“Ne Kalır benden geriye, benden sonrası kalır
Asıl bu kalır.”
Edip Cansever
Geçtiğimiz hafta bir televizyon konuşmasında gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “...operasyonlar süreci içinde de şehitlerimiz oldu, 300'ü aşkın şehidimiz var ama bu arada da nereden bakarsanız bakın bire 8, bire 10 onlardan da tabii etkisiz hale getirilenler oldu. Bu süreç, bu kararlılıkla devam edecek” diye konuştu. Bu konuşmanın yapıldığı gün İzmir’de, Erdoğan’ın sayılarla ifade ettiği insanlardan birinden geriye kalan bir bisiklet, onu almaya gelen insanlara hüzün veriyordu. Bisiklet, Cizre’de, sokağa çıkma yasağı nedeniyle mahsur kalan ve polislerin açtığı ateş sonucunda göğsüne isabet eden bir şarampnel parçasıyla yaralanan ve AİHM kararına rağmen iki gün boyunca ambulans gönderilmediği için kan kaybından ölen Cihan Karaman’a aitti. Arkadaşları Cihan’dan geriye kalan, onun çok değer verdiği bisikletini bulunduğu yerden, ailesine götürmek için almıştı.
Erdoğan için olup bitenlerin daha çok sayısal bir değeri var; kaç şehit verdik kaç kişi öldürdük. Anlaşılan ince ince hesap yapıyor. Erdoğan bire 8, bire 10 diyor ya, bu sekizlerin, onların içinde kimler var acaba? Cizre’de ambulans beklerken kan kaybından ölen siviller var mı mesela, sokak ortasında öldürülen ve cenazesi günlerce orda kalan anneler, çocuklar, annesinin kucağında ölen bebekler var mı? Kimleri kapsıyor acaba bu sayılar? Başka türlü söylersek, öldürülmüş olmak söz konusu olduğunda bunun birler veya onlar tarafında olmanın bir önemi var mı? Acı aynı değil mi?
Erdoğan’ın bir sayı olarak andığı kişilerden birine biraz yakından bakalım isterseniz.
Adı Cihan Karaman, Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü öğrencisi, biraz samimi olan herkes ona Jiyan diyor, kendisini öyle tanıtıyor çünkü. Cihan, aslında Jiyan, Jiyan Kürtçe yaşam demek. Nüfusta Cihan yazıyor, ama o Jiyan, nedeni basit, çünkü Kürt’lerin doğan çocuklarına Kürtçe ad koymaları yasak. Jiyan bu yüzden Cihan diye kayıt edilmiş nüfusa ama Cihan olamamış, Jiyan kalmış. Çünkü o zaten Jiyan.
Jiyan bire karşı 10'un içinde sayılan insanlardan biri. Hatırlarsınız Cizre’de onlarca yaralı günlerce yardım bekledi, oradaki insanların feryatlarını bütün dünya duydu, duydu ama hiçbir güç ambulansları yaralılara ulaştırmaya yetmedi. Sonunda yaralısı da yardım isteyeni de topyekün yakılıp yok edildi. Aileleri çoğunun cenazesine bile ulaşamadı.
Hiç parmağınızın ya da başka bir yerinizin kanadığı oldu mu? Çok büyük değil, diyelim ki mutfakta soğan doğradığınız bıçağı azıcık fazla sola kaçırdınız ve derinizin üstünden bir parça gitti ve parmağınız kanadı. O anı anımsıyor musunuz? Nasıl da panik olur insan, ilk refleks hemen kanayan yer kapatılır, kan öyle akmasına göz yumulabilecek bir şey değildir. Hemen yapılan iş bırakılır, kanayan yer aceleyle bastırılır, evde biri varsa yara bandı istenilir, bir koşturmaca olur ve kanayan yer bantla kapatılır. Bıçağı biraz daha fazla kaçırdığınızı ve etinize biraz daha fazla daldığını düşünün ince metalin. O zaman panik daha fazla olur, yara bandı kapatamayacak gibidir, acilen bezlerle kesik yerin üstüne bastırılır, bir acil yardım merkezine koşturulur. İnsanın beti benzi solar, ne yapacağını şaşırır. O sırada eğer birileri varsa yanınızda rahatlarsınız, güven duymak istersiniz. Çünkü siz yaralısınız artık. Evet sizi kurtaracaklar; ‘bu da nedir ki, alt tarafı bir bıçak yarası, geçecek, olmadı dikiş atılacak’ ama illa ki bitecek. O sırada en çok aranan şey size yardım edecek birileridir, bir yakınınız, sizi iyileştirecek birileri, doktorlar, hastane, sağlık hizmeti. Yaralıysanız sizin için tek gerçeklik vardır artık, o da yardıma ihtiyacınız olduğu gerçeği. Her türlü savaş, yaralılara yardım söz konusu olduğunda başka bir anlama bürünür. Yardıma ihtiyaç duyar halde olması düşmanı bile düşmanlıktan çıkarır aslında. Yaralı yaralıdır. Düşman değildir. Yaralı bir insan artık düşmanlıktan çıkar.
Cihan Karaman, Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü öğrencisi, İzmir’de yaşıyor, bir bisiklet aktivisti, Cizre’de sokağa çıkma yasağı nedeniyle mahsur kaldı. Cihan, göğsüne gelen bir şarapnel parçasıyla yaralandı. Kanaması vardı. Herkes gibi o da yardım bekledi. Defalarca ambulansı arayarak yerini bildirdi ve yardım istedi. İki gün bekledi. Yaralı yaralı ambulansa ulaşmak için yüz metrelerce yürüdü. Cihan’ın sesi Avrupa’ya ulaştı. AİHM acil önlem kararı verdi ama anbulansın Cihan’a gitmesine yetmedi. Babasının, annesinin kardeşlerinin çırpınışları yetmedi. Cihan’ın yaralı olarak, ince ince kan kaybederken geçirdiği iki günü (dakika ya da saat değil, iki günden söz ediyoruz) hayata tutunabilmek için çırpınışlarını, umudunu düşünebiliyor musunuz?
Cihan, Jiyan olarak doğdu, devlet onun Cihan olarak yaşamasına izin verdi, ama Jiyan olarak öldürdü. Muhtemelen Jiyan’da var, Erdoğan’ın 1'e 10 seviyesinde öldürdük dediklerinin arasında.
Kim bu üniversiteli çocuk biraz tanıyalım.
Cihan Kocaeli doğumlu. Ailesi Kürt kökenli. 5 kardeşten en küçüğü, evin terk erkek çocuğu. Özenle büyütülmüş. Babası onun okumasına bel bağlamış. Cihan okuyabilmiş. Ege Üniversitesini kazanıp İzmir’e gelmiş. İzmir onun bisiklete sevdalandığı yer olmuş aynı zamanda. Her fırsatta bisikletin üzerinde yollarda bulmuş kendisini, babasının yakınmalarına neden olacak kadar bisikletten inmez olmuş. Bisiklet aynı zamanda ona dostluklar arkadaşlıklar getirmiş. Toplumsal duyarlılıklarını bisiklet üzerinden dile getirir olmuş. Alternatif Yaşam Bisiklet Topluluğu’na (AYBİT) katılmış. Bisiklet onun için doğada olmak, doğayla dost olmak, onunla iç içe olmak anlamına gelmiş, giderek toplumsal duyarlılıkları konusunda bir eylem aracına da dönüşmüş zamanla. AYBİT’le beraber, bisiklet üzerinde 1 Mayıs eylemlerine katılmış, mülteci çocuklarla dayanışma pikniği yapmışlar, İzmir’den Soma’ya büyük madenci mitingi için pedallamış iki arkadaşıyla, ormanlar bizimdir bisiklet pikniği yapmışlar. Ertuğrul Kürkçü’nün seçim kampanyasına yine bisikletiyle destek vermiş, Zeytinli Rock ve Birgün Festivallerine yine bisikletiyle katılmış ve arkadaşlarıyla orada kolye yapıp satmışlar. Ankara’da onlarca kişinin katledildiği Barış mitingi ise bir çok insan gibi Cihan için de önemli bir kırılma noktası, patlama sırasında Cihan da orada. Herkes gibi katliam onu da derinden sarsıyor. Ardından gelen çatışma ortamı, sokağa çıkma yasakları ve ölümler ölümler... Öfke büyüyor.
Cizre’de olup bitenler ciğerini yakıyor, Facebook üzerinden yaptığı son paylaşımında şöyle diyor:
“Sizler gezdiğiniz yerlerin, yediğiniz yemeklerin, oynadığınız oyunların fotoğrafını paylaşırken cizir özgürlük için, namusu için savaşıyor. İstediğiniz kadar marx, engels, nietche, önderlik okuyun pratikte facebook paylaşımlarının ötesine geçemiyorsanız sizlerde bir tayyip, bir daeş siniz. kimse canınızı verin demiyor, sadece ses çıkarın buda yeter.”
Jiyan önce Diyarbakır’a, sonra da dayanışma için Cizre’ye geçiyor. Cizre’de sokağa çıkma yasağı ilan edilince de orada kalıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yozgat’taki toplu açılışta yaptığı konuşmada “Temmuz'dan bu yana terörle mücadele sırasında ülke genelinde verdiğimiz şehit sayısı 300'ü geçti. Teröristlerin yurt içi ve yurtdışında verdikleri kayıplar bunun en az 10 katı... Milletimiz, bayrağımız, vatanımız, devletimiz için 'hadi yavrum ya gazi ol ya şehit ol' diye evlatlarını askere gönderen tüm annelerin ellerinden öpüyorum” diyor. Cumhurbaşkanı sayıları seviyor, unuttuğu şey, o sayıların iki tarafında da annelerin olduğu ve hiçbir annenin çocuğunu “git şehit ol ya da gazi ol” diye askere yollamayacağı. Annelerin isteği çocuklarına yeniden sarılabilmektir. “Sağlıcakla git, sağlıcakla gel” derler. Hiçbir anne ne uğruna olursa olsun, çocuğunun silahla, bombayla, top mermisiyle, parçalanarak ölmesini istemez.
Ne tarafta olursa olsun, hiçbir insan bir sayı değildir ve her anne için çocuğu sayıların çok çok ötesinde değer taşır; bu değer çoğu zaman, bir bayrak, bir vatan, bir millet, bir devletten hele hele bir saray ve oradaki sultandan çok daha değerlidir.
Cihan ya da Jiyan Karaman. Cizre’de öldürüldü. Göz göre göre öldürüldü. Ondan geriye kalan çok sevdiği bisikletini arkadaşları ailesine, kardeşlerine götürecekler.
Jiyan’ın bisikleti barış için, doğa için, güzel bir dünya için dönmeye devam etsin diye.
@ymbymb