12 Kasım 2021

Covid değilmişim | Ertuğrul Özkök de tongaya basarmış | Türkiye'nin Roman ve Sefaradlarını atlamayın

CHP'nin 1974'de TRT Haber Dairesi vekili olarak başımıza koyduğu Pokemon Mehmet Barlas'ı unuttuğumu sanmayın. Meslektaşım Şengün Kılıç, cumartesi T24'te çok eğlenceli 'her devrin adamı Mehmet Barlas' yazısı yazacak

Ben Ertuğrul Özkök olsam, Urla'da asude bir yaşama fit olurdum - "Kulüp"ün Asude Kalebek'i geleceğin Türkan Şoray'ı - Angaralı toprağımız Joe Stummer..  - Orta ünlü en yeni yarı Alman arkadaşım Orhan Güner

***

Az sayıda okurum ve çok sayıda fanlarım, bu hafta antibiyotik çakmaktan perişan oldum. Yok yok, Covid olmamışım. Cihangirli ya da Cihangir'de mukim ya da Taksim İlkyardım'da çalışan bütün genç doktorlar seferber oldu. Doktor İncilay Erdoğan ve Doktor Onur Fikri ağzımdan burnumdan girip çıktılar ama sonuçta "Covid değildir" raporumu verdiler, hem de Sağlık Bakanlığı onaylı.

Ertesi gün kahvede genç doktorları İsmet Hazar'sız yakalayınca hemen bir hatıra fotoğrafı çektirdim. Gerçi hepsi orta yoksul ve ünsüzler ama ne de olsa torpil borcum var. 

Ben ve Taksim İlkyardım doktorları  Onur Fikri, Arif Kalkanlı, Cem Tuğrul Gezmiş. Bakmayın jön pozlarına, hepsi sıkı doktorlar. 
(Fotoğraf: Şengün Kılıç)

Az zengin ve orta ünlüler

Bu hafta sokağa pek çıkamayınca elimin altındaki magazin değeri orta ünlülerle takılmak zorunda kaldım. Gerçi haksızlık etmeyeyim, HomeRoom'da birlikte olduğum grup pek neşeliydi. Ama benim iyice yükselttiğim şöhret skalamın bir tık altında kaldılar.

Yine de çorba ve çay paralarımı vermelerine itiraz etmedim. Hepsi de benimle aynı karede olmaya pek meraklılar. Hepsi de Cihangirli tabii ki.

Sana Söz dizisinde Şevket'i oynayan Orhan Güner, AST'tan tanıdığım Nurhan Özenen, yazar ve komşum Mehmet Bilal, hâlâ beni tongaya düşürebileceğini sanan Deniz Türkali ve kendini sıkı sıkıya koruyan ben.

Yalnızca Cihangirliler için

Bu cumartesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen Cihangir Semt Şenliği, Cihangir Parkı'nda yapılacak. Şenlikte çocuklara yönelik etkinlik ve konserlerin yanı sıra bir de forum düzenlenecek.

Tarihimden yapraklar

Bauhaus ve Clash

"Joe Strummer was born in Ankara"  (Joe Strummer, Ankara'da doğdu) 

40 yaş altı okurlarımdan Ahmet Cihat Toker, bu haftaki tarihimin konusunu gönderdiği fotoğraf ile tetikledi.

Bauhaus'dan bahsedip "toprağımız" olan Peter Murphy'den bahsetmememi biraz yadırgamış, haklı. Ayrıca da Clash'ın solisti Strummer'ın da Ankaralı olduğunu hatırlatmış. İstediğim kadar küçümseyeyim, yine de Ankara, çoğumuzun toprağı.

Bu linkler ihmal edilmesin

* Hafıza Merkezi’nin “Birbirimize İhtiyacımız Var” mesajı, barış raporları ve AKM dosyası için tıklayın.

* Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu, Almanya’da Mainz Üniversitesi’nde “Annenin Emzirdiği Dil: Ana Dil” başlıklı bir konferans verecek. 12 Kasım 19.00-21.00 saatleri arasındaki etkinliğe linkten katılabilirsiniz.

 

***

Gitti gitti, Özkök gitti!

Hürriyet'in bugünlere gelmesinde büyük emeği olan, İzmirli hemşerim ve mektep arkadaşım Ertuğrul Özkök, sessizce kayıp gitti. Aslında gittiği yer de fena değil, eski Mülkiyeli arkadaşlarımız onu Urla'da görmüşler, galiba orada da evi varmış.

Son yazısında, "Bir ay sonra magazin yazarak döneceğim" demesine rağmen, "dostça ayrılmak" zorunda kalmış gazetesinden. Şimdi bir sürü eski arkadaşım kızacak bana ama vallahi içim buruldu. Sen yıllarca Demirörenlere, daha da korkuncu, İmam Hatip'liye (pardon, İlahiyatlı'ya) tahammül et; sonra da kapının önüne kon.

Anladığım kadarıyla işin buralara kadar gideceğini o da tahmin etmiyormuş. Umarım arkadaşım Özkök, parasız pulsuz şutlanan 45 gazeteciyle birlikte eylem yapmak zorunda kalmaz. Adım gibi eminim, bir süre sonra haftalık yayın yapan Oksijen gazetesinde yazı yazmaya başlar. Hatta, Mehmet Y. Yılmaz ve Doğan Akın'ın davetiyle T24'te başlaması benim için çok büyük sürpriz olmaz.

Son Cihangir dedikodularına göre, 28 Şubat'ın sivil ayağına dava açılacak iddiaları ve Yiğit Bulut'un Özkök yerine "yine iktidar kontenjanından" yazar olacağı söylentileri beni aştığı için daha "derine" inmiyorum.

Ertuğrul Özkök'ün başına gelenlerde Doğan ailesi bağlılığının rol oynadığını düşünenler de var.

Muz yeme suçu

Gelin, bu hikâyeyi yerli dizilerdeki gibi flashback ve flashforward'larla anlatayım:

  • 5 -Orient News'dan Suriyeli gazeteci  Majeed Shaman, sınır dışı edilmek üzere götürüldüğü geri gönderme kampından son anda bırakıldı. 
    4 - Majeed Shaman, muz yerken çektikleri video nedeniyle sınır dışı edilmek istenen mültecilerin haberini yaptı.
    3 - Muz yerken video çeken Suriyeli mülteci gençler sınır dışı edilmek üzere Göç İdaresi Başkanlığı'na gönderildi. 
    2 - Başta İyi Partili olmak üzere siyasiler "muz yeme" tartışması üzerinden ne kadar milliyetçi olduklarını gösterdiler.
    1- Bir vatandaşın Suriyeli mültecilere, "Siz muz yiyorsunuz ama biz yiyemiyoruz" demesi epey bir milli mesele hâline geliverdi.

Ben bu konudaki ilk hassasiyeti, Habertürk'ten Fatih Altaylı'nın yazısında okudum. Eminim o da meslektaşı Majeed Shaman'ın başına bu işleri açacağını bilseydi, gereksiz ulusalcılık yarışına girmezdi.

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

Üç Kuruş'a itiraz eden ve de hatta RTÜK'e şikâyet etmekten çekinmeyen CHP'li sayısı bu hafta üçe çıktı. Hem eski DİSK'li Kani Beko hem de eski gazeteci Atilla Sertel (nerede kaldı ifade özgürlüğü demeyeceğim) Roman milletvekili Özcan Purçu'ya katılmışlar.

Daha fazla uzatmayacağım ama hayatımda Romanların başrolde olduğu ve herhangi bir Türkiyeli gibi çizildiği (komedi ya da negatif unsur olmadan) gördüğüm ilk yerli dizi buydu. Ve de küçük bir ricam var, belli ki bu beyefendiler pek kitap okumuyor ama bu dizinin senaristi Türkiye'de çıkmış en iyi romanlardan biri olan Tol'un yazarı Murat Uyurkulak'ı bir Google'lasınlar hiç değilse.

Tabii ki dizinin eleştirilecek yanları var ama bunlardan biri kesinlikle Romanları ötekileştirmek değil.


Pazartesi akşamları Show TV'de gösterilen Üç Kuruş dizisi.

Ladino da ne ki?

Evet, nihayet Netflix ambargomu kırdım. Büyük bir keyifle ve de yeni şeyler öğrenerek Kulüp dizisini seyretmeye başladım. Öteki deyince nedense aklımıza pek gelmeyen Sefarad Yahudilerini anlatıyor dizi.

Pera'da yaşayan, onu renklendiren Türkiyeli bu azınlık grubu hakkında ne kadar az şey biliyormuşum. Varlık Vergisi faciası, bazen kendilerini saklamak zorunda kalmaları, sanki gizemli bir tarikatmış muamelesi görmeleri... Benim daha yeni keşfettiğim ve İstanbul'un ötekilerini anlatan Kulüp dizisini atlamayın derim.

Konusu kadar, müthiş oyunculuklara da hayran kalacaksınız. Gökçe Bahadır, Fırat Tanış, Salih Bademci, İştar Gökseven, son yıllarda gördüğüm en yetenekli genç oyuncu Asude Kalebek, kısacası oyuncuların hepsi müthiş. Dizinin yönetmenleri de öyle. Bir de kendime bir övünç payı çıkarayım, senaristler Rana Denizer ve Necati Şahin, bizim mahallenin çocukları, tabii senarist Aysin Akbulut da var.

Gökçe Bahadır ve Salih Bademci'nin rolleri onlara dört dörtlük oturmuş 

Müzik önerisi

Ankara doğumlu "toprağımız" Joe Stummer'dan bahsedip The Clash'den bir şarkı çalmamak olmazdı. Buyrun, Londra Sesleniyor!

Yazarın Diğer Yazıları

Demokrasi yok, su ve para da yok; ya sigara?

Sizce moda olduğu üzere benim yerime de bir kayyım atayacak olsalar bu kim olurdu, cevaplarınızı bekliyorum...

Hadi bi' cesaret, hep birlikte haykıralım: Kapitalizm öldürür!

Hastanede operasyonun ardından -3'e indirildim, yoğun bakıma... Çok soğuktu ve canım sıkılmıştı, hemşirelere bi' takılayım dedim, onlar benden daha komik çıktı! "-3'ün altında ne var" diye sordum; cevap pat diye geldi: Morg var Tuğrul Bey, morg var!..

"Dostum Trump" kazandı: Amerika'ya demokrasi, dünyaya huzur gelir mi?

Bu hafta başlığımıza uygun olarak Leonard Kohen'in ta 1992'de yaptığı şarkıyla giriş yapıyoruz: "Democracy is coming to the USA''. Amerika'ya demokrasi, dünyaya huzur gelir mi Kohen'in şarkısından dinleyin...

"
"