04 Mart 2022

Bu hafta bol bol sinema ve medya gıybeti var...

Daha dikkatsiz fanlarıma "boomer"ın hemen İkinci Dünya Harbi'nden sonra doğan ve 1968'den itibaren dünyanın her yanında baskıya isyan eden genç kadın ve erkekler olduğunu hatırlatırım

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici'nin işi zor - Bergen'de Farah Zeynep Abdullah ve müthiş replikleriyle dansöz Nadire (Nergis Öztürk) - "Muhalif" Özlem Gürses'in herhalde bir nedeni vardır -Hafıza Merkezi Paneli'nin moderatörü
Cihangirli Meltem Aslan

20 ayda ilk galam

Hafta ortasında benim de içinde bir gram biberim olan "Bergen" filminin galasındaydım.Yapımcı ve projenin fikir anası Mine Şengöz'ün gösterimi tıklım tıklımdı. İyi ki kıçımı kaldırıp gitmişim. Epeydir görmediğim bir dolu az ve orta ünlü arkadaşımı gördüm nihayet.
 
Yayıncılar HomeRoom'dan Vahit Uysal ve CHP'li Cem Erciyes, oyuncu Nalan Kuruçim, rakip Duvar'dan Zehra Çelenk, NTV'den Mete Çubukçu. Ama en çok solcu ve feminist arkadaşlarım ve akademisyen Sevgi Çubukçu ve Mülkiyeli Fatmagül Berktay'ı görmek beni mutlu etti. Senaristler Sema Kaygusuz ve Yıldız Bayazıt artistlerle aşık atmak için epey uğraşmışlardı. Fena da değildiler doğrusu. 
Sağımda solumda akademisyenler Sevgi Çubukçu ve Fatmagül Berktay.
Mehmet Binay ve Caner Alper'in yönetmenliği üstlendiği film de hiç fena değildi. Oyuncuları da sevdim fakat "Yargı"da entrikacı avukat Seda'yı oynayan Nergis Öztürk'ün Bergen'in arkadaşı dansöz Nadire'yi oynaması içimi ısıttı. Davetli olduğum 'After Party'ye katılamadım. Korumam, fotoğrafçım ve şoförüm Dr. İncilay Erdoğan izin vermedi.
Sağımda solumda iki senarist-yazar Sema Kaygusuz ve Yıldız Bayazıt.

Cihangir'e bir ödül

"Stiletto" filmi, Dublin Film Festivali'nde "En İyi Kısa Ödülü"nü kazandı. Bundan Cihangir'e ne demeyin, çünkü başrolde bizim mahallenin upper-middle ünlü kızı Nihal Yalçın var. Görme şansını yakalarsanız sakın kaçırmayın. Yüksek topuklar giyen şoför kardeşimiz ve ailesi size çok keyif verecek.
Ortada senarist ve yönetmen Can Merdan Doğan. Yanlarda Nihal Yalçın ve diğer başrol Murat Kılıç.

Tarihimden yapraklar

2021- 1969

Genç Mülkiyeli Umut Sude Hayta ile.
Fotoğraf: Rejisör Ömür Atay
Bu hafta ortasında AÜ SBF 2021 mezunu Umut Sude Hayta ile buluştum.
 
Cihangir HomeRoom'da Mülkiyeli Mülkiyeli sohbet ettik. Umut Sude bana son üç yılın Kazgan'larını getirdi. Kazgan ve İnek Bayramı Festival Komitesi hâlâ büyüklerinden dayanışma bekliyor.
 
Geçen hafta e-mail vermiştim. Haydi kıpırdayalım biraz. Ben de şimdi buradan 69 Kazgan'ından iki karikatür koyuyorum. Daha sonra galiba diplomat olan bir sınıf arkadaşımızın çizgileri. Biri ben öteki ilk şefimiz Mahir Çayan.
 

Bu linkler ihmal edilmesin

* Hafıza Merkezi’nden panel daveti: Irkçılıkla Yüzleşmek. 9 Mart Çarşamba günü gerçekleşecek panele kaydolmak için tıklayın. 

* Bilim Akademisi'nden 9 Mart Webinar'ı: Kadın Haklarından Toplumsal Cinsiyete – Prof. Dr. Deniz Kandiyoti. Kayıt olmak için tıklayın. 

***

Benim sosyal medyam falan yok. Bu haber, Gonzo Ajansı'nın Twitter muhabirinden geldi. Ben inanamadım ama yayınlıyorum.

Grup Yorum'un 23 Şubat’ta Moskova’da gerçekleştirdiği konseri, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ikinci gününde, “Grup Yorum olarak sosyalizmin anavatanında, Moskova'da konserimizi gerçekleştirdik!” şeklinde duyurması, sosyal medyadaki Rusya-ABD/NATO tartışmasını bir tık daha yükseltti. Twitter’daki bu paylaşım en çok konuşulanlar arasına girdi ve Trend Topic (TT) oldu. Herkesin birbirini Rusçulukla ya da NATO’culukla suçladığı ortamda, Grup Yorum resmi hesabından bu kez de “Donbass halkının ABD emperyalizmine, NATO'ya ve faşist Ukrayna hükümetine karşı mücadelesini destekliyoruz” twiti atıldı. Tartışmaya Alman Tarım Bakanı Cem Özdemir bile Twitter’dan, “Ankara’yı sık sık sert bir şekilde eleştiririm. Ama Türkiye’de bazı solcular zihnen 70’lerde kalmış ve demokrasiyi hiç anlamamışlar. Grup Yorum’un Moskova’da konser vermesi ve savaş suçlusu Putin’e desteği başka nasıl açıklanabilir?” twitiyle katıldı.

Hangi taraftan olursa olsun herkesin birbirini “emperyalistlerin tarafında olmakla” suçladığı şu günlerde benim tarafım çok net, Ukrayna’nın işgaliyle başlayan savaşta insanlar ölüyor, aklı ve vicdanı olan herkes, “Barış, hemen şimdi!” demeli.

Bir boomer'dan sevgilerle

Önce Tuğrul Eryılmaz'la başlayayım. 1974 sonunda gazeteciliğe başladı, sonra SBF BYYO'da "Temel Gazetecilik" asistanı, 70'inden sonra da "Gonzo journalist" olmaya soyundu. 
 
Şu girişi biraz kendimi övmek, biraz da gençler "Ya kim bu boomer?" diye kazara merak ederlerse Google'lamak zorunda kalmasınlar diye yaptım. Ne de olsa merak kediyi öldürür ama gazetecinin olmazsa olmazıdır. Şimdi konuya giriyorum, sadece aklımda kaldığı gibi, subjektif.
 
Synopsis
 
Gazeteciler ve gizli-açık reklam. Hangi kuşak neyi anlar, neyi anlamaz? Üç jenerasyonun medyada "var olmanın yolları" tartışması. Yandaşlar, konu dışı.
 
Başlıca karakterler
 
Konuyu başlatan Medya Ombudsmanı, eski Hürriyetçi ve öğrencim Faruk Bildirici 66 yaşında. Belgeselci, müzisyen, eski teknik sekreterim, yazar, benimle küs Ümit Kıvanç 66. Hepi topu iki partide karşılaştığım eski Hürriyetçi, teke tek delikanlı Fatih Altaylı 60. Kanal D'ler, CNN'ler New Yorklar, YouTube'lar her durumda unsinkable Molly Brown emsali Cüneyt Özdemir, 52.
 
Geliyorum 45 yaş altı, yani benden sonraki ikinci kuşağa. Tartışmaya neden olan ünlü eski CNN yüzü ve de eğer LGBTi+'larla feministler kafamı karıştırmasaydı bıçkın dilini sevebileceğim, kanalına abone olduğum Nevşin Mengü. Eski Hürriyetçi, yeni Journo'cu ve daha çok "ecnebi" aleminde ünlü dijital Emre Kızılkaya.
 
Şimdi bana kendini solcu sananlara bulaşmıyor diyenleri engellemek için aşağıda, kendini pek ana akım sanan T24'ten bir link vereceğim. Ümit Alan, Dağhan Irak ve Radikal'den meslektaşım Bahadır Özgür'ü de oradan okuyuversinler.
 
Bana ne mi oluyor?
 
Benden önceki kuşaktan, Hasan Cemal, Aydın Engin ve Oya Baydar'dan ses çıkmayınca, gençleri yatıştırmak bana kaldı. Çünkü bir ikisi dışında (üç değil) hepsine, Millet İttifakı kazanırsa çıkacak yeni gazetede iş veririm, tabii Ertuğrul Özkök ve Zafer Mutlu'dan bana sıra gelirse. Patronun adını şimdilik veremem.
 
O zaman, doğru gazetecilik yolunda hakaret etmeden tartışalım, gücümüzü gazeteciliği yerlerde süründüren yandaşlara karşı kullanalım. Bir iki yandaş rezilliği hatırlatarak noktalıyorum;
- Ukrayna işgalinde bombalardan korkan genç kızı "Türk kızı ağlamaz" diye yayından alanlar.
- "Ukraynalı kadınlar kaçıyor savaştan erkeklerini terk edip, Türk kadını bunu yapmaz" diyen kanallar.
- Savaş görüntüleri deyip savaş oyunları animasyonu yayınlayan yandaşlar.
 
Derken MidCihangir entelleri uyardılar. Tamam ben mesaj olacak kadar önemli bir medium (teşekkürler Ceren Sözeri) değilim ama dayanamadım.
 
1. Deniz Zeyrek'in beyefendi sandığı ama kabadayı olduğu ortaya çıkan CHP'li ile takışması ve "muhalif" Sözcü'nün tepkisi. Zeyrek daha iyi bilir ama Fahrettin Altun kıyaslaması biraz “canavarca” olmuş galiba.
2. "Muhalif" Halk TV'nin yüzlerinden Özlem Gürses'in, inanması imkânsız ama, DEVA Partisi için sunuculuk yaptığı iddiası. Gönderenler "fotomontaj değil" diye yemin billah ettiler.
 
Zor bir işe soyunan Faruk Bildirici, gazetecinin savaşta yaprak sarma konservesi markası paylaşması meselesinden sonra bakalım bu konuda ne diyecek ? Eee ne de olsa ekmeğimi magazin ve dizilerden kazanmama rağmen ben soyu tehdit altında anarko-marksist bir "akil adam"ım. Hikmetimden sual olunmaz.
 
Gonzo magazinciden bu kadar.
 
 
 

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots

- Hayır, genç Defne dışında Cemal ailesini çoktandır görmüyorum. Hasan ve Ayşe Cemal daha çok zengin ve sıkıcı liberal tayfayla takılıyorlar. Zaten Ayşe Cemal, Hasan Cemal'le spor yapıp onu kontrol edeceğim diye koşuşturmaktan ayağına hasar vermiş. Hayır bunu Defne Cemal, Kiralık Depo'daki sergi açılışında anlatmadı.
 
- Hayır çağırmadılar. Upper Cihangir elitinden YT, , Deniz Türkali, Meltem Çelikkan ve İpek Bilgin 6. geleneksel pazar kahvaltılarına yine çağırmadılar. Fakat beni daha çok şaşırtan çevre esnafını bile tehdit edip "O densiz magazinciye fotoğrafımızı çekip gönderirseniz, Cihangir'i size zindan ederiz" şantajı yapmaları oldu.
 
- Evet hâlâ düzenli olarak Leman, Uykusuz ve Bayan Yanı alıyorum. Gözlerim nedeniyle zor okusam bile kirli olmayan kâğıt çok keyif verici. Tuncay Akgün "Leman belki kâğıtsızlıkta çıkamaz" demişti. Çıkmış.
 

Advertorial (!)

Dijital ve fiziksel gerçek

Tuğrul Eryılmaz ve mimar da olan sanatçı Eda Şarman
Cihangir Kiralık Depo'da çok genç sanatçı Eda Şarman'ın bir minimal sergisi var. Bu mekânı bir mekanizmaya dönüştüren iki parçalı bir yerleştirme.
 
Bu arada genç Şarman'ın dijital muhabbet konusunda benim kadar kuşkulu olması bana iyi geldi. Cihangir Oba Sokak'taki sergi Çarşamba-Pazar 14.00-20.00 arası 15-20 dakikada izlenebilir. Son gün, 26 Mart.

Müzik önerisi

Önce eski Nokta'cı Gonzo Ajans muhabiri Figen Kumru'dan geldi. Hemen ardından İzmir Mülkiye Angara grubu paylaştı. 80'lerden geliyor. Hem de Almanca: "Hayır oğularımı savaşa yollamayacağım". 8 Mart kadınları ve savaş karşıtları için...
 

Yazarın Diğer Yazıları

Magazin noir girişimlerine yavaş yavaş başlıyorum

Gonzo gazeteciliğimin bu aşaması en fazla 6-7 ay sürecek, çünkü sizlere veda etmeyi düşünüyorum...

Happy bayrams!

Bayram seyran demeyip Cihangir kafelerini gezerek yazımı yazdırmayı becerdim, etraf pek boş...

Seçimlerle gelen rahatlama...

Yeniden, hafif çekinerek de olsa gülmeye başlamak ne kadar güzel bir şey, değil mi?