28 Şubat 2018

Ekranda nefret saçan arkadaş, anlattığın senin hikâyendir!

Asansörde halvet tehlikesinden korkanlar bizi mi okuyor; ahlaksız olan kim, biz miyiz?

Daha Akit TV yayınında  Cumhuriyet gazetesinin "Afrin'de 11 şehit" manşeti üzerine "Sizler, bu vatanın başına belasınız. İster alının, ister yırtının, keşke bu ülkede idam olsa. Kellerinin gitmesi lazım. Demokrasi falan hikâye, savaşta sizin gibileri katletmek mübahtır" denmesinin üzerinden 1 ay geçmedi.

O sunucunun adı Yusuf Ozan'dı...

Şimdi gündemde olanın adı ise Ahmet Keser.

Ahmet Keser "Afrin'de siviller mi öldürülüyor" iddiasına "Sivil öldürecek olsak Nişantaşı, Cihangir, Etiler'den, Meclis'ten başlarız. Oralarda bir sürü hain var" diyerek gündeme oturdu.

Aslında Ahmet Keser çok uzun zamandır aynı sözleri dillendiriyordu.

O ve benzeri televizyon kanallarında, internet siteleri ve gazetelerde olduğu gibi hükümete destek vermeyen ve hatta muhalefet eden isimlere ve o isimlerin çağrıştırdığı semtlere açıktan düşmanlık  pompalanıyor bir süredir.

Aslında bunu bir tek Akit TV de yapmıyor şüphesiz, ama sadece o örnek üzerinden bile yürüyerek vahametin fotoğrafını çekebiliriz.

Gelin Ahmet Keser'in son dönem beyanlarına bir göz atalım beraber...

Tayyip Erdoğan eleştirisi yapanlardan söz ettiği bir yayında sarf ettiği sözler yine aynı semtleri hedef gösteriyor. Sadece hedef göstermekle de kalmıyor, hakaret ediyor ve nefret söylemiyle suç işliyor.

Sözler şöyle:

"Vatanın tüm değerlerine karşı durur bunlar. İçlerinde yüreklerinde her türlü ibnelik var bunların. Senin benim paramla oluşuyor bu yavşamış zihniyet Etiler, Cihangir, Nişantaşı'nda ve bu yavşamış zihniyet daha sonra eline taşı alıp..."

Yine yakın bir tarihte hükümete muhalefeti nedeniyle Müjdat Gezen'i doluyor diline aynı şahıs. Ve diyor ki:

"Yeşilçam'ın en ucuz seks filim furyasında bile peçetecilik görevi dahi verilmeyen Müjdat Gezen pezevengi çıkmış konuşuyor...

Okulunda 'sanat öğretiyorum' adı altında bacak aç, çatal aç öğretiyorlar. Sen sanat merkezi değil ancak kerhane işletirsin."

Yine aynı şahıs bu defa Aladağ yurt yangını hakkında konuşuyor ve cumhuriyet rejimini kasıt ederek; “O çocukları sen yaktın, senin sarıldığın o cumhuriyet yaktı, burjuva yaktı, beyaz Türkler yaktı, Nişantaşı'nda oturup, Cihangir'de oturup bu insanların değerlerine küfür eden sen yaktın bu çocukları” diyor. Cihangir ve Nişantaşı yine hedefte, Etiler bu defalık yırtmış...

Aynı şahsın İnönü ailesi ve cezaevlerine getirilen tek tip kıyafet uygulaması gibi konularda da arkadaş arasında bile ağza alınmaya utanılacak sözleri yayında söylediğini biliyoruz. Maalesef bu şahıs üniversitelere 'gazeteci' sıfatıyla konuşmacı olarak davet edilen ve plaket takdim edilen biri.

Yani bu düşünceler birileri tarafından takdir ediliyor ve ödüllendiriliyor.
Zaten en acısı da bu..

Yazarın Diğer Yazıları

Kobani duruşmasında umut yeşerten tek hamle "yeni CHP"den geldi!

Kobani davasının geleceğe dair umut yeşerten hamlesi, CHP’nin duruşmayı izlemek üzere bir heyet yollaması oldu. Yeni CHP, "Barış masası olacaksa kimse bu masa için Erdoğan’a mecbur değil" mesajı vermeye devam ediyor. Umarım bu tavrı tüm siyasi tutukluların davalarında da gösterirler…

Türkiye'de âdetten değildir ama, bu bir özür ve özeleştiri yazısıdır!

Politik bir tutum olarak sandığa gitmedim… Ülke insanına, sandığa topyekûn bir inanç kaybı ve küskünlük yaşadığımı anlayamamışım… Küserek hakkımı aramaktan vazgeçme noktasına savrulmuşum, bunun özeleştirisini vermekle yükümlüyüm… Ben bu seçim sonuçlarını öngörememiş olmanın özrünü değil, insanımıza dair girdiğim bu inançsızlaşma süreci için özür diliyorum… Ve evet CHP'de 'iyi çalışan' o azınlığı görmezden geldiğim için de o CHP'li azınlıktan özür diliyorum…

Gökhan Zan’ın sorumluluğu Erkan Baş’ta da değilse kimdedir?

Çevrelerinden kimseyi bir Gökhan Zan kadar beğenememiş olduklarından, adayları üstelik de böyle kritik bir kentte, bu kişi olmuş-olabilmiş… E tabii ‘Kaf Dağı’ tenha olur, şüphesiz!.. TİP’i uzun zamandır böyle açıktan konuşmak -masalarda bırakmamak-gerekiyordu aslında. Elbette hepimiz her şeyin farkındayız, belki de sizlerin vekillik kariyerlerinden uzundur buralardayız! Ama dinlemediniz, ama duymadınız, ama sözüm ona yasakladınız!