11 Haziran 2021

Mid Cihangir'e dönüş | Yurt haberleri | Medya karmakarışık | Nihayet bir konserdeydim

Yurt haberlerine başladım ama Datça, Karaburun, Diyarbakır, Urla muhabirlerimden ses çıkmıyor. Belli ki telifi az buluyorlar. Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök de transfer etmiş olabilir


En sevdiğim ikinci kadın Deniz Türkali - Sözcü'den Yılmaz Özdil - Off Gümüşlük'ün ortakları Ferah Aydın ve Cemal Ercan'ın keyfi yerine gelmiş - Berke Özgümüş ve Güneş Duru, editörlerim Gözde Yel ve Melis Karaca'yla birlikte 

Eski mekânlarımıza dönüş

Kısıtlamaların hafifletilmesiyle ben ve arkadaşlarım, 'Upper Cihangir'e mahkûm olmaktan kurtulduk. Yeniden 'Mid Cihangir'deki Firuz Ağa Camii kahvesinde bol bol Volkan Çetinkaya'nın çaylarını içiyoruz. Fiyatlar oynamamış, hâlâ üç lira.

Öğlen de Doyum Yufkacısı'nda çıtır mantı yedikten sonra Volkan'da bir çay içmek çok keyifli oluyor. İlk günün fotoğrafını aşağıda size sunuyorum.

Bana çok yardımcı olan meslektaşım ve arkadaşım Şengün Kılıç, yine hepimizin her işine koşan Pürtelaş Hasan Efendi Muhtarı Fehime Esen, Cihangir Mahallesi Muhtarı Adnan Bal ve tabii ki ben

Beni tavlamaya çalışan kadın

Atilla Dorsay'ın son kitabında bahsettiği muhteşem kadınlardan biri olan Deniz Türkali, 'Upper Cihangir'de yaşıyor. Dorsay'ın hayatını aydınlatmış ama benimkini loşlaştırıyor.

Ne zaman görsem, benimle flört etmeye çalışıyor ve sürekli ekliyor: "Daha çok genciz, bakarsın ileride evleniriz" diyor. Ne yapacağımı şaşırdım. YT ve MÇ'den yardım istedim, bakalım imdadıma koşacaklar mı?

Bana inanmıyorsanız işte resim: Deniz Türkali ve Tuğrul the Gonzo

Yurt haberleri

Başta İzmirli hemşerilerim olmak üzere bazı fanlarım "taşra" sözcüğünden alındığı için artık "Yurt haberleri" diyeceğim. Zaten konvansiyonel gazetecilikte böyle bölüm vardır.
 
Kısmi de olsa özgür günler sadece Cihangir ve Beyoğlu'nda değil, İzmir'de de kutlandı. Alsancak'taki İzmir Mülkiyeliler Birliği Şubesi lokali de, terası dâhil, kısıtlı olarak aleme açıldı. 'Mülkiye Angara' muhabirimin bildirdiğine göre, İzmir'in yakından tanıdığı Hamit Bey ve Neco, 1474 Sokak'taki mekânı çok keyifli düzenlemişler. Gidince göreceğim...
İzmir Mülkiyeliler Birliği Şubesi'nin ilk canlı yönetim kurulu toplantısı. Hepsini, maalesef, tanımıyorum ama beyaz ceketli Başkan Nazlı Kayı, güzel saçlı olan da Neslihan...

Gümüşlük de hareketlendi

Kısıtlamaların hafif de olsa gevşetilmesiyle Bodrum'da da "alemler" başladı. Gümüşlük stajyerim Feza Aygen'in bildirdiğine göre, zenginlerin mekânı Off Gümüşlük, ortaklarından Ferah Aydın'ın doğum günüyle birlikte mesafeli ama keyifli bir açılış yaptı. Gecenin yıldızı, güzel sesiyle Dilek Türkan'mış.

Off Gümüşlük, tam 21.00'de kapandığı için çocuklar da gidebiliyorlar. Oyuncular Mustafa Avkıran ve Derya Alabora, küçük Alaz Avkıran ve gazeteci Asu Maro

Tarihimden yapraklar

Radikal'le birlikte Bilgi

Esra Arsan ve Tuğrul the Gonzo 2004'te. Fotoğraf için Edip Emil Öymen'e teşekkürler
Radikal Gazetesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin başlangıçları aynı yıldı, 1996. Radikal artık yok ama Bilgi, 25. yılını kutluyor. Tabii o da genel akademik tahribattan nasibini almış durumda.
 
Ben İletişim Fakültesi'ndeki gazetecilik derslerime Kuştepe kampüsünde başlamıştım. Dekan Aydın Uğur'du. En kafa dostumsa, ders vermeye gittiğimde odasına "çöktüğüm" asistan Esra Arsan'dı. İstanbul Bilgi'de 10 yılı aşkın ders verdim galiba. Arsan ise doçent oldu ama o da bir süre sonra kendine çok yakışan akademisyenliği bırakmak zorunda kaldı.
 
Arsan'ın telefon numarası rehberimle beraber silindi bir kaç ay önce. Bu yazıyı okursa hemen beni arasın. Biraz Bilgi'de kalanların dedikodusunu yapalım.

Bu linkler ihmâl edilmesin

* Hafıza Merkezi'nde: Faili meçhuller, cezasızlık ve geçmişle yüzleşme.
 
* İKSV'den yeni bir podcast serisi: "Dünyalılar! Sanat Gezegeni İyileştirebilir mi?"
 
* Mülkiyeliler Birliği'nden"Tuğlayı çekelim duvarlar yıkılsın" söyleşisi 13 Haziran 2021 Pazar günü saat 18.00'de linkten takip edilebilir.
 
* Beyoğlu Yurttaş Meclisi'nden Beyoğlu'nda emlak artışlarına itiraz eylemi 
 
 
Adında bile "Para" olan 'Mount' oteli

Adı Sedat Peker'e takılmış bir dolu gazeteciyi perişan eden ve sürekli sahip değiştiren 'Paramount Oteli'nin adı dillerden düşmüyor.
 
Salı günü Halk TV'de Ayşenur Arslan ve İsmail Saymaz, Youtube'da Cüneyt Özdemir kuşkuları anlata anlata bitiremediler. Fakat Medya Radar'a göre, esas bomba yorumu Sözcü'den Yılmaz Özdil patlattı: "Otelin adında bir Para var" diye...
 
Ben bir magazinci olarak, derhal durumdan vazife çıkarıp ve belki ileride Özdil'e yardımcı olur diye, başka "para"ları hatırlatıyorum. (Yemin ederim Google'a bakmadım.) 
 
a- PARAdigma
b- PARAlel
c- PARAbol
d- PARAzit
e- PARAmiliter
f- PARAmetre (...)
Bütün fanlarımın Cambridge Cert.'i olmadığı için bir de Paramount'un ne anlama geldiğini söyleyeyim: "En yüce, en yüksek" demek.
 
Toplumsal cinsiyet

Ege Üniversitesi'nden arkadaşım Prof. Dr. Gülgün Tosun bir araştırmaya dikkati çekti. Bu araştırmayı okursanız epey şaşıracaksınız.
 
Magazin sayfaları içinde verilen sağlık haberlerinin daha çok kadınlara hitap ettiği için yoğun olarak kadınlar tarafından yapıldığını düşünürsünüz değil mi? Hayır, hiç de öyle değil. Üstelik, haberde görüş alınan doktor ya da sağlıkçılar da ağırlıklı olarak erkek. Şeyda Kara'nın yaptığı, Sağlık İletişimi yüksek lisans tezinde Sabah ve Hürriyet gazeteleri incelenmiş. Sabah gazetesindeki sağlık haberlerinin yüzde 60’ı erkekler, yüzde 35’i kadınlar tarafından yapılıyor. Hürriyet de farklı değil. Onda da erkeklerin oranı yüzde 71, kadınların oranı yüzde 25. Geri kalan haberler ise ajans haberleri.
 
Bu arada dikkat çekici bir bilgi: Sağlık haberleri içinde, LGBTİ+ haberleri her iki gazetede de 0. Tezde toplumsal cinsiyet rollerinin sağlık haberleri üzerinden yeniden üretimi konusunda önemli bilgiler var. Meslektaşlarıma ve medya ombudsmanı Faruk Bildirici'ye duyururum. Tez daha basılmadı ama bende bir özeti var, isteyene gönderebilirim. 

* Çok sevdiğim ve yazılarını beğenerek izlediğim gazeteci Fehim Taştekin'e de küçük bir uyarı. Sevgili Fehim, lütfen "çıfıt çarşısı" deme, fena hâlde ayrımcı bir ifade.

* Bu haftanın 'negatif Kare As'ında şu medya mensupları ve kurumları yer alıyor: Veyis Ateş, Hilal Kaplan, Cem Küçük ve yaptığı haber nedeniyle muhabirini işten çıkaran KRT TV. Joker olarak da tabii ki Hürriyet'in Abdulkadir Selvi'si.
Veyis Ateş-Hilal Kaplan-Cem Küçük-Abdulkadir Selvi

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

* Evet, ben de aylar sonra gelen müzik dinleme şansını kaçırmadım. Maçka Parkı'nda harika Redd grubunu dinledim onlarca genç ve benim gibi üç beş "boomer"la. Ruh sağlığıma iyi geldi.

Ne var ki Sözcü gazetesinin konserle ilgili yazdığı olumsuz yorum beni çok üzdü. Eminim ki haber İHA ya da DHA mahreçliydi. Kemalist meslektaşlarıma hiç yakışmadı.

Redd grubu, dinleyebilen herkese ilaç gibi geldi 

* Fox TV, zaman zaman da olsa ana haberini seyrettiğim tek televizyon kanalı. Haberlerine bir söz, slogan seçip dinleyicilerinden bunu içeren mesaj atmalarını istiyorlar. Hafta içi haberlerini sunan Selçuk Tepeli, o akşam "Az laf çok iş" sözünü seçmişti slogan olarak. Hah, dedim, sevgili meslektaşım Tepeli, özeleştiri yapacak. Öyle olmadı.

Haberlerin yarı süresinde Tepeli, muhalefetini tekrarladı durdu. Eğer Japon kısa şiir türü Haiku'yu sevdiğinden bahsetmeseydi, ben de ona bulaşmayacaktım. Kendisine haddim olmayarak sadece şunu hatırlatacağım: Haiku, iki üç cümle içinde yalın anlam aktarma sanatı. Her yayınında "yüce Türk milleti"nin aklına övgü dizmeyi unutmayan Tepeli, ne olur bizi sadece Halk TV ve KRT'ye mahkum etme.

Selçuk Tepeli başlayınca diğer bütün haber kanalları susar

Advertorial (!)

#HADİ  

Asla sosyal medya kullanmam fakat bu seferlik bir istisna yapıyorum. Bir daha olmaz. 
 
"Hak Adalet Demokrasi İstiyoruz" ifadesinin baş harflerinden oluşturulan ve Twitter üzerinden yapılan #HADİ kampanyası başladı. Kampanyanın tanıtımı için gönderilen çağrı özetle şöyle: 
"İkizdere’den, Gürpınar’dan, Ege’den ve üniversitelerden yükselen seslere aralarında pek çok yazar, gazeteci ve akademisyenin olduğu yüzlerce kişiden destek büyüyor.
Toplumsal talepler #HADİ başlığında birleşiyor."

Müzik önerisi

Kendisinin haberi yok ama bu haftanın şarkısını TRT Radyo 3 programcılarından Esra İlkkurşun seçti. Gece ve Müzik'te sık sık çaldığı Johnny Cash'ten "Personal Jesus". Depeche Mode versiyonu da fena değil...
 

Yazarın Diğer Yazıları

Hadi bi' cesaret, hep birlikte haykıralım: Kapitalizm öldürür!

Hastanede operasyonun ardından -3'e indirildim, yoğun bakıma... Çok soğuktu ve canım sıkılmıştı, hemşirelere bi' takılayım dedim, onlar benden daha komik çıktı! "-3'ün altında ne var" diye sordum; cevap pat diye geldi: Morg var Tuğrul Bey, morg var!..

"Dostum Trump" kazandı: Amerika'ya demokrasi, dünyaya huzur gelir mi?

Bu hafta başlığımıza uygun olarak Leonard Kohen'in ta 1992'de yaptığı şarkıyla giriş yapıyoruz: "Democracy is coming to the USA''. Amerika'ya demokrasi, dünyaya huzur gelir mi Kohen'in şarkısından dinleyin...

Hastaneye yatan kıskanç bir adamın hezeyanları

Dün saat 16.30 olmadan önce Taksim İlkyardım Hastanesi'ne yattım, umarım bu sefer çabuk çıkarım ama haftaya göremezseniz de çok panik olmayın...

"
"