Pazar gecesinden başlayıp pazartesi akşamına kadar kesilmeyen telefonlar ve mesajların kahir ekseriyeti "Tuğrulcum, Tuğrul, Tuğrul Abi, Tuğrul Hoca, Tuğrul Bey" diye farklı başlıyor ama aynı kesinlikte bitiyordu; Nazara geldin nazara. Doğru. Park dinletileri, Yeni Yaşam'dan Milliyet'e medya, podcast'ler... Her yerde ben.
Tam pazar günü konserden beş saat önce burnum şakır şakır kanamaz mı. Cihangir Kılıç Ali Paşa Mahallesi Muhtarı Halil Kalafat'ın yardımıyla komşum Şengün Kılıç beni ambulansla Şişli Etfal'e götürdü. Gazeteci olduğu için Taksim İlk Yardım'ın pandemi hastanesi olduğunu biliyordu.
Ambulans 10 dakikada gitti. Sağlık görevlileri gerçekten iyiydi. Neyse Fox Ana Haber gibi uzatmayayım. Hastane 10 üzerinden 6.5, dönüş için araç arama telefonları 5, ama bizi almaya gelen Beyoğlu Trafik Zabıtası timinden Ünal 10. Açık nöbetçi eczane buldu, kapıya kadar bıraktı ve "Keşke ben de sizin gibi emekli olabilsem" dedi. Sözleşmeli çalışıyormuş.
Yıllardır Amerika'da yaşayan Mülkiye'den akademisyen bir arkadaşım Korona yasaklarına Ege'nin güzel bir ilçesinde yakalandı. Buradaki desteklerin, yardımların nasıl işlediğini bir türlü anlatamadık ona. Haklıymış da; Amerika'nın reisi Donald Trump hesabına, ücreti dışında, 1200 dolar ekonominin canlanması desteği yatırmış.
Biraz kıskandım ama "Yengeyle 1200 doları harcayıp bizim ekonomiyi canlandırırsınız " diyordum ki lafımı kesti. "Yok yahu 1200 dolar ona da yatırıldı. Her vatandaşa..." cümlesini duyunca, çocukların alıp almadığını sormadım bile.
Para, sorgusuz sualsiz e-devlet başvuru'suz yatırılmış galiba. Sadece işsiz kalanlar için 1200 dolar daha yoldaymış. Telefonu sessizce kapadım.
ABD Başkanı Donald Trump nerede olurlarsa olsunlar her vatandaşına verdiği 1200 dolardan hariç çocuklara da 500 dolar yollamış. Belli ki onlar da "Biz bize yeteriz" in değişik bir varyasyonunu uyguluyorlar. Aklın yolu bir...
Off Myndos
Bodrum'u küçümseyip kaçanların çaktırmadan oraya benzetmeye çalıştıkları Gümüşlük de Korona sonrasına hazırlanıyor. İstanbul'dan kaçan Ferah Aydın da mekânı Off Gümüşlük için evinde bir tadım gecesi yapmış.
Myndos muhabirim Ferahfeza Aygen'in bildirdiğine göre şef Umut Ersoy'un yemekleri jüriyi ikna etmiş. Jüri kimlerden oluşuyor derseniz, Derya Alabora, Birsen Tezer, benim muhabirim Aygen ve tabii ki Gece Hayatının Kraliçesi Gügü (Gülsün Sami). Oralara yerleşen yönetmen Çağan Irmak'ın davetli olmadığını mı yoksa çağrılıp da gitmediğini mi öğrenemedik.
Derya Alabora, Birsen Tezer, Ferah Aydın
Tarihimden yapraklar
Karşıyaka'nın güzel kadınları
İzmir'in bütün kadınları güzeldir ama Karşıyaka'nınkiler daha bir güzeldir
Bu fotoğrafı çektiğimde yıl 1965, SBF birinci sınıftayım. Bu muhteşem afetler, soldan sağa annem Nebahat Eryılmaz, Huriye Öktem, Binnaz Gencelli ve Muammer Karlıalp. Bana sorarsanız Soğukkuyu ile Alaybey semtleri arasında oturan, asfalyalarını attırmazsanız, en havalı kadınlardı.
Bir tür "Dörtlü Çete." Hepsinin hepimiz üzerinde çok emeği vardır. Onlar kadar sinemaya pikniğe giden kadın az tanıdım. Kapı önü börek ve çaylarını çok özledim. Tabii salçalı francala dilimlerini de...
Gümüşlük işgaline beş kala
Gümüşlük tam tahribata uğramadan önce. Fotoğrafta profesörlerden 68'lilere ve çocuklarına kadar, ben dahil, Araf'ta kalan bir dolu kişi var. (Fotoğraf: Atilla Cangır)
Bu fotoğraf 1997'den. Gördüğünüz gibi her taraf daha "işgal" altına girmemiş. Biraz tarihçe isterseniz benim arkadaşlarımın da bu bozulmada payları var.
Fotoğrafta gördüğünüz, 90'larda her tarafı mankenler, oyuncular ve de yeni zenginler bastı diye Bodrum'dan kaçmaya başlayanlar. Nereye mi? Bildiniz tabii Gümüşlük'e. Benim okuldan birkaç arkadaşım Zeytin Evler'den yer aldılar.
Asla 70'ler gibi değildi. Fakat fena da değildi Bodrum'a kıyasla. Ne var ki Gümüşlük artık otelleri motelleri, restoran ve müzikholleriyle üst orta sınıf'ın "playground"ı oldu. Tabii birkaç 68'li kılıç artığı da var. Siz siz olun Gümüşlük'e Ekim'le Nisan sonu arasında gidin.
Sıkça sorulan sorular ve cheap shots
* Hayır.
Gonca Vuslateri bana darılmamış. Epeydir
Sezen Aksu'nun bestelediği
"Hep Bi' şey Eksik..." single'ını kaydediyormuş. Kaydetmiş ve çıkarmış.
Karşı komşum ciddi olarak başarılı. Eh tek eksiği kaldı: Klasik ve modern dans.
Vuslateri hem iyi aşçı hem iyi oyuncu hem de vallahi iyi şarkıcı
* Bir süredir izlediğim en iyi yerli dizi Alef oldu. Emin Alper sinema filmi gibi özenli çekmiş. Kenan İmirzalıoğlu ve bizim mahalleden Ahmet Mümtaz Taylan , Melisa Sözen ve Hatice Aslan abartısız ve nüansları atlamayan oyunlarıyla diziye müthiş bir artı sağlıyorlar.
Ah bir de senaryo o mükemmel sonuna rağmen arada patinaj yapmasaymış. Dizi bu hafta Cuma gecesi tekrar gösterimine başlayacak FX kanalında ama Blu TV'deki versiyonunun bir tık daha özgür olduğunu duydum. Bölümler 50 dakika gibi medeni bir uzunlukta.
Alef, çok eski tarihlerden başlayıp bugüne kadar gelen mistik bir polisiye
* Evet, maalesef doğru duydunuz. Ece Aksoy muhteşem yemeklerini bu hafta son kez gönderdi. İyi haber ise büyük ihtimalle dükkânı haftaya açıyor. Düzenlemesini merakla bekliyorum. Ama onun altından kalkamayacağı çok az iş vardır. 1980'lerden Etiler'den beri bilirim.
Bu linkler ihmal edilmesin
* Karantinada İnsan Hakları'nda dostum ve çok değerli iki kadın var; Mülteciler ve 65 plus'ı tartışıyorlar.
Advertorial
Eskişehir'de spor
İki sömestr ders vermekten onur duyduğum Anadolu Üniversitesi'den akademisyenler Eskişehir'de Spor'un ilk cildini yayınladılar. Filiz Tiryakioğlu ve Sinan Öner'in hazırladığı ilk cilt 1923 ve 1973 arasını kapsıyor. Fotoğraflı belgeli çalışmanın ikinci ve üçüncü ciltleri de gelecek. Futboldan başka spor tanımayanlar için ayrı bir cilt olarak sunulacak.
Kesekli Tarla
Mahallemizin yazarlarından Figen Şakacı’nın “Kesekli Tarla” adlı kitabı çıktı çıkıyor. İletişim’in yayınladığı kitaptaki öykü sayısı 22.
İletişim’deki editör-muhbirlerim Şakacı'nın, aileden devlete oradan çocukluğa çeşitli durumları irdelediğini haber verdiler.
K.G.G.
Müzik önerisi
Müzik yazarı ve Açık Radyo Programcısı Naim Dilmener seçti. Yasemin Göksu Romanca söylüyor.