26 Aralık 2023

Amerikan planı: Apo'yu neden teslim etti, PKK'ya neden yardım ediyor?..

Amerika Türkiye'yi Kürt sorununda siyasi bir çözüme zorluyor olabilir mi?.. Bir amacı da bu mu?..

Küçük kız çocuğunun ayakkabısı yırtık.

Kim o çocuk?..

2008'de Kuzey Irak'ta şehit düşen bir askerimizin kızı.

O küçük kızın adı "Güneş." Bu ayıp o tarihte elbette gideriliyor.

Aynı yıl, 2008'de Şubat ayında Kuzey Irak'a yapılan askeri harekâta o çocuğun adı veriliyor, "Güneş Harekâtı."

Şimdi de, CHP milletvekili Veli Ağbaba'nın Meclis'te gösterdiği ve tüm medyada yayımlanan Tokat'ta kırık dökük ev fotoğrafı.

Kim oturuyor o evde?..

Üç gün önce şehit düşen on iki askerimizden birinin evi.

2008'den 2023'e... Yırtık ayakkabılı kız çocuğundan kırık dökük eve.

Güneydoğu'da savaşan askerlerimiz ve ailelerinin ekonomik ve sosyal koşullarıyla ilgili pek çok soruya karşılık verebilecek sosyolojik bir araştırma kim bilir hangi sonuçlara uzanır.

"Üç beş çapulcu"

Ağustos 1984.

PKK adını ilk kez o tarihte duyuruyor, Siirt'in Eruh ile Hakkari'nin Şemdinli ilçelerine saldırı düzenliyor.

1936 - 38 Seyit Rıza isyanından yaklaşık elli yıl sonra yaşanan saldırıya, dönemin Başbakanı Turgut Özal akıllardan çıkmayan bir nitelemede bulunuyor:

"Eruh ve Şemdinli baskınını bile bile, Bodrum'a gittim. Bakanlar Kurulunu toplasaydım, terör örgütünü toplamış olurdum.

Bu üç, beş çapulcunun ayaklanması, üç buçuk eşkiyanın saldırısıdır."

Bu sözüyle Özal önce kendi hükümetindeki Kürt kökenli Bakanların varlığına dikkat çekiyor.

Konuşmasının ikinci bölümü ise, tarihi bir yanılgı içeriyor.

Saldırının "üç beş çapulcu ayaklanması" olmadığı kısa sürede anlaşılıyor. Özal'ın döneminde hem köy koruculuğu sistemi getiriliyor, hem de 1987'de Güneydoğu'da on bir ilde Olağanüstü Hâl (OHAL) ilan ediliyor, Diyarbakır'da Olağanüstü Hâl Valiliği kuruluyor.

OHAL Kasım 2002'de AKP iktidarı tarafından kaldırılıyor. 1978 yılında ilan edilen sıkıyönetimle birlikte, bölge 24 yıl olağanüstü yönetim altında yaşıyor.

Askeri harekâtlar

1984'ten bu yana iktidarda hangi parti olursa olsun, Kuzey Irak ve Suriye'ye çok sayıda askeri operasyon yürütülüyor.

1986'da başlayan sınır ötesi askeri harekâtlar arasında 1992'deki Süpürge Harekatı, Mart 1995'te 35 bin askerle Çelik Harekatı, 1996'da Atmaca, Eylül 1997'de Şafak Harekatı'nı belirtmek mümkün.

AKP döneminde ise, Suriye'ye ve Kuzey Irak'a "Şah Fırat, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı, Kararlılık Harekatı" gibi çeşitli operasyonlar yapılıyor.

On iki askerimizin şehit düştüğü "Pençe Kilit Operasyonu" 18 Nisan 2022'de başlıyor ve o zamandan beri devam ediyor.

AKP yönetimi bir ara askeri operasyonlara son vererek, Kürt sorunu ile ilgili "Çözüm süreci" başlatıyor ancak, o süreç kısa zamanda sona eriyor.

Kırk yıldır ve bugün hep birlikte derin acılar yaşıyoruz, binlerce insanımız hayatını kaybediyor.

15 Şubat 1999

Kırk yıldır çeşitli iktidarlar döneminde bu konuda sayısız siyasi olaya tanıklık ediyoruz. Siyasi derken, iç ve dış politikada.

Dış politikada en çarpıcı tarihsel gün 15 Şubat 1999.

Amerika yirmi yılı aşkın süredir yurt dışında bulunan PKK'nın kurucusu Abdullah Öcalan'ı kendi elleriyle Türkiye'ye teslim ediyor.

O sırada Başbakan Bülent Ecevit tarihe not düşüyor:

"Amerika neden teslim etti, anlayamadım."

PKK ile ortak tatbikat

Neden etti?..

Son birkaç yıldır artık herkesin malumu, en yüksek perdeden defalarca açıklanıyor.

Amerika PKK'ya silah veriyor, onları eğitiyor. Üç gün önceki saldırıda PKK'nın kullandığı silahlar Amerikan yardımı faslından!..

Apo'yu neden teslim ettiği yönünde çeşitli yorumlar var.

Öcalan yaklaşık yirmi yıl Suriye'nin doğrudan, dolaylı yoldan da Rusya'nın denetiminde.

Amerika onu Türkiye'ye teslim ederek, Suriye ve özellikle Rusya'nın denetiminden çıkartmayı planlamış olabilir.

Böylece PKK'yı kendi denetimine almış oluyor ki, son yıllarda silah ve her türlü yardımı bu denetimin uzantısı.

Siyasi çözüm

Kendi denetimi altına almanın ötesinde...

Amerika Türkiye'yi Kürt sorununda siyasi bir çözüme zorluyor olabilir mi?.. Bir amacı da bu mu?..

On iki şehidimizin acısını yaşarken...

İki kritik soru var:

24 yıl önce Amerika Öcalan'ı Türkiye'ye neden teslim ediyor?..

Ve şimdi PKK'ya yardımını neden esirgemiyor?..

Üstelik, "stratejik ortaklık, partnerlik" lafları havada uçuşurken!..

O teslimden bu yana yirmi bir yıldır AKP iktidarı var.

Yirmi bir yıl içinde Türkiye - Amerika ilişkilerini elbette en iyi AKP biliyor.

O iki kritik sorunun yanıtı bu ilişkilerin yirmi bir yıllık tarihçesinde yatıyor.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

15 Mayıs 2024: “Devlet içinde devlet kurmaya” ilk adım

Bir vakıf ki, Dışişleri Bakanlığı yerine geçiyor, ayrıca “devlet içinde devlet kurma” niteliğinde. AKP iktidarı FETÖ’nün faaliyetlerini “paralel yapı kuruluyor” diye çok eleştiriyor. Şimdi kendisi paralel yapı kurma hazırlığına girişiyor

Kobani kararı: Erdoğan Kürtlerle köprüleri attı

Erdoğan gibi politikanın her yönünü iyi bilen ve kullanan birisi, bunu nasıl göze alabiliyor?..

Bunu bile gördük: Yasa geriye işliyor!..

"Geçmişe dönük yürütülen o madde, kooperatiflerde faal ortak oldukları halde, yükümlülüklerini yerine getirmemiş olanlara yeni bir alan açıyor, böylece eski kuralın içerdiği yaptırım önlenmek isteniyor"