Emniyet teşkilatında ilginç işler oluyor doğrusu.
Organize suç örgütü liderinin gerek video yayınları, gerekse sosyal medya hesabından bilhassa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik ağır ithamlarındaki olaylarla gündeme gelen emniyet teşkilatı, kendi içinde tuhaf uygulamalara imza atıyor.
Suç örgütü liderinin iddialarında, olay, isim, yer, zaman ve tanık vererek anlattığı kimi olaylara rağmen adı geçen emniyet yöneticileriyle ilgili en ufak bir işlem yapılmazken, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım nedeniyle teşkilattan ihraç edilen bir emniyet müdürünün öyküsünü aktaracağım.
Öncelikle belirteyim ki, ihraç edilen emniyet müdürünün adını "bende bulunmasına rağmen" açıklamayacağım. Sadece hakkında yürütülen ve verilen ihraç kararının ayrıntılarına yer vereceğim.
Pandeminin başında yaşanan olay
Olayın detaylarına başlarken, 12 Nisan 2020 tarihine gideceğiz önce.
Bu tarihin konumuz için özel bir önemi var. Zira bu günün gecesinde Türk siyasi tarihinin ilginç gelişmeleri arka arkaya yaşanmıştı.
Hatırlayalım, 10 Nisan 2020 gecesi hükmet, pandemi koşullarında ilk sokağa çıkma yasağını uygulamaya başladığı İçişleri Bakanlığı aracılığıyla duyurmuş, halk sokağa çıkma yasağının başlamasına dakikalar kala panikle birlikte sokaklara dökülmüş, uzun süre tartışılan görüntüler ortaya çıkmıştı.
Yine hatırlayalım, ortaya çıkan görüntüler AKP iktidarında kriz yaratmış, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında gergin saatler yaşanmıştı. Hatta iddialara göre, yaşanan bu durum sonrasında Koca görevinde istifa etmiş ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan başta AKP yönetiminin araya girmesiyle istifasını geri almıştı.
Sürecin sonunda fatura Soylu üzerinde kalmıştı. İçişleri Bakanı Soylu, 12 Nisan 2020 gecesi saat 21.24’te Twitter üzerinden yaptığı paylaşımla görevinden istifa ettiğini açıklamıştı.
Yedi dakika arayla atılan iki tweet
İşte Büyüteç’e konu olan emniyet müdürünün ihraç edilmesi süreci de Soylu’nun attığı tweet’le başlıyor.
Soylu’nun istifa paylaşımın sosyal medyaya düştüğü dakikalarda, sürecin sonunda hakkında ihraç kararı verilen polis müdürü, saat 21.31’de kendi adına olan Twitter hesabında bir paylaşıma yer verdi. İçişleri Bakanı’nın istifasını açıkladığı paylaşımdan sadece yedi dakika sonraki paylaşımda polis müdürü “Binlerce kez şükürler olsun” cümlesine yer verdi.
Dört kelimeden oluşan tek cümlelik paylaşım, polis müdürünün meslekten ihracına kadar giden yolun başlangıcı oldu!
Soylu’nun, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin araya girmesiyle geri aldığı istifasıyla birlikte görevinin başında kalması sonrasında harekete geçen emniyet yönetimi, paylaşımı yapan polis müdürü hakkında soruşturma başlattı.
Gerekçe; Soylu’nun istifa ettiği paylaşımının ardından, Soylu’ya bağlı bir teşkilatın personeli olarak yaşanan gelişmeden mutluluk duyduğunu gösteren bir paylaşımda bulunmaktı!
Tabii idare bunu açık açık dillendiremiyordu ama asıl sebep buydu.
Zira Emniyet merkez teşkilatı içinde faaliyet yürüten hem İstihbarat Başkanlığı, hem de Siber Suçlarla Mücadele Dairesi, Soylu’nun yaşadığı süreçle ilgili sosyal medyada yapılan paylaşımları tek tek inceliyor, olumsuz ve eleştirel yorum ile paylaşımları bir köşeye not alıyordu.
Önce görevden alındı
Polis müdürünün paylaşımı da işte bir köşeye not edilenler arasındaydı! Kime göre? Emniyet yönetimine göre elbette!
Paylaşımın tespit edilmesiyle birlikte polis müdürü, önce Elmadağ Şehit Mustafa Poyraz Polis Meslek Eğitim Merkezi’ndeki görevinden 20 Nisan 2020 günü açığa alındı. Sonra da müfettiş görevlendirmesi yapılarak hakkında disiplin soruşturması başlatıldı.
Hakkında idari soruşturma açılan polis müdürü, müfettişe verdiği ifadesinde özetle kendisinin kurban adağı olduğunu, tanıdığı bir memur aracılığıyla adak konusunun tamamlanması nedeniyle söz konusu paylaşımı yaptığını, paylaşım saatinin Soylu’nun istifa paylaşımıyla tamamen tesadüf olduğunu, sonrasında da yanlış anlamaya neden olmamak amacıyla paylaşımını sildiğini açıkladı. Polis müdürü müfettişe sürecin delil ve tanıklarını göstererek amacını ispatladı.
Bundan sonra olması gereken soruşturma dosyasının tamamlanması olması gerekiyordu. Ama idare kendisini ispat eden polis müdürüne “kafayı takmıştı” bir kere.
İşin içinde İçişleri Bakanı olunca, polis müdürünün kendisini ispat etmesine rağmen boyunun ölçüsünün verilmesi lazımdı.
Geriye dönük paylaşımlara inceleme
Polis müdürüne hesap sormada ısrarlı olan müfettiş, geriye dönük Twitter paylaşımlarını mercek altına aldı bu kez!
Yapılan araştırmada, söz konusu polis müdürünün beş farklı paylaşımı sorunlu olarak belirlendi.
Bu paylaşımlardan birisi idareye göre fazlasıyla sıkıntılıydı. Müfettiş buradan yürüyecekti.
Zaten öyle de oldu.
Hakkındaki altı ayrı paylaşımdan beşinden sonuca ulaşamayan idare, altıncı paylaşımdan polis müdürünü yakalamıştı!
Peki, Emniyet yönetimine göre sıkıntılı olan paylaşım neydi?
Polis müdürü 15 Mayıs 2019 günü sabah saatlerinde yaptığı paylaşımda Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) bir faaliyetini yorumlayan tweet atmıştı:
“Parselci müteahhitler belediyeden kovuldu. Anfa canlı yayınla ihale yaptı ve milletin 1 kuruşu bile zayi edilmedi. Son dk yapılan ihaleler iptal edildi. İthal çiçek alımından vazgeçildi. Üretici ve TL korundu. Kovulan 22 idareci de zaten birilerinin kovulması sonucu gelmişlerdi.”
Siyasi taraf olma iddiası
Evet, paylaşım buydu. Fakat polis müdürü bu paylaşımını da bir süre sonra silmişti.
Müfettiş bu paylaşımı analiz ederken, bir gün öncesinin Sabah gazetesinde yayımlanan bir haberi esas almıştı.
Hükümete yakın amiral gemisi olarak tanımlanan gazetedeki haberde “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın belediyede büyük kıyım gerçekleştirdiği” belirtiliyordu.
Gazete haberi ile sosyal medya paylaşımı yan yana getirildiğinde polis müdürünün, ABB’nin yolsuzlukları önlemek, adil davranmak amacıyla başlattığı bir uygulamaya dolaylı destek verdiği tespit edilmişti!
Paylaşımın hesabı: Meslekten ihraç
Yerel seçimleri kazanan muhalif belediye yönetimine destek verilmesinin hesabının görülmesi gerekirdi.
O da yapıldı zaten.
Yönetime gelen CHP’li Yavaş’ın altı hafta sonra yaptığı ekip değişimine destek verdiği iddia edilen polis müdürünün işlediği suçun içeriği “iki siyasi parti arasında taraf olduğu, siyasi partilerin yararına veya zararına çalışmak ya da siyasal eylemlerde bulunmak, görevli olmaksızın siyasal amaçla yapılacak açık veya kapalı yer toplantılarına ya da gösteri yürüyüşlerine katılmak” olarak müfettiş raporuna girdi!
Müfettiş soruşturması sonrasında hazırlanan disiplin raporu, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş başkanlığında toplanan Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu’nda görüşülerek karara bağlandı.
Kurul, geçen yıl temmuz ayındaki toplantısında söz konusu polis müdürünün hakkındaki iddianın “subuta erdiğini” gerekçe gösterdi. Kurul, polis müdürünün “meslekten çıkartılması”na hükmetti.
Böylece hakkında önce Soylu’ya muhalif paylaşım yaptığı iddiası boşa çıkan polis müdürü, bu kez ABB ve Yavaş’ı desteklediği iddiasıyla meslekten çıkartıldı!
İlâve edeyim, aynı polis müdürünün daha önce Doğu’daki görev aldığı kentte 17 – 25 Aralık süreci sonrasında 'FETÖ’cülere yönelik yapılan işlemlerde yer almıştı!
Hatırlatmalar…
Hatırlatma 1: Bataklık soruşturmasının iddianamesinde, dosyada suç örgütü lideri olarak geçen ve Interpol’ün kırmızı bülteniyle aranan zanlıya verilen silah taşıma ruhsatında imzası bulunan dönemin Elazığ Valisi, şimdinin Sakarya Valisi Çetin Oktay kaldırım hakkında adli ya da idari soruşturma başlatıldı mı?
Hatırlatma 2: Hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle yurt dışına kaçan iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile makamında görüşmesini organize eden Emniyet Genel Müdür yardımcısı Resul Holoğlu ve KOM Dairesi Başkanı Mahmut Çorumlu hakkında adli veya idari soruşturma başlatıldı mı?
Hatırlatma 3: Suç örgütü liderinin video yayınlarında “İçişleri Bakanı Soylu’nun adamı” olarak adını gündeme getirdiği Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz hakkında adli ve idari soruşturma var mı?
Hatırlatma 4: Haklarında çeşitli iddialar bulunan Holoğlu ve Yılmaz’ın üyesi bulunduğu Yüksek Değerlendirme Kurulu’nun aldığı kararlar kimlerin içine siniyor? Haklarındaki emeklilik, atama ve tayin kararlarını mahkeme üzerinden bozduran personele yönelik mahkeme kararlarının uygulanmamasını Emniyet yönetimi hangi vicdanla açıklıyor?
* * *
Siyasi olup olmadığı tartışma götürecek bir sosyal paylaşım nedeniyle polis müdürün ihraç edildiği disiplin kuruluna başkanlık yapan Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, kendi sorumluluğundaki konularda kulağının üzerine yatmış halde sessizliğini koruyor.
Emniyet teşkilatında – benim de yakından izlediğim – son otuz yılda profili en zayıf genel müdürlerin başında yer alan Aktaş ve ekibi, teşkilatın tarihine geçecek eylemlere imza atmaya devam ediyorlar.
Yakında daha neler çıkacak ortaya, izlemeye devam edin.