04 Şubat 2024

"Enflasyon ve kiralar yüksek" dedi, aniden "baba" haberleri patladı

Günün birinde bir haber patlıyor, Hafize Gaye Erkan için sonun başlangıcı...

1914...

Birinci Dünya Savaşı başlamak üzere.

Amerikan Başkanı Wilson'ın emriyle Amerikan Merkez Bankası (FED) kuruluyor.

Charles S. Hamlin Başkan Wilson tarafından FED'in kurucu başkanı olarak atanıyor.

Aradan yüz yıl geçiyor.

2012'de Başkan Obama FED Yönetim Kuruluna Jerome Powell'i getiriyor.

"Bir başka iktidarın, sizden - bizden" demeden, 2018'de Başkan Trump FED Başkanlığına Jerome Powell'ı aday gösteriyor, Amerikan Senatosu adaylığı onaylıyor, Powell FED Başkanlığına atanıyor.

Normal görev süresi dolduğu halde, bu kez rakip partiden Başkan Biden 2021'de Powell'ı yeniden FED Başkanlığına getiriyor.

Jerome Powell halen FED'in 16. Başkanı.

1914'ten bu yana, 110 yılda 16 Başkan!..

Yönetimde istikrar, ekonomik politikalarda tutarlılık için gösterişli bir örnek.

Refah dönemi

FED'de en uzun süre başkanlık yapan William Mc Chesney Martin 1951 yılında başladığı görevi tam on dokuz yıl sürdürüyor.

1970 yılında ayrıldığında, Başkan bulunduğu on dokuz yıllık dönem, mimarları arasında yer aldığı "Amerika'nın refah yılları" olarak kayıtlara geçiyor.

Onu yine çok uzun dönemiyle, Alan Greenspan izliyor. 1987 ile 2006 arasında on sekiz buçuk yıl FED Başkanlığı yapan Greenspan dört Amerikan Başkanı ile çalışıyor.

Bizde siyasi iktidarlara Merkez Bankası Başkanı dayanmazken, orada FED Başkanları kendi dönemlerinde bir kaç Amerikan Başkanı görüyor.

Türkiye'de 27 başkan

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1930 yılında kuruluyor.

En uzun süre başkanlık yapan Kemal Zaim Sunel göreve 1938 yılında başlıyor, on bir yıl sonra 1949'da ayrılıyor.

1930 yılından bugüne kadar Merkez Bankası 26 Başkan görüyor, yeni atanan Fatih Karahan 27. Başkan.

Amerika'da 110 yılda 16 Başkan, bizde 94 yılda 27 Başkan!..

Ancak, Merkez Bankası Başkanlığında istikrarsızlık AKP iktidarıyla başlıyor, hele de tek adam rejimiyle birlikte.

"Laf dinlemediler"

Tayyip Erdoğan'a Merkez Bankası Başkanı dayanmıyor.

Temmuz 2019'da Murat Çetinkaya'dan bugüne kadar dört buçuk yılda Fatih Karahan altıncı Merkez Bankası Başkanı.

Kısa sürede Merkez Bankası Başkanları arka arkaya doğranıyor, faiz konusunda "laf dinlemiyorlar" diye. Taha Akyol kitabını yazdı "Laf Dinlemedi" başlığıyla.

Nedir o dinlenmeyen laf?..

"Faizlerin yükseltilmesi..."

Malum, Erdoğan'ın inancına göre, Nass var ya...

Erdoğan da, o Nass doğrultusunda faize, hele de yüksek faize karşı ya...

"Faiz sebep enflasyon sonuç" ya...

Sonucu hep birlikte iki buçuk yıldır yaşıyoruz, korkunç bir enflasyon, olağanüstü geçim derdi ve döviz sıkıntısı eşliğinde.  

Hafize Gaye Erkan

Naci Ağbal dört ay 13 gün görevde kalırken, Hafize Gaye Erkan'ın Başkanlığı yedi ay 23 gün sürüyor.

Ancak, bu sefer sorun farklı.

Erkan'ın görevden alınma nedeni faizleri yükseltmesi değil.

Hürriyet'e verdiği röportajda:

"1- Enflasyonun yüksekliğinden,

2- Özellikle İstanbul'da kiraların yine çok yüksek olmasından" yakınıyor.

Tayyip Erdoğan sürekli enflasyonun düşmekte olduğunu, kiralara TOKİ üzerinden çözüm bulduklarını ilan ederken, Merkez Bankası Başkanı bunun tam tersini söylüyor.

Veeee...

Günün birinde bir haber patlıyor, Hafize Gaye Erkan için sonun başlangıcı.

Erkan'ın babasının Merkez Bankasında her işe karıştığı, insanları işten attırdığı gibi iddialar.

O iddialar doğru, eğri ortada kalıyor ancak, Erkan'ın görevden alınmasında ciddi rol oynuyor.

O haberler Erkan'ı görevden almak için oluşturulan koz mu?..

Asıl etken enflasyon ve kiraların yüksek olduğuna ilişkin sözleri.

Hem de, seçime giderken!..

"Ben ekonomistim"

Onlarca iş cinayeti işleniyor, madenler patlıyor, trenler devriliyor, yüzlerce insan ölüyor, depremde ya da orman yangınlarında sorumlular görevlerini yerine getirmekte aciz kalıyor...

Hatta, bir süper kupa finali skandalla sonuçlanıyor.

Ortada tek bir sorumlu yok, tek bir kişi görevden alınmıyor.

Ama, konu Merkez Bankası olunca...

Başkanların biri gidiyor, biri geliyor.

Neden?..

Malum, Erdoğan ilan etti ya, "ben ekonomistim, ekonomiden ben sorumluyum" diye!..

Ekonomi çuvallayınca, hele de seçim sonrası tufana yolculuk varsa, o gidecek değil ya!..

Elde Merkez Bankası Başkanı varken!..

Bakalım yeni Başkan Fatih Karahan ne kadar dayanabilecek?..

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

15 Mayıs 2024: “Devlet içinde devlet kurmaya” ilk adım

Bir vakıf ki, Dışişleri Bakanlığı yerine geçiyor, ayrıca “devlet içinde devlet kurma” niteliğinde. AKP iktidarı FETÖ’nün faaliyetlerini “paralel yapı kuruluyor” diye çok eleştiriyor. Şimdi kendisi paralel yapı kurma hazırlığına girişiyor

Kobani kararı: Erdoğan Kürtlerle köprüleri attı

Erdoğan gibi politikanın her yönünü iyi bilen ve kullanan birisi, bunu nasıl göze alabiliyor?..

Bunu bile gördük: Yasa geriye işliyor!..

"Geçmişe dönük yürütülen o madde, kooperatiflerde faal ortak oldukları halde, yükümlülüklerini yerine getirmemiş olanlara yeni bir alan açıyor, böylece eski kuralın içerdiği yaptırım önlenmek isteniyor"