16 Nisan 2016

Özgecan’ın katilinin annesi, bir kadın...

Bir kadın feryat ediyor: "Öldü daha ne olsun? Çöpe mi atayım?"

Nereden bakarsak bakalım karanlık bir yeraltı film setinde gibiyiz; artık dünyanın sonunun geldiğinin birçok işareti var, yeşil-siyah bir balçık gölünün içinde yüzüyoruz adeta, güçlükle tutunabildiğimiz minik adacıklar bizi kurtarıyor balçığa gömülmekten, insanın soluk aldıkça göğsüne baskı yapan çok pis bir koku var ortamda, balçığın içinden küçük patlamalar halinde zorlukla dışarı çıkabilen hava kabarcıkları, bu pis kokuyu sürekli tazeliyor, balçık kalan herkesi içine çekmeye hazır, tutunmaya çalışıyoruz, her tür kötülük kol geziyor etrafta, umutsuz gözlerle bakıyoruz etrafımıza, kötülük giderek çoğalıyor.

Özgecan’ın katilinin annesi, bir kadın.

Oğlunun cesedinin bulunduğu morgun önünde feryat ediyor.
Bu kadın, anne; bir ‘erkek’ten doğurup, bir ‘erkek’ olarak meme verdiği çocuğunun, bir ‘erkek’ olarak tecavüz etmeye yeltendiği, başaramayınca da ‘erkek’ gücünü kullanarak öldürdüğü, sonra da, başka bir ‘erkek’ olan babasının yardımıyla cesedi yok etmeye çalıştığı için, babasıyla birlikte ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmışken, kendisini daha ‘erkek’ ve ‘ahlaklı’ gören, kendisi de ‘suç makinası’ olarak bilinen başka bir ‘erkek’ tarafından, ‘erkek’ devletin sıkı korumalı bir cezaevinde kurşunlanarak öldürülen oğlunun cesedini alıp toprağa vermek istiyor.

Ortada kendisine bir mazar yeri bulunamayan bir ölü var.
‘Erkek’ toplumun bir erkeği ‘erkek’liğine yenilmiş.

Bir kadını, Özgecan’ı canice öldürmüş.

‘Erkek’ devlet işi başka bir ‘erkek’lik alanına mafyaya havale edip aradan çekilmiş.

Mafya olayı halletmiş.

Bir başka ‘erkek’, Özgecan’ın katilinin katilinin ‘erkek’ kardeşi "Şerefsizlere karşı bir adalet mecbur, şart yani... Bu memleketin insanı sahipsiz değil. Gurur duyulmayacak bir şey değil ki. Ben ağabeyimle hep gurur duydum" diyor.  

Bir başka ahlak timsali ‘erkek’ ünlü bir mafya temsilcimizin ise bir yıl önceden Özgecan’ın katillerinin “en vahşi bir şekilde öldürülmelerini” istediğini öğreniyoruz.

Özgecan’n katili böylece her türlü cezadan muaf,  o artık bir ölü.

Özgecan’ın katilinin annesi, bir kadın.

Feryat ediyor.

“Ben anneyim, iki gündür otomobillerde bekliyorum. Oğlumun cenazesini toprağa vermek istiyorum. Öldü daha ne olsun? Çöpe mi atayım? Oğlumun cenazesini vermiyorlar.”

Hayır, daha bitmemiş, şanlı ‘erkek’lik doymamış cezaya, bu lanetlediği hemcinsine dokunmak, ölüsünü taşımak ve kendi ‘erkek’lik alanları olan topraklarına gömdürmek istemiyorlar.
Dört gündür, bir kadın, bir anne oğlunun cenazesiyle ordan oraya sürükleniyor.

Kendileri de birer ‘erkek’ olan Tarsus’lu, Adanalı, Kıbrıs’lı ‘ahlak’lı kişiler, “hayır” diyorlar, “bu topraklara gömdürmeyiz senin çocuğunu.” ‘Erkek’ toplum direniyor, Tarsus’ta gömülmek istenen cenazeye, belediye binbir engel çıkarıyor gömdürtmüyor, Adana’ya getirilmeye çalışılan cenazeye belediye cenaze aracı vermiyor, özel bir araçla şehre getiriliyor fakat burada da gömülecek bir yer bulunamıyor, Tarsus’ta annesinin köyüne gömülmek istenince muhtar mezarlığı kilitliyor, “Kabul etmiyorum. Kilitledim mezarlığı, zorla açıp girecek halleri yok... Mezarlığa koymama yetkisine sahibim. Bu köy benim köyüm. Bu köyde ben yaşıyorum... Kadavra yapsınlar. Devletin üniversitelerinin kadavraya ihtiyacı var. Bari o şekilde insanlığa faydası olsun, değil mi? Ben kabul etsem bile onu geri kepçeyle çıkarırlar.”diyor. Son olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kimsesizler mezarlığına defnedilmesi önerisi geliyor, bu sefer de Kıbrıslı Türkler ayağa kalkıyor.
Sonuçta Mersin, Tarsus ve Adana'da dolaştırılan cenaze dört günün sonunda hala ortada.

Özgecan’ın katilinin annesi, bir kadın.

20 yıl çekmiş Özgecan’ın katilinin babası olan ‘erkek’i. Dövülmüş aşağılanmış. Canını ancak kurtarabilmiş sonunda. Neler yaşadığını bir türlü dile dökememiş. İki evlat vermiş ona biri kız biri ‘erkek’. Babasından uzak tutmaya çalışmış oğlunu, ama o da ‘erkek’ olmuş sonunda.
Bütün faturalar ona çıkmış sonuçta, bütün bedeller ona ödetilecek.
Bir kadın, acımasız bir kadın katilinin, bir ‘erkek’in annesi.
Onun suç ortağı bir baba ‘erkek’in ise eski karısı.
Şimdi bir morgun önünde feryat eden bir kadın. 
"Öldü daha ne olsun. Çöpe mi atayım” diyor.

Bütün bunlar olurken, yurttan bazı çok taze ‘erkek’ ve ‘ahlak’lı haberler dolaşıyor ortalıkta...

Aydın’ın Nazilli İlçesi’ne bağlı Çaylı Ortaokulu’nda çalışan hizmetli 6 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunmak suçlamasıyla tutuklandı.

Balıkesir’in Susurluk İlçesi’nde 17 yaşındaki lise öğrencisine 20’ye yakın kişi tecavüz etti. Tecavüzcülerin bu durumu videoya kaydettiler.

Keçiören Anadolu İmam Hatip Lisesi Kuran öğretmeni Sefer A. (55), 15 yaşından küçük 12 kız öğrencisine cinsel istismar ve tacizde bulunduğu iddiasıyla tutuklandı. İddianamede okul yönetiminin ’emekli ol olay kapansın’ dediği de yeraldı.  Tacizci öğretmenin 2004 yılında da benzer suçlamayla karşılaştığı ancak hakkında takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı.
Ankara Çankaya’daki bir lisede Müdür yardımcısı olarak görev yapan edebiyat ve din dersi öğretmeni M.Y.A hakkında 3 kız öğrencisini taciz ettiği iddiasıyla 66 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Kepez köyünde bulunan İlköğretim Okulu’nda 7.ve 8 . sınıfta okuyan 11 kız öğrenci aynı okulda sınıf öğretmeni olan M.E.Ş.’nin tacizine uğradı.
Konya’da evli ve 3 çocuk babası, imam hatip lisesi müdürü 51 yaşındaki A.D.’nin, 19 yaşındaki lise son sınıf öğrencisine dini nikah kıyıp istismar etti.

Uşak’ta Özel Alakent Lisesi’nin sahiplerinden Yasin Ç.’nin okulun öğrencilerinden 2 kız öğrenciye istismarda bulunduğu ortaya çıktı.

Balıkesir’in Bandırma İlçesi’nde 16 yaşındaki Lise öğrencisi G.B. Perşembe günü mide bulantısı şikayetiyle hastaneye gitti. Hamile olduğu okulda tecavüze uğradığı ortaya çıktı.

Öğretmeni Bayram Ö’nün tecavüzüne uğrayan Cansel Buse K, polis babasının beylik tabancasıyla intihar etti. Cansel’in durumu okul yönetimine bildirdiği ancak yönetimin olayın üzerini örtmeye çalıştığı ortaya çıktı.

Karamanlı 15 yaşındaki Z.Ç.’ye tecavüz eden 8 kişi, geçen yıl eylemin “gönül rızasıyla olduğu” gerekçesiyle toplu halde beraat ettirildiler.

Karaman’da Ensar Vakfı’nın kiraladığı evlerde kalan 8 erkek çocuğun evlerde eğitim veren öğretmenleri Muammer B. tarafından tecavüze uğradıkları ortaya çıktı. Olay 12 yaşındaki bir çocuğun tecavüzü ailesine anlatması ve ailenin Savcılığa başvurmasıyla patlak verdi. Hastaneye sevkedilen çocuklara tecavüz raporu alındı.

@ymbymb
 

Yazarın Diğer Yazıları

Dünya Felsefe Günü’nde kendimize sorabileceğimiz ince sorular

Hiç doğmamış olduğunuzu hayal edin: Bu düşünce sizi rahatsız eder mi? Hiç yaşamamış gibi unutulacağınızı hayal edin: Bu sizi rahatsız eder mi?

“Etkin” olmaya çağrı: “Naturans III, Yeni Gündelik Yaşam” 

Çetin Balanuye, Naturans üçlemesinin bu son kitabında bizi, etkin olmaya ve diğer etkin insanlarla bir arada olmaya, dostluğa davet ediyor. Ben de bu davet doğrultusunda, bir ilk hareket olarak, herkese bu kitabı okumayı öneriyorum

Bergama Tiyatro Festivali’nde “Zaman, Zemin, Zuhur”

İzmir’de sıcaktan bunaldığımız günlerde Bergama’da olmak, her taraftan tarih fışkıran sokaklarında yürümek, rüzgârlı akşamlarında hafif bir ürpertiyle antik tiyatroda oyun izlemek düşüncesi hep çekiciydi benim için. “Zaman, Zemin, Zuhur”la tiyatro izlemeyi ve oyun metinleri okumayı seven biri olarak aslında geç tanıştım sayılır. 2006’da ilk baskısı, 2016’da ikinci baskısı yapılan kitap, bu yıl Kolektif Kitap tarafından yeniden yayımlanmıştı

"
"