12 Ocak 2019

31 Mart seçimlerine böyle gidiyoruz

“Eskiden oy çalınıyor denirdi, şimdi seçmen çalınıyor”

Siirt merkez, Kooperatif Mahallesi, Hz. Fakirullah Cad., No 189.

Bu binanın birinci dairesinde 462 seçmen yazılı!..

Bu binanın ikinci dairesinde 674 seçmen yazılı!..

Bu binanın üçüncü dairesinde 727 seçmen yazılı!..

Her türlü mantığın ötesinde...

Tek bir dairede 462, tek bir dairede 674, tek bir dairede 727 seçmen yaşıyor.

Yani, o kadar insan tek bir dairede oturuyor!..

Bu şu anda Türkiye’de yüzlerce örnekten sadece biri.

İzahı var mı bunun?..

Var.

HDP milletvekili Meral Danış Beştaş 8 Ocak günü gerçekleşen Meclis bileşiminde bunu uzun uzun dile getiriyor ve adını koyuyor:

“Eskiden oy çalınıyor denirdi, şimdi seçmen çalınıyor.” (TBMM Tutanak, 8 Ocak 2019, s.46).

Meral Danış Beştaş sözlerine “iktidar 31 Mart seçimlerine nasıl hazırlanıyor” sorusuyla başlıyor ve “askıya çıkan seçmen kütüklerinden yola çıkarak, iktidarın ne yaptığını somut verilerle açıklayacağım” diyor.

Çarpıcı veriler

Beştaş konuşmasının devamında, “şu anda yaşadığımız şey nedir” diye soruyor, yanıtını hemen veriyor:

“Yürütme, yargı ve yaşamının tek bir kişinin ya da grubun elinde olduğu sistemdir. (...)Bunlar rejimi demokratikmiş gibi gösterirler, bunu göstermek için düzmece seçimler yaparlar, aslında bu seçimlerin sonucunu kendileri hazırlarlar”.

Nasıl hazırlarlar?..

Yine Beştaş’tan devam ediyorum, bu dönemin en çarpıcı konuşmalarından biri:

“Seçmenler kimden oluşur?.. O yerleşim yerinde oturan vatandaşlardan oluşur. Buna ilişkin kurallar Anayasada, seçim hukukunda bellidir. Peki, şu anda ne yapılıyor?.. Gerçekten çok dehşet bir manzara ile karşı karşıyayız. Seçim sonuçları sürekli tartışmalı oldu. 16 Nisan’da, 24 Haziran’da, ondan öncesinde hep şöyle konuşulurdu, ‘oylar çalınıyor’. Şimdi oylar çalınmıyor artık.

Şimdi seçmenler çalınıyor ve seçmenler yok ediliyor. Liste üzerinde bir ilin seçmenleri siliniyor, onun yerine seçmen olmayan, o il ile ilgisi olmayan, nereden geldiğini, hangi yöntemle geldiğini bilmediğimiz binlerce isimlik listeler var elimizde. Siirt’te son seçimde, 24 Haziran’da oy kullanmış 6.488 seçmen silinmiş. Nasıl silinmiş bakıyoruz internetten, ‘seçmen kaydınız bulunmamaktadır’ diyor. Kendi evine bakıyoruz, tanımadığı insanlar, yüzlerce insan kendi adresinde seçmen”.

Beştaş daha sonra yukarıda aktardığım adresi ve evlerdeki seçmen sayılarını veriyor. Bu sözler üzerine bir AKP milletvekilinin tepkisi şu:

“Kalabalık bir aile”.

İyi mi?..

AKP Grup Başkan Vekili’nden yanıt

Beştaş Şırnak Uludere’den bir örnek veriyor. 24 Haziran 2018’de Uludere’de 5 bin 201 seçmen var, 3 Ocak’taki seçmen listelerinde seçmen sayısı 7 bin 168!..

Bu örneğe AKP’li eski bakanlardan Recep Akdağ oturduğu yerden yanıt veriyor:

“Halktan korkuyorsunuz”.

Nasıl, çok anlamlı bir itiraz!... Ne alaka!..

AKP bu verilere nasıl karşılık veriyor?.. AKP Grup Başkan Vekili Cahit Özkan kürsüde, Meclis tutanaklarından aktarıyorum:

“Burası aziz milletimizin yasama faaliyetlerinin yürütüldüğü makam, millet iradesinin kutsal çatısı. Eşi benzeri görülmemiş anayasa teorileri, kaynak ne?.. Cem Yılmaz hikâyeleri.

(...) Oylar çalınıyor, seçmenler çalınıyor, elinizde listeler var ve bunları adeta bir fişleme gibi tek tek tespit etmişsiniz. Şu anda Türkiye’de eşin benzeri görülmemiş demokratik bir süreçten geçiyoruz”.

“Fişleme mi???”

(HDP sıralarından gülüşmeler.)

Cahit Özkan devamla:

“Evet gülüyorlar, biz vaktiyle Anayasa’nın 67. maddesini değiştirmek istedik, parti kapatmalar zorlaşsın, dedik, siz ‘hayır’ dediniz, biz yaptık, yargıyı demokratikleştirdik. Bugün hamdolsun, partiniz ve Türkiye’deki diğer siyasi partiler görevlerini serbestçe yerine getiriyor.

AKP Grup Başkan Vekili’nin buraya kadar neye yanıt verdiği belli değil. Sözü yuvarlayıp duruyor:

“Seçmen listeleri askıya çıkmıyorsa, özellikle sizin çıkıp, ‘nerede bu listeler’ demeniz gerek.”

E, söylüyorlar işte!..

Özkan daha sonra garip bir savunmaya geçiyor:

“AK Parti olarak bizler de bu listelere itiraz ediyoruz. Bu demokrasimizin bir gereğidir, hür ve serbest seçimlerin olmazsa olmaz unsurudur. Demokratik seçimleri sizin Yüksek Seçim Kurulu’nda temsilci olan görevli arkadaşınız takip etsin, varsa bir yanlışlık düzeltilsin ve yargının denetiminde hür ve serbest seçimler yapılsın.” (TBMM Tutanak, 8 Ocak 2019, s.51).

Konun özüne uzak, hiç ilgisi olmayan bir alay yuvarlak sözler.

Yani... Yanisi şu:

AKP bu somut verilere yanıt veremiyor.

Kaldı ki, sadece İstanbul Adalar ya da Siirt ya da Uludere değil, Türkiye’nin dört bir yanında benzer “seçmen yolsuzlukları, listelerden silmek ya da orada oturmayan isimleri yazmak” çığ gibi.

Ve bu ortamda “demokratik, şeffaf, serbest seçimlere” gitmek!..

Dalga geçer gibi.

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"