İstanbul Tiyatro Festivali'nde mutlaka izlemeniz gereken 10 oyun
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri Aygaz, Entek Opet ve Tüpraş sponsorluğunda düzenlenen 27. İstanbul Tiyatro Festivali, 25 Ekim-25 Kasım tarihleri arasında Türkiye’den ve yurtdışından, merakla beklenen yepyeni oyunlardan yenilikçi performanslara, toplam 20 tiyatro, performans ve dans gösterisini bir araya getiriyor. Festivalin kaçırılmaması gereken 10 oyununu sizin için derledik.
03 Ekim 2023 17:34
111
İstanbul Tiyatro Festivali'nde mutlaka izlemeniz gereken 10 oyun
211
Bir Pina Bausch Şaheseri; Cafe Müller: İstanbul Festivali, dünyaca ünlü koreograf Pina Bausch’un Cafe Müller’i ile açılıyor. 20. yüzyılda devrimci bir yaklaşımla dansı yeniden tanımlayan ve dans tiyatrosunun yeni bir tür olarak kabul görmesini sağlayan Pina Bausch’un başyapıtı Café Müller, sanatçının topluluğu Tanztheater Wuppertal’ın güncel kadrosu ve ilk günkü çarpıcılığıyla ilk kez Türkiye’de. Dünyaca ünlü yönetmen ve oyuncuların övgülerle söz ettiği yapım festivalin en gözde oyunlarından biri. | 25 Kasım 21.00 / 26 Kasım 19.00 / 26 Kasım 21.00 (Zorlu PSM Turkcell Sahnesi)
311
Hofesh Shechter Topluluğu'ndan; Çifte Cinayet: Günümüzün yıldız koreograflarından Hofesh Shechter’ın topluluğu, Çifte Cinayet’le festivale konuk oluyor. Paris Match dergisinin "Bir kez izlediniz mi bir daha ömrünüz boyunca unutmayacaksınız" sözleriyle betimlediği bu yüksek enerjili koreografinin ilk bölümü şiddete karşı giderek artan duyarsızlığımıza iğneleyici bir biçimde yaklaşarak eğlence adı altında ne kadar ileri gidebileceğimizi sorgularken ikinci bölümü sevecenliğiyle, sığınabileceğimiz bir şefkat alanı yaratıyor. Çifte Cinayet, festivalin kaçırılmaması gereken yapımlarından biri. | 14-15 Kasım 20.00 (Zorlu PSM Turkcell Sahnesi)
411
Incendies'in yazarından; Kız Kardeşler: Festivalin konusunu kadın hikâyelerinden alan ve/veya yazarı, yönetmeni, oyuncusu kadın olan oyunlardan bir seçki sunan “Bu İşte Bir Kadın Var”, günümüzün en iyi oyun yazarı ve yönetmenlerinden Wajdi Mouawad’ı ağırlamanın gururunu yaşıyor. Incendies filminin de yazarı olan Mouawad, Kız Kardeşler’de, Doğu-Batı çatışmasını usta oyuncu Annick Bergeron’un her iki karaktere hayat verdiği çoksesli bir hikayeyle anlatıyor. | 21-22 Kasım (Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi)
511
Büyük Patlama/The Big Bang: Genç izleyiciler için en iyi eser seçilerek Litvanya Altın Sahne Nişanı ile ödüllendirilen, kukla tiyatrosunu sinematik dokunuşlarla birleştiren Büyük Patlama (The Big Bang), küresel ısınma, aşırı tüketim gibi sürdürülebilirlik ile ilgili günümüz meselelerine her yaştan izleyiciyi heyecanlandıracak yaratıcı ve eğlenceli bir yorum getiriyor. Ailecek izlenebilecek bu gösteri kaçırılmamalı. | 28 Ekim 13.00, 15.00 (Caddebostan Kültür Merkezi)
611
Ustalık Sınıfı: İrlanda’nın en cesur topluluklarından biri kabul edilen Brokentalkers’ın şaşırtıcı sahnelemesini birleştiren bu uluslararası oyun, tiyatroyu bir metafor olarak kullanarak ataerkillik, imtiyaz ve yaratıcılığa dair normları sorguluyor. Etkileyici ve eğlenceli bir günümüz tahlili olan Ustalık Sınıfı, festivalin öne çıkan işlerinden biri. | 23- 24 Kasım 20.00 (İş Kuleleri Salonu)
711
Hamiyet: Geçen yıl 25. yıldönümünü kutlayan, Türkiye’de indie müziğin en önemli temsilcilerinden Peyk, ilk müzikalini 27. İstanbul Tiyatro Festivali’nde izleyicilerin beğenisine sunacak. Peyk fanları ve müzikseverler, Deniz Madanoğlu’nun yazıp Erol Babaoğlu’nun yönettiği eserde, Peyk’in unutulmaz şarkılarını müzikal metniyle dinleme fırsatı bulacak. | 10-11 Kasım 20.00 (Fişekhane)
811
Terörizm: Presnyakov Kardeşler’in metni ve Saim Güveloğlu rejisiyle, korkuyla yaşamanın toksik etkilerini zekice işleyen, Tansu Biçer, Tülin Özen ve Fatih Sevdi gibi usta isimlerin olduğu oyuncu kadrosuyla ülkemizin önde gelen tiyatro topluluklarından Bahçe Galata’nın sahneye koyduğu Terörizm, festivalin öne çıkan yerli oyunlarından sadece biri. | 15-16 Kasım 20.00 (Caddebostan Kültür Merkezi)
911
Beş dansçı ve üç bank başrolde; Bankta: çağdaş dansı sokak danslarıyla harmanlarken bankları da sürekli dönüştürüyor ve insan ilişkileri ve insanın hayattaki yerini bulabilmesine dair son derece dürüst, çok katmanlı bir öykü anlatıyor. Danimarka’nın önde gelen dans topluluklarından biri olan ve kuruldukları günden bugüne 40 yıldır ürettikleri her eserle Danimarka dans sahnesine farklı bir boyut katan Uppercut Dans Tiyatrosu ilk kez festival kapsamında Türkiye’de olacak. | 17- 18 Kasım 20.00 (Kadıköy Süreyya Operası)
1011
Çocuklara özel bir gösteri; Kabuk: Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü desteğiyle üretilen, Semih Ali Aksoy’un yazıp yönettiği, festivalin deprem bölgesinden konuğu Kabuk, bir türlü uyku tutmayan üç kardeşin bir deniz kabuğunun peşinde birbirleriyle, denizle ve uykuyla mücadelesini anlatıyor. 4 yaş ve üzeri çocuklara hitap eden bu müzikal, doğanın sürprizleri karşısında el ele vermenin gücüne dair şiirsel bir performans. İKSV 50. Yıl Genç Sanatçı Fonu ile desteklenen oyun, Atta Festival yapımı. | 18-19 Kasım 15.00 (Alan Kadıköy)
1111
Görkemli bir kapanış: İstanbul Mon Amour/Beyoğlu: 26 ve 27. İstanbul Tiyatro Festivali küratörü Işıl Kasapoğlu’nun yaklaşık 30 yıl önce Orhan Veli Kanık’ın İstanbul’u Dinliyorum şiirinden esinlenerek tasarladığı İstanbul Mon Amour projesi geçen yıl festivalde hayata geçirilmiş ve izleyicilere tekrarı olmayan unutulmaz bir deneyim yaşatmıştı. Bu yıl, İstanbul Mon Amour, İstanbul’un kalbi Beyoğlu’nda tiyatroseverlerle buluşuyor. Ahmet Sami Özbudak’ın araştırmaları, hayalleri ve çeşitli sanatçılarla iş birlikleri neticesinde kurguladığı, Meral Çetinkaya, Deniz Türkali, Bülent Emin Yarar, Okan Bayülgen ve Çiçek Dilligil gibi ustaları ağırlayacak bu romantik yapım, festivalin kapanış gösterisi olacak. Kaçırmayın! | 25 Kasım Cumartesi 11.00 / 14.00 (Notre Dame de Sion, Galatasaray ve Saint Benoît Fransız Liseleri)