21 Ağustos 2020

Ya yandaş olmayanlar? Sayar-Saymaz erdiler muratlarına, Ojo Pictures huzurlarınızda, Scarlet...

Taksim İlk Yardım'ın bana tahammül eden karma cerrahinin güzel meleklerine ve Ferdane, Raziye ve Hatice hanımlara sevgi ve minnetlerimle...

Türkiye'de medya otoriter rejimce öyle kuşatıldı ki "elde kalan" yüzde beş ona ne yapsa razı olduk. İyi ki varlar. Fakat ben yavaş yavaş bir iki magazinel eleştiri yapacağım. Bunun için de kurban olarak en çok izlendiği için Fox Haber'i seçtim (Ayrıca atlaya zıplaya da olsa en azından 10-15 dakika bakabiliyorum).

Enver Aysever, Barış Yarkadaş, Merdan Yanardağ, Kadri Gürsel, Koray Düzgören, Levent Gültekin, İsmail Saymaz ve daha bir çok "yandaş" olmayanları barındıran fakat sıkıntıdan tırnaklarımı yediren kanalları (Halk TV, Yandaş, Tele1, Medya Haber, Artı Haber..) torpil yaparak es geçiyorum.

Yandaş olmayan Fox Haber'in ilk 10 dakikası resmi politika diliyle 'Türkiye düşmanlarını', ki bu neredeyse üç beş eksiğiyle tüm dünya oluyor, geçiyor. 
 
Sizi bayıltmayacağım ABD Başkan Adayı Joe Biden'ın aylar aylar önce söylediği bir cümle, bir değil iki değil belki 10 kere "Hadsiz Biden" diye başladı. "Utanmadan" Türkiye'yi AB'ye şikayet eden Yunanistan'a girmiyorum bile . Vatan bizim canımız, feda olsun kanımız.
 
Korona haberlerinde sonuçta bütün faturanın çıktığı yarı işsizlere yoksullara hiç bulaşmayacağım. Zaten AVM'ler onlar yüzünden açıldı, tatil ya da buzdolabı için ihtiyaç kredisi alanlar da onlar. Bir de tam alışıyorken Fatih Portakal'ın uzun bir tatile çıkması da iyi olmadı.
 
Köşe yazarı da olmak isteyen anchor person Burak Birsen'in belli ki onun rehberliğine bir süre daha ihtiyacı varmış.Tabii ki ben çok eskidim, yaşlanmış olabilirim ama Jülide Gülizar, Sevim Canbaz, Erkan Oyal gibi redaktör spikerler aklıma geliyor da keşke bu kuşak onların rahle-i tedrisinden geçebilseydi diyorum. Good old days...
 
Unutmadan ekleyeyim, bol bol 'hain' ve 'skandal' deyip Bakan Berat Albayrak gibi absürdün sınırında gezmek hiç mi hiç iyi gazetecilik değil. 
 

Türkiye rahat bir nefes aldı 

Ben Taksim İlk Yardım'da ihtilaçlar içinde kıvranırken, genç meslektaşım ve pop ikon İsmail Saymaz, güzeller güzeli Şeyda Sayar'la dünya evine girdi.
 
Peki ben gidemediğim Hilton'daki düğünü nasıl mı yazacağım? Hatırlatırım. Ben magazine terfi edip para kazanmaya başlamadan önce Radikal İki'nin neşriyat müdürüydüm. Türkiye'nin hâlâ işsiz kalmayan üç editör ve muhabiri gece boyu benim için muhbirlik yaptılar.
 
Nikâhı Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin kıymış. Hilton'a gidince kendilerini orta sınıftan kopup üst orta sınıfa geçti sanan gazeteci milletinin hali görmelere sezaymış. Çoğu ıspanaklı ravioliyi ana yemek sanıp ekmekle yemiş ama sonra nal gibi bonfileler gelince pek kahrolmuşlar. "Doggy Bag" isteyen oldu mu bilmiyorum.
 
İsmail Saymaz'ın, Deniz Zeyrek'in paylaştığı, videosundan, dans edemediği açıkça belli. Neyse ki halay ve horon imdada yetişmiş. Sedat Ergin'in maske haykırışları pek kaale alınmamış. Tüm siyasal görüşlerin temsil edildiği düğünde bir tek anarko marksist yokmuş dersem, Biden gibi haddimi aşıp bir skandala imza atmış olur muyum bilmem.
 
Düğün şöhretlerin ilgisi açısından da biraz fakirmiş. En ünlüler, benim fotolardan gördüğüm, Nazan Kesal, Ercan Kesal ve biraz zorlayarak Sırrı Süreyya Önder'di.
Sayar-Saymaz düğününde gazeteciler ağırlıktaydı. Sedat Ergin farkına dikkatinizi çekerim.
Çifte bol mutluluklar. Artık kumanda ve top Şeyda Sayar Saymaz'da.
Düğünden sonra damat İsmail Saymaz tüm davetlileri birer birer öpmüş

Komşum döndü, kısıtlamalar başladı 

Karşı komşum Gonca Vuslateri bir süredir yurt dışındaydı. Panjurlar kapalı. Ben de salonumda camlar açık rahat rahat dolanıyordum. Birden ışıkları yandı.
 
Aslında gelmiş ama o da benim gibi hastanedeymiş. Tabii ki onunki daha lüks bir durum, gıda zehirlenmesi. Benimki zavallı mesane. Karşılıkla geçmiş olsun derken hemen Ajda Pekkan konseri için Bodrum'a gideceğini öğrendim. Oh, yine bir süre evin içinde don paça gezebileceğim adım teşhirci "dirty old man"e çıkmadan. 
Gonca Vuslateri'nin pandemi sırasında işsiz kalıp kalmadığını öğrenemedim

Tarihimden yapraklar

Class of 62-63
İlk fotoğraf İzmir Karşıyaka Erdem Koleji, lise. Fotoğrafın en solunda felsefeci müdürümüz Sırrı Özerdem, ortadaki "olgun" bey İngilizceci Aydın Pura. Sınıf arkadaşlarım: Sabri, Zafer, Kemal, Nuran, Savaşkan, Volkan. Ön sıra Ali Çapa, Nur, Tuğrul, Hasan. 1962-63 dönemi.
 
Gazeteciler şık da olabilir 
İkinci fotoğraf 20 küsür sene sonra. Ben hep alternatif, yoksulca anarko marksist bir gazeteci olmadım. "Zengin" günlerim de oldu. Sevdiğim iki kadın meslektaşım Meral Tamer ve Yazgülü Aldoğan'la bronz bir şekilde lüks bir mekândayız.

K.G.G.

 

Bu linkler ihmâl edilmesin

- Bu bir '1968 Belgeseli' olmamış adlandırıldığı gibi. 'İstanbullu bir grup dostun 68'i' denseydi bir itirazım olmazdı. Ama öyle olmamış. İsim çok iddialı. Yine de genç kuşaklar baksınlar. 68'in yüzde 10'u hakkında bir fikirleri olur ki o da İstanbul'la sınırlı. İzlemek için linke tıklayabilirsiniz. 
 
- İstanbul Sözleşmesi'ne erkeklerden destek.

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

- Dizi sektöründe bomba bir gelişme yaşanmış geçen hafta. Gerçi diziler aleminde bomba ve flaş dışında bir şey yaşanmıyor ama konu bu değil... Düz magazin habercileri Sina Koloğlu ve Birsen Altıntaş dizi sektöründe yeni bir şirketin kurulduğunu müjdelemişler.
 
Kurucular tanıdık olduğu için ilgimi çekti, araştırdım. Adını benden duyun ilk: Ojo Pictures (Ne kadar evrensel). Hekimoğlu'ndan bildiğiniz Ömer Özgüner ve Çukur'dan bildiğiniz Kerem Çatay. Hayır, oyuncu ya da entellektüel değiller, bildiğiniz yapımcılar.
 
Peki bana ne mi oluyor? Asla fırsatçılık yapmıyorum ama bu taze ortaklarla müşterek dostlarımız var. Cihangir'den arkadaşım Aslı ve mektepten arkadaşım Ekrem. Özgüner ve Çatay'ın akıllarında olsun.
 
Onlar da mı kim? Peki, siz beni okumayı bırakıp Sözcü ve Cumhuriyet'te takılın, Halk TV izleyin. Bu arada 'Ojo' göz demek. Kısaltma olan OJO ise 'Okyanusya Judo Organizasyonu' anlamına geliyor. Ekstra bilginin kimseye zararı olmaz.
 
Star TV ve Karga Seven’dan Ömer Özgüner, Ay Yapım’dan Kerem Çatay
- Hasan Cemal'in tatilinin ne zaman biteceğini bir türlü öğrenemedim. Ama Mavi Yolculuk tefrikasına bakılırsa bütün T24'ü kıskançlıktan çıldırtacak kadar uzayacak gibi. Fakat ne öğrendim biliyor musunuz? HC, bu kez diğer zenginlerle beraber değil. Ayşe Cemal'le baş başa bir Mavi Yolculuk yapıyorlarmış. Kaynağımı açıklayamam ama pek üst düzey bir T24 mensubu.
 
- Kimi üniversitelerde  Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açılması çoğumuzu mutlu etmişti. Ama genel kuraldır, otoriteler Türkiye'de insanların keyifli olmasından çok hoşlanmazlar..
 
Daha ilk mezunları iş bulmadan hesapları kesildi. Tezler bile Türkçe yazılacakmış. Acı olan da, benim sandığım gibiyse, HDP dahil çok gürültü kopmadı. Belki biraz Yeni Yaşam gazetesi... Keşke sarı noktam beni yanıltmış olsa. Hemen pardon derim.

Advertorial 

Ma Music Çocuk Akademisi
 
Diyarbakır ve çevresinde yaşıyorsanız bu eğitimi atlamayın derim. Eğitmenlerden Şerko Kanivar, "Alternatifsiz değilsiniz" diyor ve 06-14 yaş arasını tar, ud, kemençe, keman, flüt piyano çalmaya çağırıyor. Hem de sıkı pandemi önlemli.
 
Kim demiş Düzeyli Magazin üç büyük şehrin dışındakileri ihmal ediyor diye...
 
MA Music Center'a ulaşmak için telefon numaraları: 90 553 063 03 21, 90 507 230 09 47

Müzik önerisi

The Rolling Stones'un yeni "Scarlet"i çoğumuzu 18-20 yaşımıza geri götürecek. Ama sakın eşlik etmeye kalkmayın yaşınız 40+ ise...
 
.
 
 

Yazarın Diğer Yazıları

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...

Seçimlerle gelen rahatlama...

Yeniden, hafif çekinerek de olsa gülmeye başlamak ne kadar güzel bir şey, değil mi?