Emniyet teşkilatında "kriz yaratan" Yüksek Değerlendirme Kurulu (YDK), nihayet geçen cuma toplandı.
Kurulun gerek terfiler ve gerekse emeklilik kararlarının görüşüldüğü çalışmalarının tamamlandığı, aynı gece Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız'ın adıyla sadece iki cümlelik açıklamayla apar topar duyuruldu.
Hangi rütbede kaç personelin terfi ettiği, hangi rütbede kaç polisin emekli edildiği bilgisi paylaşılmadı nedense!
İpucunu vereyim; toplam 400 dolayında personel emekli edildi. Bu sayının yaklaşık yarısı, teşkilattaki en üst konum ve asıl kavganın yaşandığı birinci sınıf emniyet müdürü rütbesi.
Geçen yıl emekli edilen birinci sınıf emniyet müdürü sayısı 50'den biraz fazlaydı. Bu yıl, geçen yılın yaklaşık dört katı birinci sınıf emniyet müdürü emekli edildi. Gerçek anlamda tasfiye olarak tanımlamak mümkün bu tabloyu.
Gelelim, kamuoyu bilgilendirmesinin neden dar tutulduğu konusuna.
Ve bu yılki emeklilik işlemlerinin böylesi bir süreçle tamamlanmasının da ayrı bir öyküsü var ki, tam bir kurnazlık örneği!
Yüksek Değerlendirme Kurulu'nda yaşanan, hatta kurulun çalışmalarının askıya alınmasına neden olan ve özellikle Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Emniyet'teki sağ kolu olarak bilinen eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'ın üzerinde yoğunlaşan krizi Büyüteç'te gündeme taşıdım.
Kurulun çalışmalarını tamamlayıp resmi açıklamanın yapıldığı 19 Temmuz gününe kadar Emniyet'te Matruşkavari olaylar yaşandı arka arkaya.
Takvimsel olarak yürümek, yaşananların anlaşılması için sanırım daha kolay olacak. Kulislere yansıyan bilgiler ışığında şöyle başlayım:
Bilindiği üzere, Emniyet Genel Müdürlüğü YDK çalışmaları ile Ankara Emniyeti'nde patlak veren gizli tanık skandalının aynı günlerde yaşandı.
Bir yandan YDK çalışmalarında emekli edilmesi planlanan isimler üzerinde çalışmalar yapılırken, diğer yandan da gizli tanık skandalıyla bağlantılı olarak kimi isimlerin görevden alınması gündeme geldi.
Görevden alınacak isimler arasında aynı zamanda bazı YDK üyesi üst düzey polis müdürlerinin de bulunduğu bilgisi Emniyet kulislerine yansıdı.
Gizli tanık skandalından sonra başgösteren krizin etkisinin azaltılmasını sağlamak amacıyla hazırlanan 50 dolayında birinci sınıf emniyet müdürünün isminin yer aldığı taslak liste ön görüş için Cumhurbaşkanlığı'na gönderildi.
Bir ekleme yapayım: Kararnamenin ön hazırlığı aşamasında Cumhurbaşkanlığı'ndan "görevden alınacak ve göreve getirilecek isimlerin MİT'le İçişleri Bakanlığı'nın koordinesiyle hazırlanması" yönünde talimatının verildiği sürecin içindeki isimlerce de biliniyor.
Ayrıca, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın emniyet müdürleri kararnamesi çıkmadan YDK'nın toplanmaması yönünde talimatının olduğu yine kulislere yansıyan bilgilerden.
Bunun anlamı; mevcut YDK yapısı kararnameyle değişecek ve yeni YDK üyeleriyle daha tutarlı emeklilik kararlarının alınması sağlanacak.
Kaldığım yerden devam ediyorum. Yeni atama listesi Cumhurbaşkanlığı'nda beklemeye alınırken, Emniyet içinde yetki sahibi bir grup bürokrat diğer yandan YDK için hazırlık yaptı.
Bu tabloya karşın, birden bire YDK'nın Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız başkanlığında toplanması ve terfi ile emeklilik dosyalarının görüşülmesi organize ediliverdi.
Hatta öyle ki, yıllık izinde olan YDK üyeleri, Ankara'ya acilen çağrıldı ve toplantıya alındı.
Bir başka kurul üyesi, daha önce birlikte Umre'ye gittiği polis müdürünün emeklilik dosyasına imza koymamak için yurt dışı göreve gitti!
Cuma öğleden sonra 16.00'da bir araya toplanan YDK, önceden hazırlanmış listeleri bir kalemde onayladı.
Birinci sınıf rütbesine terfisinde 10 yılı doldurmuş, çoğunluğu pasif görevde olan ve aralarında halen aktif görevde olan bazı polis müdürleri de emekli edildi.
YDK'nın ani toplantısı Emniyet kulislerine adeta bomba gibi düştü. Dosyaların nasıl görüşüldüğü soru işareti. Aynı gece geç saatlerde Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız'ın imzasıyla kamuoyu bilgilendirmesi yapıldı.
Ertesi gün ise farklı bir bilgi Emniyet kulislerine yayıldı: "Cumhurbaşkanlığı'nda bekleyen kararnamede olan kimi polis müdürleri, YDK kararıyla emekli edildi."
Ve ortalık ayağa kalktı. Görev bekleyen kimi polis müdürleri, kendilerine yönelik emeklilik girişimi sonrasında karşı atağa kalkmakta gecikmediler.
İki ayrı karar mı var?
Bu arada madalyonun diğer yönü de ilginç.
Elimde iki ayrı belge var. İkisi de Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Başkanlığı'na ait.
Her ikisini de altında son dönemin tartışılan isimlerinden Personel Başkanı Ahmet Acar'ın imzası mevcut. Gizlilik derecesi olmayan yazılar bunlar.
Her ikisi de "kadrosuzluktan emekliye sevk işlemleri" konusunda ve Emniyet Belge Yönetim Sistemi üzerinden birimlere ulaştırıldı.
Yazılardan ilki 19 Temmuz 2024 tarihini taşıyor ve 20 Temmuz 2024 günü saat 20.44'de ilgili birimlere gönderildi.
İkincisi ise; yine 19 Temmuz 2024 tarihli ve 20 Temmuz 2024 günü saat 22.21'de iç dağıtım yapıldı.
Her iki yazının içeriğine bakıldığında, iki ayrı YDK kararı var görünüyor.
Mevcut yasaya göre; YDK, her yıl mayısta toplanıyor. Ancak, İçişleri Bakanı'nın onayı ile bir yıl içinde birden fazla toplanabiliyor.
Buraya kadar iki toplantı yapılması yasaya uygun. Fakat aynı mevzuatta şöyle bir hüküm var:
"Yıl içinde birden fazla toplanabilir ve terfi değerlendirmesine karar verebilir."
Dolayısıyla, Personel Başkanlığı'nın iki ayrı yazısına bakıldığında, iki ayrı kurul kararıyla iki ayrı emeklilik kararları alındığı anlamı çıkıyor.
Aksi durum varsa, Emniyet Genel Müdürlüğü muhataplarını bildirse iyi olur. Zira yakın zamanda idari davalar arka arkaya gelecek.
Şimdi buraya kadar okuduğunuz tabloya bakıldığında; YDK kararları çerçevesinde operasyon içinde operasyon gerçekleştirildiği izlenimi doğuyor doğal olarak.
Cumhurbaşkanlığı'na, İçişleri Bakanlığı'na, MİT Başkanlığı'na yönelik hem de.
Kimler emekli edildi?
YDK kararları sonrasında Emniyet yönetimi, emekliler ya da terfilerle ilgili isim üzerinde bilgilendirme yapmaktan kaçındı bir kez daha.
Ancak personelin kendi içindeki iletişimi sayesinde bazı tespitler var.
Örneğin, Edirne'de yardımcısı uyuşturucu ticaretine karıştığı iddiasıyla yargılanan ve merkeze çekilen Mustafa Alçalar bu isimlerden birisi.
Örneğin, Mersin'de kardeşi hakkında sigara kaçakçılığı soruşturması yürütülen Mehmet Aslan diğer isimlerden.
Örneğin, Adana'dan alınan Doğan İnci. Bodrum ve Marmaris'te ortaya atılan kimi iddialar sonrasında Muğla'dan merkeze çekilen Suvat Dilberoğlu.
Emekli edilenler arasında mahkeme kararıyla göreve dönenlerin bulunduğu bilgisi mevcut.
Özellikle Eski Bakan Soylu döneminde mahkeme kararı almalarına rağmen göreve başlatılmayan, Yerlikaya'nın göreve gelmesiyle bir kez daha göreve dönen polis müdürlerinden emekli edilenler var!
Yaş haddinden emekli olmasına bir ay kalmış olan polis müdürü, devlete hizmeti göz önüne alınmaksızın emekli edildi.
Bir başka örnek; 27 Haziran'da mahkeme kararı alıp göreve dönen polis müdürü, evrakları henüz tamamlanmadan emekli edildi kurul tarafından!
Yılmaz'a ödül gibi atama!
Bu hengamenin içinde ilginç bir atama yapıldı Emniyet'te.
Soylu'nun Emniyet'teki en gözde ismi, Eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye ataşe olarak atandı.
Çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Yılmaz'la ilgili hemen pek çok şey şimdiye kadar yazıldı, söylendi.
Müfettişler ifadesini aldı. Birlikte görev yaptığı yardımcıları hakkında Ankara Adliyesi'nde rüşvet iddiasıyla dava açıldı.
Türkiye'yi sarsan Sinan Ateş cinayeti sırasında ve sonrasında tartışılan adli soruşturma döneminde Yılmaz, Ankara Emniyet Müdürü'ydü.
Siyaset, yargı, emniyet ve bürokrasideki bağlantıları ortaya çıkarılan, organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Ayhan Bora Kaplan'ın başkenti kasıp kavurduğu dönemde Yılmaz, Ankara Emniyet Müdürü'ydü.
Daha önce görev yaptığı Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü döneminde kentte kaç tane FETÖ soruşturması gerçekleşti acaba?
Soylu'nun prensi, gördüğünüz bu Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Bakü'ye göreve atandı.
Kararnamenin tarihi dikkat çekici: 17 Temmuz 2024. Soylu'nun, Erdoğan ile görüşme yaptığı gün.
Emniyet'te devlet için çalışmaları nedeniyle ödülü hak eden başka isim kalmamış gibi Yılmaz, döviz maaşlı göreve atandı. Hem de üç yıllık.
Yeri gelmişken, bu atama konusunda birkaç cümleyi de Bakan Ali Yerlikaya, Yardımcısı Münir Karaloğlu ve Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız için söylemek şart oldu.
Yerlikaya hakkında, hukuk dışında olması nedeniyle adliyenin kabul etmediği delillerin bulunduğu FETÖ dosyasını hazırlayan isimdi Yılmaz. Soylu, Yerlikaya hakkındaki bu dosyayı kabine oluşturulması öncesinde Erdoğan'a sundu. Ancak Erdoğan, Soylu'yu dikkate almadı. Yerlikaya, bakan oldu.
Yerlikaya, bakanlıkça hazırlanan kararnamede yer alan bu isim için imza koydu. Şerh düşmedi.
Tıpkı imza koymaktan geri kalmayan diğer iki isim gibi!
Tolga Şardan kimdir?
Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.
Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu.
Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu.
Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı.
2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.
|