İskenderun'da 26 Ekim gecesi yaşanan patlamayla başlayan ve eylem amacıyla ilçeye gelen iki PKK'lının ölümüyle sonuçlanan soruşturmada yeni bilgilere ulaşıldı.
Hatay ve Amanos Dağları, özellikle Kuzey Suriye'de yaşanan iç savaşın yarattığı çatışma ortamıyla terör gruplarının daha çok rağbet ettiği bölge haline geldi hiç kuşkusuz.
Suriye'de 10. yılına girecek iç savaşın "küçük çaplı yeni bir Dünya Savaşı" haline dönüşerek güçlü devletler arasında "güç gösterisi"ne dönüşmesiyle Hatay'ın önemi bir kez daha ortaya çıktı.
Zaman içinde Hatay bölgesi PKK ve IŞİD başta olmak üzere irili ufaklı terör örgütlerinin yaşam alanı oluverdi.
Bölgede yerleşik terör gruplarının, güney sınırı ile birlikte Türkiye'ye yasa dışı biçimde giriş çıkış yaptığı alan Hatay oldu. Kentin doğu ve güney sınırının yanında Türkiye'nin güneyindeki coğrafyada en büyük dağ sırası olan Amanoslar da terör örgütleri için en az Hatay kadar kıymetli.
Özellikle PKK'nın üs olarak yıllardır kullandığı bölge olan Amanoslar, PKK gruplarının batıya açılmasında önemli rol oynadı.
Örneğin, Kandil'deki ana karargâhtan yola çıkan PKK grubu, Irak – Kuzey Suriye hattından Amanoslar'a girip burada kısa süreli dinlenme sonrasında Antalya ve İzmir'e kadar ulaşabiliyordu.
Ancak, Türkiye'nin 2016-2020 arasında Suriye'ye yönelik gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtları, PKK'nın Kuzey Suriye – Amanoslar hattındaki geçiş güzergâhlarını büyük ölçüde kesintiye uğrattı.
Ancak, sürecin sonunda bölgedeki etkinliği gerilemesine karşın PKK, Amanoslardan vazgeçmedi.
Kuruluşundan itibaren PKK, Amanoslar bölgesini "Güney Batı Eyaleti" olarak adlandırdığı etkinlik alanının merkezi yaptı.
* * *
Şimdilerde ise, PKK'nın yeni yöntemlerle Amanoslar'da varlığını sürdürmeye, Suriye kırsalı ile Amanoslar arasındaki bağlantıyı kaybetmemeye gayret ettiğini görüyoruz.
İskenderun'da yaşanan patlama olayının ardından Amanoslar kırsalında yapılan arama çalışmalarında iki kişilik iki paramotor bulundu.
Olayın ardından yürütülen adli soruşturma kapsamında bazı yeni bilgilere ulaşıldı.
Elde edilen bilgilere göre, ilk paramotor 28 Eylül günü üzerindeki iki kişiyle birlikte Amanoslar'a indi. İkinci paramotor ise yine üzerinde taşıdığı iki kişiyle Amanoslar'a ulaştı.
Toplam dört kişilik PKK ekibi, iki hafta boyunca Amanoslar'da saklanıp barınmayı başardı.
Bu arada, jandarma ve polis özel harekâtçılarının yılbaşından bu yana Amanoslar'da devam ettirdiği takiplerin sonuncusunda dört kişilik ekibin izi bulundu.
İskenderun'daki olaydan birkaç gün önce Amanoslar'da yaşanan bir çatışmada, 28 Eylül'de gelen iki PKK'lıdan birisi öldürüldü.
Yapılan çalışmalarda, bölgede iki ekibin varlığı belirlendi.
Pazartesi gecesi İskenderun'da yaşanan olayın hemen öncesindeki süreç şöyle gelişti:
28 Eylül'de gelen ikinci PKK'lı ile 10 Ekim'de gelen ikinci gruptaki bir PKK'lı olay günü Amanos kırsalında bir aracı çaldılar.
Çaldıkları özel otomobil bölgede yaşayan bir güvenlik korucusuna aitti.
Bu araçla Payas yakınlarındaki kontrol noktasına gelen iki PKK'lı, güvenlik görevlilerinin söz otomobilin plakasının kayıtlarda korucuya ait gözükmesi nedeniyle geçiş imkânı vermesinden faydalanarak güvenlik hattını geçmeye çalıştı.
Ancak son anda yaşanan kargaşayla birlikte güvenlik görevlilerinin müdahalesi sonrasında kaçmayı başaran PKK'lılar, aracın kontrolünü kaybederek devrilmesine neden oldu.
Bu sırada yaya olarak araziye kaçan iki PKK'lı, bu kez Payas'ın yayla bölgesinde başka bir aracı gasp eden iki PKK'lı son aşamada İskenderun'da eylem yapmayı planladı.
İlçe girişinde yaşanan çatışmada elindeki el bombasını patlatan PKK'lının 28 Eylül'de Amanoslar'a gelen ilk ekipte yer aldığı ve örgütün özel kuvvetler olarak tanımlanan silahlı grubun üyesi olduğu anlaşıldı. Diğer PKK'lının ise, örgütün kırsal kadrolarında yer aldığı tespit edildi.
Her iki PKK'lının da ilk kez Amanos kırsalına giriş yaptığı belirlenirken, bu olaydan birkaç gün önce yaşanan çatışmada öldürülen PKK'lının iki yıl boyunca Hatay kırsalında kaldığı ortaya çıktı.
Resmi açıklamalara göre, Amanoslar'da hiç PKK'lı bulunmadığı belirtiliyor.
Ancak PKK, Amanoslar'da nefes bulmak için her türlü yolu ve yöntemi deniyor. Bu amaçla, ABD'lilerden paramotor eğitimi aldıkları biliniyor.
Bundan sonra da ne olursa olsun PKK, bu hedefinden vazgeçmeyecektir.
* * *
İskenderun'daki olayın ardından Ankara'da görüştüğüm bazı güvenlik kaynakları bölgeyle ilgili şu önemli değerlendirmeleri de yapma gereği duydular:
İlki, bölgenin konumu. Amanoslar, PKK'nın Akdeniz ve Ege açılımının kilit noktası. Örgüt her zaman burada varlığını göstermek isteyecektir.
İkincisi, bölgenin arazi yapısı. Kuzey – güney doğrultusunda uzanan Amanoslar'ın bitki örtüsü terörle mücadele koşullarını zorlaştırıyor. Doğu ve Güneydoğu'daki meşelik doğa örtüsünün aksine orman altı dokusu Karadeniz bölgesiyle benzerlik taşıyor. Dikenli arazide sadece patika yollar takip edilerek güzergâhlar belirleniyor.
Bir diğer konu, ağaçların çok sık olması nedeniyle İHA ve SİHA'ların zaman zaman etkisiz kalması. Termal sistemlerin kullanıldığı sırada vücut ısısı üzerinden yürütülen havadan takipler, termal sistemin devre dışı kaldığı zamanlarda sık ağaçlı ormanlık alanlarda havadan takiplerde sonuçlar yetersiz kalıyor.
Ve son olarak, Amanoslar'daki insan hareketliliği. Yine Doğu ve Güneydoğu'daki kırsalda insan hareketliliği kontrol edilebilirken Amanoslar ve Hatay bölgesinde bu ortamı yaratmak oldukça güç. Havanın kararmasıyla birlikte araziye çıkan güvenlik birimleri, sıkça yöre insanıyla karşılaşabiliyor. Yaylalarda 12 ay boyunca insan hareketliliği olması, yaylalara yasak getirme olanağının bulunmaması nedeniyle güvenlik güçlerinin her an halkla temasta bulunma durumunu yaratıyor.
* * *
Sonuç olarak, Hatay ve Amanoslar önümüzdeki dönemde de terörle mücadele çalışmalarında ön plandaki yerini koruyacak.
