Cumhuriyet'in köşecisinin elinde Kılıçdaroğlu kaseti var - Sokrates'in GYY'si Caner Eler entel olarak biraz bana özeniyor galiba - Olivia Rodrigo bence bu yılın bombası - Ece'den program yapmak için teklif aldım, düşünüyorum.
***
Kilyos'ta yoksul gazetecilerle iki buçuk gün
Pandeminin başından beri İstanbul dışına ilk çıkışımı, jeepe benzemeyen bir jeeple gerçekleştirdim. Az ünlü gazeteciler Gökçer Tahincioğlu ve Banu Tuna, beni Cihangir Caddesi'nden alarak Kilyos'taki haber atölyesine taşıdılar.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nin (MLSA) düzenlediği haber atölyesine gittik. Çoğu işsiz, on beş genç gazeteci (çoğu kendisini "freelance ve telifli" olarak tanıtıyor) ilk kez benimle karşılaşma şansı elde ettiler. Gözüme çarpan ilk güzel şey, kadın ve erkek gazeteci oranının yarı yarıya olmasıydı.
Tekirdağ'dan Diyarbakır'a, oradan İstanbul'a, her milletten genç gazeteci. Benim dışımdaki ünsüz ya da az ünlü gazeteciler yok yargı haberciliği, yok veri haberciliği, yok etik derken ben tabii ki haber yazma teknikleri anlattım. Aslında her zaman söylediğim gibi, magazin isimsiz olmaz, onun için ders veren gazetecileri hızlıca bir sıralayayım: Gökçer Tahincioğlu, Banu Tuna, Sedat Yılmaz, Elif İnce ve Caner Eler.
Genç gazeteciler, The Beatles tshirt'ümle hayran hayran beni dinlerken diğer rollerde Sedat Yılmaz, saklanmaya çalışan Banu Tuna ve Gökçer Tahincioğlu.
Burada Caner Eler'e özel birkaç satır yazacağım. Uğur Vardan, Burak Kuru, Bağış Erten, Eray Özer gibi spor yazarlarını da tanırım ama Caner Eler onların hepsinden daha entelektüel çıktı. Zaten şu anda genel yayın yönetmenliğini yaptığı derginin adı, "Sokrates". Hemen parayı bastırıp bir tane aldım ve gerçekten beğendim.
Bir son not da, katılan genç gazeteciler üzerine olsun: Çok büyük çoğunluğu sigortasız çalıştırılıyor. Kadrosu olan çok azı ise asgari ücrete talim ediyor.
David Bowie tshirt'ümle ben ve benim ne menem bir şey olduğumu çözmeye çalışan genç gazeteciler çok eğlendik.
Ünsüz olan ünlüler
Cihangir'de en çok duyacağınız iki cümle, "Sizi bir yerden hatırlıyorum" ya da "İsminizi duymuştum". Birincisi, genellikle, genç dizi oyuncularına, ikincisi ise yazar çizer tayfasına. İşte ben de bu durumu geçen hafta arka arkaya iki günde HomeRoom'da yaşadım.
Kulağıma tanıdık isimler geldi. "Alper, Yavuz..." gibi. Derhal bulaştım ve bingo. İkisi de yazarmış. Alper Canıgüz ve Yavuz Ekinci. Biri İstanbullu, biri Batmanlı. Biri Boğaziçi, diğeri Dicle Üniversitesi'nden. Derhal onları çok tanıyor ve biliyor havasına girdim.
Kapağında bir kara kedinin olduğu Gizli Ajans kitabını beğendiğini söyleyince Canıgüz, döküldü; Dubrovnik'e gitmiş ve yakın zaman önce Alfa Yayınları'na transfer olmuş. Kürtçe ve Türkçe kitaplarını takdir ettiğimi söyleyince de Yavuz Ekinci'nin takdirini kazandım. Bana hemen bir magazin haberi verdi. Ay Yapım'a İtalyan ressam Bellini ve Fatih'le ilgili bir senaryo yazıyormuş. Kahve ve çay paralarını tabii ki onlara yıktım. Zaten HomeRoom orta zenginlerin gittiği bir yer, çok pahalı değil.
50 yaş civarı Alper Canıgüz ve 40 yaş civarı Yavuz Ekinci, üç aşağı beş yukarı 70'lik Gonzo Tuğrul. (Foto: Yapımcı Sevil Demirci)
Yurt haberleri
Gençler yalnız değildir
İzmir- (Gonzo Haber Ajansı)
Sadece İstanbul, Ankara'da değil, İzmir'de Buca ve Bornova Büyük Park'ta öğrenci kardeşlerimiz de barınma hakkına dikkat çekmek için demokratik direnme haklarını kullanıyorlardı. Tabii ki Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi, onları ziyaret edip, "Yalnız değilsiniz" dedi.
İzmir, Buca Hasan Ağa Parkı.
Bu linkler ihmal edilmesin
- Angst bültenden üçüncü dosya: Post-truth çağında doğru bilgi
- İnsan Hakları Okulu'ndan, Niçin? programı çerçevesinde LGBTİ+ hakları
***
- Mine G. Kırıkkanat "kıllı erkekler" mealinde bir yazısından dolayı, Radikal'den atılırken ben de, Güldal Kızıldemir'le, Radikal İki'yi yapıyorduk. "Ben Aydın Doğan'ın kızlarına Paris'ten giysi getiriyorum. Beni nasıl atar?" diye isyan ettiği yolunda çirkin söylentiler çıkmıştı. Ne tuhaf ki, Radikal'de pek üzülen olmamıştı. Neyse... Kırıkkanat şimdi Cumhuriyet'te köşe sahibi. Galiba yayın kurulunda da..
Nokta adlı bir televizyona Yeni Şafak'ın anında üstüne atladığı "Yandaş medyanın elinde bir kaset var o yüzden Kemal Kılıçdaroğlu muhalefet yapmıyor" deyivermiş. Üstelik aynı kaset onda da varmış ama başı derde girer diye yayınlamıyormuş. Ben bu kadarından anlamam. Benim merakım Cumhuriyet'in iki Barış'ı bu kasetin Kırıkkanat'ın eline nasıl ulaştığını bulabilecekler mi?
Orhan Bursalı, Miyase İlknur nasıl tepki (olumlu, olumsuz) verecek? GYY Aykut Küçükkaya istifa edip sonra istifasını geri alacak mı? Halk TV programcıları bu konuyu Cumhuriyetçilerle konuşacak mı? KRT'ye de haksızlık etmeyeyim ve susayım...
- Türkiye biraz hayali de olsa seçim sath-ı mailine girince 'muhalif' medyada da birden bire hareketlenme başladı, hatta hızlandı.
MedyaTava, MedyaRadar gibi haber-magazin siteleri ve Cihangir kafelerinde hep satın almalar ve transfer haberleri konuşuluyor. En asık suratlı programları yapmakta mahir Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu, bu kadar ünlü yüzle bir gazete çıkarmanın iyi olacağını düşünmüş olmalı ki, Dünya gazetesine teklif götürmüş ama red cevabı almış.
Fakat asıl hareketlenme GerçekGündem'de. Eski CHP milletvekili (gazeteci unvanını bilerek kullanmadım) Barış Yarkadaş'tan GerçekGündem'i satın alan isim Cenk Erzen. Aslında yabancıya gitmemiş internet sitesi, Cenk Erzen, CHP'nin eski Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen'in yeğeni. Zaten haberlerde adı 'reklam tedarikçisi' olarak geçen Umut Şenol da CHP Şişli Belediye Meclis Üyesi. Yeni transferler yayın danışmanı Rıdvan Akar'la genel yayın yönetmeni Hilmi Hacaloğlu'nun işi kolay değil.
Magazin ombudsmanının üçüncü haberi ise, Gonzo Tuğrul'dan on kat fazla yer ve mecra değiştiren Hakan Aygün. Siz bu yazıyı okuduktan birkaç gün sonra, Hakan Aygün'ün Flash TV'si bir terslik olmazsa yayına girmiş olacak. Bakın, onun kadrosunda kimler var ve kimlere teklif götürdüğü ya da götüreceği iddia ediliyor: Çağlar Cilara, Savaş Kalafat, Lale Özan Arslan, Fehmi Koru, Barış Yarkadaş, Gürkan Hacır, Yavuz Oğhan, Akif Beki, Altan Tan.
Aslında sizleri bayıltmayayım diye bu üç haberde adları geçenlerin tamamını yazmadım. Ama sağdan say ya da soldan say, aynı yirmi ad arasında gidip geliyor bu işler. Halbuki ortada o kadar fazla genç işsiz muhabir var ki, belki de arıyorlardır, inşallah ben yanılmışımdır. Üstelik, herkes birbirinden adam ayartmaya çalışıyor. Özetle, benim şahsi kanaatim, medyadaki Millet İttifakı'nın hâli-i pür melali budur.
Flash TV'nin sahibi Bursalı iş adamı Ömer Ziya Göktuğ - Flash TV'nin başına geçen Hakan Aygün ve televizyonda program yapacağını açıklayan Atilla Taş. Taş, dün Twitter'da Göktuğ'a iltifatlar yağdırdı.
Sıkça sorulan sorular ve cheap shots
* Evet, yaz tatilini kısa kesen Ece Aksoy, Asmalimescit'teki mekânını açtı. Açılış çok eğlenceli ve lezzetliydi. Tansiyonum yükselecek diye söylenerek ve korkarak gittiğim Ece'de bir saat sonra kendimi ortada dans ederken buldum. Halbuki iki duble viski içmiştim.
Berna Abik ve tabii ki bendeniz, üstelik gülerken
Müşteriler arasında çok ünlü olmamakla beraber iyi sohbet edilecek kişiler vardı. Ay Yapım'dan Ekrem Çatay, oyuncu Orhan Güner, T24'ten Doğan Akın, Murat Sabuncu oynamadılar ama gülmeyi ihmâl etmediler. Siz fanlarıma ödül olarak gece çok güzel iki kadınla, Berna Abik ve tasarımcı Gülay Kazancıoğlu ile yaptığım dansın linkini yolluyorum, isterseniz bakın.
Advertorial (!)
Art On İstanbul'da heykeller
Heykel sanatçısı ve eskim muhabirim
Mahmut Hamsici'nin eşi
Burcu Erden’in üçüncü kişisel sergisi
Mühür, 15 Eylül-28 Ekim tarihleri arasında
Art On İstanbul’da. Hem keyifli hem de kısa sürede gezebiliyorsunuz. Üstelik galeri de Asmalımescit'e yakın.
Yer: Meşrutiyet Cad. Oteller Sok. Hanif Binası No:1A Tepebaşı
Müzik önerisi
Beni hep "eski" şarkılar seçmekle suçlayan daha genç okurlara tavizimdir. Bu senenin en iyi şarkılarından olan "Drivers Licence".
Çok parlak genç yetenek Olivia Rodrigo'dan. Ben de gerçekten çok sevdim.