri sıfıra yakındı. 2-3 pas bile yapamadılar. Pres etkinlikleri hiç yoktu. Takım savunması ise felaketti. Galatasaray, doğal olarak Prag rövanşını düşünerek 2. yarıyı daha rölantide oynadı. Buna rağmen yine gole yakın olan ve rakibe şans tanımayan kendileriydi. Sonra Okan Buruk tek tek kritik oyuncularını dinlenmeye aldı. Sonuçta da rahat bir galibiyet elde edildi.

1011

Burcu Kapu - MİLLİYET: Sevdiğin işi yapmak büyük lüks. Hele bir de bunu sevildiğini hissettiğin yerde yapıyorsan aidiyetin ve emeğin katmerlenir. Ankara’da maçtan bir gün önce Galatasaray yönetiminin yemek üstüne tatlı niyetine dağıttığı kişiye özel mektuplar oyuncularda tam da bunu hissettirmiş olacak ki haftalardır konuşulan zemine gümbür gümbür çıktılar. Birer dakika arayla attıkları iki gol Ankara’daki defteri bir an önce kapatıp Prag uçağına binme planlarıydı. Detaylandıracak olursak özellikle ikinci golü tekrar izleyin derim. Rakip yarı sahada tam pres oynarken kaybettikleri topu hemen geri kazanıp forvet koşusu yapan stoperiyle de golü buldular. Fizik yıpratan Prag maçından sonra sadece ilk yarıda 8’i isabetli 19 şut atan Galatasaray oyunun büyük kısmını da rakip yarı sahada oynadı. Okan Hoca gün geçtikçe demini daha da almış bir teknik adam. Kulübesi aslında dar ama değilmiş gibi. Golcüleri formda değil ama takım rahat gol atıyormuş gibi. Sorunları yokmuş gibi gösterip ilmek ilmek çözüm üretiyor.

1111

Bülent Timurlenk - SABAH: Tarih 12 Ocak 2024. Galatasaray, Sivas deplasmanından bir puanla dönmüş, o gün rejenerasyon idmanının ardından takıma akşam Galatasaray Adası'nda yemek olduğu tebliğ ediliyor. Okan Buruk ve yardımcılarının olmadığı yemeği düzenleyen, o günlerde "Ortalıkta görünmüyor" dezenformasyonunun öznesi Erden Timur... Karınlar doyduğunda garsonlar dışarı çıkartılıyor ve kim ne derdi varsa ortaya konuşsun deniliyor. O toplantının sebebi takvimde ilk yarıda puan kaybedilen Kayseri ve deplasmanda Trabzonspor maçlarının olması. Herkes mutlu ayrılıyor o gece adadan… "Florya'nın havası başkadır" denilen elle tutulmayan şeyin tarifi basit. Galatasaray kendini izole etmeyi öğrenmiş bir takım. Bunu parayla değil zamanla yaptılar. "Kim ne demiş"e kulaklarını kapatmayı, "Kim ne yapmış"ın derdine düşmeden kendi işini görmeyi öğrendiği günlerin üzerine çok takvim asılmış duvarlara.