İran’ın saldırısından üç saat önce Beyaz Saray’a alarm bildiriyor CIA.
O sırada Başkan Trump Beyaz Saray’da Yunanistan Başbakanı Mitsotakis’le baş başa görüşme halinde.
İran’ın efsanevi komutanlarından Kasım Süleymani’nin Amerika tarafından öldürülmesi üzerine İran, Irak ve bölgedeki CIA ajanları harekete geçiyor. Aldıkları istihbaratı acele Beyaz Saray’a iletiyorlar. Buna göre, Süleymani’nin öldürülmesine misilleme olarak, Tahran en geç üç saat içinde bölgedeki Amerika üslerine roketle saldırmaya hazırlıyor.
Beyaz Saray’da hareketli saatler...
Trump Mitsotakis ile görüşürken, Beyaz Saray’ın bir alt katında Başkan Yardımcısı Mike Spence, Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, ilgili Pentagon bürokratları ve CIA yetkilileri bölgeden gelen istihbaratı değerlendiriyor.
Toplantıya katılan ekip hiç zaman kaybetmeden bölgedeki Amerikan üslerine talimat gönderiyor:
"Üsleri derhal boşaltın!"
Kısa süre sonra İran roketleri (füzeleri) Irak’taki Amerikan üssüne yağdığında, tek bir Amerikalının burnu kanamıyor.
İstihbarat ve yönetim eşgüdümünde örnek bir çalışma!
Bernie Sanders CIA'da
CIA sadece Beyaz Saray’ı uyarmakla kalmıyor, bir yandan da alışılmadık bir faaliyete girişiyor. İki yönden.
İlki, geçen seçimde Trump’ın karşısına aday olarak çıkan, 'sosyalist eğilimli' Bernie Sanders’e CIA İran, Irak ve saldırılar çerçevesinde brifing veriyor. Alışılmadık, çünkü Sanders Trump’ın rakibi, sosyalist ve zaten savaş karşıtı. Brifing sonrası kapıda kendisini bekleyen gazetecilere Sanders açıklama yapıyor:
"Amerika boşu boşuna savaşıyor. 1960’ların sonunda Vietnam’da 59 bin Amerikalı hayatını kaybetti, 2003’te Irak’ta 4 bin Amerikalı öldü. O bölgelerde on binlerce masum insan Amerika yüzünden öldü. Yeni bir savaşa Amerika artık tahammül edemez. İran’la savaşa girmek hepimiz için tam bir facia olur."
Sanders’in bu yönde açıklama yapması aslında onun düşünce yapısına uygun. Garip olan, CIA’nın onu çağırıp brifing vermesi. Ve çok belli, CIA savaştan yana değil. Konuşmasının sonunda Sanders bir başka konuya geliyor:
"Savaş yetkisini Başkan'a bırakmak yanlıştır. O yetkiyi Senato onun elinden almalıdır".
Sırada Temsilciler Meclisi var
Gelişmeler birbirine bağlı.
Sanders’ten bir kaç saat sonra CIA’nin ikinci girişimi başlıyor. Bu kez 'birileri' Temsilciler Meclisi’ne brifing veriyor. Brifing ardından Temsilciler Meclisi tam da Sanders’in açıklamasına denk düşen bir önergeyi kabul ediyor:
"194’e karşı 224 oyla Trump’ın elinden savaş yetkisini alıyor."
Şöyle bir bakınca, görülüyor ki, son dört, beş gün CIA Washington’da çok faal. Trump’ın İran’a savaş açmasına karşı çıkıyor. Her ihtimale karşı da, onun elinden savaş kararı verme yetkisini almak için siyasi girişimde bulunuyor.
CIA'nın gerekçesi
CIA bunu neden yapıyor? İran’la savaşa girmeye neden karşı? Bu ayrıntıları derlediğim dünkü Amerikan gazetelerine göre:
Tıpkı 2001 yılında olduğu gibi, tarihe "9 / 11" olarak geçen New York’taki İkiz Kuleler'e yapılan saldırı gibi, "savaş çıkması halinde, İran her şeyi göze alabilir, bölgedeki Amerikan üsleri bir yana, doğrudan New York ya da Washington’u hedef alabilir".
CIA böyle bir istihbarata sahip.
Seçim yılı
Bu çok ciddi bir gerekçe. Bunun dışında Trump’a yakın siyasetçilerin de savaşa karşı çıkan benzer görüşleri var.
Bu yılın Kasım ayında Amerika’da Başkanlık seçimi var. Bir savaş halinde, hayatlarını kaybedecek Amerikan askerleri üzerinden, rakiplerinin Trump’ı sıkıştıracağı ortada. Savaş onun aleyhine. Kaldı ki, CIA’nın istihbaratı paralelinde, İran’ın ne yapacağının belli olmaması gibi, çok büyük bir tehlike Amerika’nın kalbinde felakete yol açabilir.
Süleymani’nin öldürülmesine misilleme, İran füzelerinin Irak’ta Amerikan üssüne yağdığı günün ertesinde, kamu oyundaki beklentilerin tersine, Trump’ın sürpriz biçimde 'barıştan' söz etmesi, 'saldırıya karşılık verilmeyeceğini' açıklaması, özetlediğim gelişmelerin sonucu.
CIA Trump’a "Otur oturduğun yerde" diyor ve bu amaçla bir dizi girişiminde bulunuyor, kısaca son dört beş gün Amerika’yı CIA yönetiyor.