25 Kasım 2015

Papyon takan insansız bilim adamları

Acı olan Celal Şengör dışkı yemenin bilimsel faydalarını anlatırken, bu işkencenin yapıldığı topraklarda benzer uygulamaların sürüyor olması

Celal Şengör dünyaca ünlü bir bilim adamı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde jeoloji profesörü. Deprem uzmanı. Amerikan Bilimler Akademisi üyesi. Fransa, İngiltere, Avustarya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde misafir öğretim üyesi olarak çalışmalarda bulunmuş. Gazetelerde bilim yazıları yazıyor. Sıkça televizyonlarda görülüyor. Zaman zaman siyasi ve toplumsal konularda yaptığı aykırı çıkışlarıyla öne çıkıyor. Öne çıkmayı seviyor. Kemalist. Sık sık ateist olduğunu, askerleri sevdiğini söylüyor. Buraya kadar söylediklerimiz herkesin bildiği şeyler.

Celal Şengör’ün hafta sonunda Radikal’den Armağan Çağlayan’a verdiği son röpörtajda söyledikleri, özellikle “dışkı yedirme” konusu haklı olarak çok tepki aldı. Aslında söylenen şeylerin tamamına bakınca, üzerinde konuşulacak olan şeyin “dışkı”nın ötesine geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü her yönüyle tanıdığımız Celal Şengör’ün en son söylediklerinden çok onun temsil ettiği ve bugün belli bir çevrede yaygın olarak süren anlayışın üzerinde durmamız gerekir. Hatırlayalım neler söylemişti bu güzide bilim adamımız:

Türk milletinin şu anda içinde bulunduğu feci durumun tek nedeni cehalet.
Cahil kalmamızın nedeni, gücün tek elde toplanması ve bu insanların cahil olması.
Atatürk buna dahil değil, çünkü o cahil değil.
Demokrasi bizim için bir kurtuluş değil. Türkiye gibi toplumların oligarşi ile yönetilmesi gerekir.
12 Eylül yapılması gerekli bir devrimdir.
Kenan Evren’in her yaptığı doğrudur.
Tahsin Şahinkaya yakın arkadaşımdır ve o 12 Eylül döneminde yapılan işkence ve kötü muamelelerden haberdar olmadıklarını söylemiştir, bu doğrudur.
Halk aşağılık aptallar sürüsüdür. Cahildir.
Kendisi elittir, elitizmin en tepesindedir.
Halkın arasına hiç karışmamış, hiç otobüse binmemiştir, sinemaya gitmemiş, hayatında hiç ekmek almamıştır. Hep özel şoförü ve hizmetçileri olmuştur.
İsviçre, Avusturya, Alman popüler kültürü ilginç ama bizim folklorümüzü sevmez.
1999 depremini çok yakışıklı bulmuştur. Çünkü o bir bilim adamıdır.
Orhan Pamuk, Yaşar Kemal okumaya tahammülü yoktur.
Kemal Sunal aptal halkın kahramanıdır.
Ordu tabi ki darbe yapar. Yapmalıdır işler kötüye gidince.
Türkiye’nin gerçek entellektüelleri askerlerdir.
Boğaziçi Üniversitesi üniversite bile değildir.
Türkiye’ye Tayyip Bey gibi bir adam lazımdır, o aptal olmadığını ispat etmiştir.
Deniz Gezmiş bir eşkiyadır.
İnsanlara dışkısını yedirmek işkence değildir.

Celal Şengör’ün temsil ettiği oryantalist zihniyete göre, yaşanan bütün sorunların kaynağında cehalet ve yobazlık vardır. Bu cehalet ve yobazlığın panzehiri ise bilim ve aydınlanmadır. Bilimsel düşünceyle donanmış aydınlık insanların (örneğin kendisi ve onun belirlediği birkaç başka kişi) karşısında cahil halk kitleleri vardır. Bu cahil halk kitleleri her tür yolla hizaya getirilmelidirler. Onlar bu hayatın güzelliklerinden anlamazlar. Onların anladıkları tek dil güçle sağlanan otoritedir. Demokrasi asla aptal cahiller sürüsü için bir yönetim şekli olamaz. Bilimsel düşünceyle donanmış elitler ancak her şeye layıktırlar. Bu elitler doğal olarak bilimin de kaynağı olan yüzleri “Batı”ya dönük, gelişmiş insanlardır. Eğer toplum onların kontrolünde ve onların istekleri doğrultusunda şekillenirse, başka deyişle hizaya sokulursa, o zaman iyi bir toplum olabilir. Bu hizaya sokma işi gerektiğinde zorla yapılmalıdır.

Celal Şengör, “dışkı” tartışmasında geri adım atıp özür dilerken bile, bu otoriter bilim elitizminin diliyle konuşmakta ve evet zorla dışkı yedirilmesi kabul edilemez ama madem bu travma yaşandı, şunu bilin ki, bilimsel olarak dışkı yemek o kadar da kötü birşey değil demeye getiriyor. “Tahsin Şahinkaya genaralim” derken, bakın ne kadar da aslında travma sahiplerine bilimsel açıdan yardımcı olmaya çalışıyor. Hem o kadar yakın olduğu “genarali” hiç ona yanlış bilgi verir mi? “Bizim haberimiz yok” diyorsa yoktur. Adam neden yalan söylesin Celal’ine.

Belki de acı olan Celal Şengör dışkı yemenin bilimsel faydalarını anlatırken, bu işkencenin yapıldığı topraklarda benzer uygulamaların sürüyor olmasıdır. Sokağa çıkma yasağıyla ablukaya alınmış şehirlerde insanlara zulmediliyor olmasıdır. Celal Şengör Deniz Gezmiş’e eşkiya derken genç insanların cenazelerinin kalkmaya devam ediyor olmasıdır.

Her sözünde, davranışında Batı’ya hayranlık belirtip, Batı’nın temel değeri olan demokrasi düşüncesinden bu kadar uzak olmak ya da kendi topraklarına, kendi insanına bunu layık görmemek sanırım bu “elit” olma durumunu koruma kaygısından kaynaklanıyor. Öyle ya her konuda bu kadar ahkam kesebilmek için meydanın biraz boş olması gerekir.

Celal Şengör bir bilim adamı. Dünyaca ünlü bir bilim adamı.

İnsansız bilim adamı.

@ymbymb

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Dünya Felsefe Günü’nde kendimize sorabileceğimiz ince sorular

Hiç doğmamış olduğunuzu hayal edin: Bu düşünce sizi rahatsız eder mi? Hiç yaşamamış gibi unutulacağınızı hayal edin: Bu sizi rahatsız eder mi?

“Etkin” olmaya çağrı: “Naturans III, Yeni Gündelik Yaşam” 

Çetin Balanuye, Naturans üçlemesinin bu son kitabında bizi, etkin olmaya ve diğer etkin insanlarla bir arada olmaya, dostluğa davet ediyor. Ben de bu davet doğrultusunda, bir ilk hareket olarak, herkese bu kitabı okumayı öneriyorum

Bergama Tiyatro Festivali’nde “Zaman, Zemin, Zuhur”

İzmir’de sıcaktan bunaldığımız günlerde Bergama’da olmak, her taraftan tarih fışkıran sokaklarında yürümek, rüzgârlı akşamlarında hafif bir ürpertiyle antik tiyatroda oyun izlemek düşüncesi hep çekiciydi benim için. “Zaman, Zemin, Zuhur”la tiyatro izlemeyi ve oyun metinleri okumayı seven biri olarak aslında geç tanıştım sayılır. 2006’da ilk baskısı, 2016’da ikinci baskısı yapılan kitap, bu yıl Kolektif Kitap tarafından yeniden yayımlanmıştı

"
"