Yok artık!
Bugün Başbakanın Berkin için söylediklerini okuyunca ağzımdan bizim liseli çocukların meşhur ünlemi dökülüverdi:
Yok artık !
Tayyip Erdoğan siz neyin peşindesiniz?
Ne yapmaya çalışıyorsunuz?
“Maalesef terör örgütlerinin içine aldığı, terör örgütlerinin içinde ne yazık ki yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyelerle olan bir çocuk orada maalesef bir biber gazına muhatap oluyor.” diyorsunuz.
Siz nasıl daha iki gün önce on binlerce insanın gözyaşı dökerek toprağa verdiği, Türkiye’nin dört bir yanında destan yazmaya hazır polislerinize rağmen iki milyon insanın acıyla sokağa döküldüğü 16 kiloluk bir insan yavrusu için o sözleri söyleyebilirsiniz?
Daha anne babasının gözyaşları kurumamışken, o yavruya nasıl terörist dersiniz?
Peki neden polisin kafasına sıktığı biber gazı kapsülü yüzünden öldü demiyorsunuz da, “biber gazına muhatap oluyor” yalanını geveliyorsunuz?
“Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak” diyorsunuz.
Evet diyelim ki, Berkin’in misketleri var, sapanı var, poşusu var ve ekmek almaya da gitmedi.
Polisin kafasına gaz fişeği mi sıkması lazım?
Diyelim ki poşu taktığı için polis yaşını bilemedi, o zaman kafasına gaz fişeği sıkılabilir türden bir insan mı oluyor?
Ayrıca sizin kahraman polisinizin “destan yazarken” pek yaşa-başa bakmadığını bilmiyor musunuz
Gerçekten de, Tayyip Erdoğan siz neyin peşindesiniz?
Siz iki gün önce çocuğunu toprağa vermiş bir anne ve babayı incitebileceğinizi düşünmüyor musunuz?
Ortada bir çocuk ölüsü olduğunun farkında değil misiniz?
İnsan inanamıyor doğrusu, nasıl bir kin sizi bir çocuk ölüsünün üzerinde tepinmeye zorluyor?
Bütün inançlar ölüm karşısında, bir evlat acısı karşısında, susmayı saygı göstermeyi öğütlemez mi?
İnatla bir başsağlığı bile dilemediniz.
Annesi babasının acısını hafifletmeye çalışmak yerine, 14 yaşında bir çocuğa terörist demeye utanmıyor musunuz?
Siz bu kadar mı kötüsünüz?
Ölen iki çocuğun birine terörist birine şehit demek ayıp değil mi?
Siz nasıl bir babasınız?
Neden iki acılı babadan iki düşman yaratmaya çalışıyorsunuz?
Burakcan’ın babasının “O’da benim evladım” dediğini duymadınız mı?
Oysa yapmanız gereken katilleri bulup ortaya çıkarmak değil mi?
Katilleri neden koruyorsun?
Berkin’in annesinin, “Çocuğumu Tayyip Erdoğan öldürdü” feryadını anlamak çok mu zor?
Kim öldürdü Berkin’i?
Kim öldürdü, hazirandan bu yana gencecik çocukları?
Roboski’deki çocukları, Uğur’u, Ceylan’ı ve diğerlerini?
Devletin her zamanki refleksiyle, “onlar teröristiler” demek sizi sorumluluktan kurtarır mı?
Hangi anne babanın evlat acısını dindirir?
Berkin’in acılı annesine “sizin evladınızın mezarına karanfil ve demir bilyeler atışınızı pek anlamadım. O demir bilyeleri niçin atıyordu mezarına?” diyorsunuz.
Neden yine çarpıtıyorsunuz?
Onlar demir bilye değil, çocukların oynayabileceği türden, rengarenk misketler.
Evet Berkin’in mezarına rengarenk misketler attı annesi, çünkü onun çocukluğunu, oyun oynama hakkını elinden aldınız. Onu öldürdünüz.
Evet Berkin’in mezarına karanfiller bırakıldı.
Karanfil gelecek güzel günleri, umudu sembolize eder. Siz Berkin’in umutlarını geleceğini yok ettiniz.
Onu öldürdünüz.
“Neyin mesajını veriyorsun?” diye soruyorsunuz, Berkin’in annesine.
Sormaya gerek var mı?
269 gün umutla uyanmasını beklediği 15 yaşındaki yavrusunu,16 kilogram kalmış olarak toprağa vermiş bir annenin size, sonsuza kadar asla kurtulamayacağınız şu mesajı verdiği açık değil mi?
Yavrumu öldürdün, katilsin.
Yavrumu öldürdün, katilsin.
Yavrumu öldürdün, katilsin...
Twitter: @ymbymb