18 Ocak 2017

IIRA fetva verecek, bize para akacak

Olmadı, akmadı mı, bir KHK çıkar, IIRA onu da halleder

Diyanet İşleri Başkanlığı Ekim 2013’te:

“Çek ve senetlerin daha düşük bedelle, vadesinden önce banka gibi tüzel kişilere ya da üçüncü şahıslara satılması caiz değildir.

Diyanet İşleri çek ve senetler üzerine “fetva” veriyor. Anayasanın “devletin sosyal, ekonomik, siyasi ve hukuki temeli kısmen de olsa, din kurallarına dayandırılamaz” dediği 24. maddesi orada dururken.

Fetva yetmiyor, aynı yılın Aralık ayında “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) düzenlediği faizsiz finans sektörü çalıştayına katılacağı” yönünde haberler çıkıyor.

Hazine eski müsteşarı, CHP milletvekili Faik Öztrak 30 Kasım 2013’te dönemin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’a soru önergesi veriyor:

“Anayasanın din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24. maddesi varken, Diyanet İşleri Başkanlığının faizsiz finans sektörü gelişimine yönelik çalıştaya katılarak, bankacılık ve finans sektörü hakkında görüş vereceğine ilişkin yayınlanan haberler doğru mudur?”

Ali Babacan alışılmışın dışına çıkarak, hemen yirmi gün içinde Öztrak’ın soru önergesini yanıtlıyor, 21 Aralık 2013 tarihli yanıtında:

“Yastık altında biriken tasarrufları faizsiz bankacılık esasına göre katılım bankacılığı aracılığıyla ekonomiye kazandırmak amacıyla, Diyanet İşleri Başkanlığı görüşlerinden yararlanmak üzere o çalıştaya davet edilmiştir.”

Bunlar ekonomide “İslami kültürün” ilk ayak sesleri. Bankacılıkta Diyanet fetvası.

Kısa adı: IIRA

Diyanet, fetva derken, gündeme uluslarası kredi derecelendirme kuruluşları giriyor. Onlar Türkiye’nin notunu ne zaman indirseler, Tayyip Erdoğan karşılarında.

-22 Temmuz 2016’da Reuters’e verdiği demeçte:

“Standard and Poor’s bizim kredi notumuzu düşürmüş, biz bir kere onların üyesi değiliz. Üye olmadığımız bir kuruluş, nasıl olur da böyle siyasi bir açıklama yapar?”

-23 Eylül 2016 bir TV röportajında:

“Kimmiş bunlar ya? Dürüst olun önce, dürüst. Notumuzu düşürmüşler, hiç umursamıyorum, ciddiye almıyorum, yanlış yapıyorlar.”

-29 Eylül 2016 muhtarlar toplantısında:

“İstediğiniz kadar notumuzu düşürün, siz kimisiniz ya? Bunların cebine 3-5 kuruş para koy, istediğin notu al.”

-4 Ekim 2016 Katar dönüşünü uçakta gazetecilere:

“Gerekir ise, Başbakana söylerim, bu kredi derecelendirme kuruluşlarıyla ilişkiyi kes, diye.”

Bu sözün üzerinden üç ay geçiyor, AKP dün ilginç bir adım atıyor.

İslami Uluslararası Derecelendirme Kuruluşu'nun (IIRA) Türkiye ile ilgili derecelendirme notu verebileceğini kabul ediyor ve bu karar Resmi Gazete'de yayınlanıyor.

Böylelikle Türkiye son yıllarda verdiği kırık notlar nedeniyle zaman zaman eleştirdiği Standard and Poor’s, Moody’s ve Fitch gibi Batı dünyasında dikkate alınan kuruluşlara alternatif bir kuruluş getiriyor.

İslami bir kuruluş.

Derecelendirme kuruluşları

DERECELENDİRME KURULUŞLARI

 

Ne yapıyor bu kuruluşlar?

Bir ülkeye yatırım mı yapılacak, yani yabancı sermaye mi gelecek ya da o ülke borç mu alacak, ekonomik, mali ve siyasi durumu önce kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri notlardan geçiyor.

Kredi derecelendirmesi, bir kişi, kurum ya da ülkenin bütün ekonomik ve mali yükümlülüklerini zamanında ve eksiksiz yerine getirme kapasitesine ilişkin analizleri ifade ediyor.

Bu derecelendirmeyi kredi riskini değerlendirme konusunda uzman kuruluşlar yapıyor. Neye göre derecelendirme yapıyorlar?

  • Ülkeni mali geçmişine,
     
  • Varlıklarına,
     
  • İç ve dış borçlarına,
     
  • Büyüme potansiyeline,
     
  • Dış politikasına,
     
  • Ülke liderlerinin durumuna, tavrına,
     
  • Ekonomik istikrarına,
     
  • Merkez Bankasının bağımsızlık derecesine bakarak not veriyorlar. Yabancı sermaye de, bu nota bakarak, gelip gelmeyeceğine karar veriyor.

Bu alada önde gelen üç kuruluş, Moody’s, Standard and Poor’s ve Fitch Batı Dünyasının neredeyse yüzde yüzünde etkin.

IIRA ise, Arap ülkelerinde söz sahibi.

"İslam'a uygundur"

IIRA’nın bizimle ilgili not verecek olması Batı’yı ilgilendirmiyor, kötü de verse, iyi de verse, Batı sermayesini ilgilendiren, Batı’yı etkileyen bir not değil.

Olsa olsa, İslam ülkelerini ilgilendirebilir.

Zaten bu kuruluş Pakistan, Malezya, Endonezya ve Körfez (Arap) ülkelerinde aktif.

Türkiye de yüzünü giderek o yana doğru çeviriyor. Saatlerini Araplara göre ayarlayarak, AB’den adım adım uzaklaşarak, Arap sermayesine hamle yaparak.

IIRA’nın Türkiye ile ilgili not verecek olmasını Faik Öztrak şöyle yorumluyor:

“Ulema takımı icazet verecek, fetva verecek, Türkiye’de ekonomik durum İslama uygundur, diye.”

Batı’nın not verme ölçüleri belli, ekonomik ve siyasal istikrar, borç, alacak, v.s, yukarıda sayılanlar, IIRA’nın ölçüsünü ise, göreceğiz.

“İslam dışında” başka hangi ölçüleri kullanıyorlar, göreceğiz. Ayrıca, tek başına “İslam” Türkiye’ye sermaye çekmeye yetecek mi, onu da göreceğiz.

Ama, madem fetva verecek, o zaman Türkiye’ye para akacak.

Olmadı, akmadı mı, bir KHK çıkar, IIRA onu da halleder.

Yazarın Diğer Yazıları

Colani-Türkiye: “Maslahata destek!”

Colani, bir röportajında “Türkiye ve Suriye’nin arasında geçmişten gelen tarihi ve coğrafi bir bağlılık var. Bunu çok iyi idrak ettik. İki halkın maslahatına destek vermek istiyoruz” diyor. Burada kullandığı “maslahat” sözcüğü İslami bir kavram. Türkiye ile kurmak istediği ilişki diplomatik olmaktan çok İslami temelli bir ilişki mi?

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

"
"