Asırlık zeytin ağaçlarının zeytinliklerden sökülüp alınması, başka mahalleye götürülmesi ve sonra geri getirilmesi görülmüş şey değildir.
Görülmemiş diğer durum ise ziraatçı, botanikçi, sağlıkçı ve benzeri vicdanî sorumlular ile zeytinyağlı biber dolması sevenlerin yeterince ses çıkaramıyor olmaları.
Bu ne ilâhî rastlantıdır ki, onca maden gelmiş zeytin ağaçlarının tam dibine yerleşmiş, oradan çıkarılmayı bekliyor. Sıkıntıdan patlamış olmalılar.
Zeytinyağı savunucusu sağlıkçıların, kitaplar dolusu öve öve bitiremedikleri zeytinyağlı yemeklerin üretim merkezi, metallerin istilasına uğramış, bu onları heyecanlandırmıyor mu?
Övünç kaynağı bu üretimin, onu altın sayan İspanya, İtalya, Yunanistan'a terk edilmesi, ekonomistleri de ilgilendirmiyorsa, bana ne oluyor ki, yazı yazmaya çabalıyorum.
Zeytin ağacını severim zeytini de, bu ağacın asırlık varlığına saygılıyım. Her halde bu nedenlerle yazıyor olmalıyım.
Politikacılar, parti başkanları da ayçiçeği yağı üzerinden meşreplerine göre ağız kalabalığı yapmaktan öte ses çıkarmıyorlar.
Şimdi "pirina" desem, o da ne derler, hakaret ettiğimi sanabilirler. Zeytin sökümünü yasalaştıranlardan ne beklenir ki?
Utangaç edalarıyla iddia edilen zeytunî eylemlerin ayrıntısı şöyle:
Zeytinliklerden zeytin ağaçları, hayli büyük olan kökleriyle ve toprağı ile birlikte sökülerek kamyonlarla taşınacak, başka bir yere götürülecek, koca bir çukur kazılacak, onun içine yerleştirilecek ve zeytin vermesi beklenecek. Yok artık!
Sonra da gerilerde kalan o çukurda maden aranacak, bulunacak çıkartılacak, işlenip, ihraç edilecek, paralar gelecek.
Daha sonra da zeytin ağacı geri taşınacak, içinden madeni alınan çukura konulacak. Nasıl?
Nasıl mı, şöyle; kazma kürek, çıkarma, yükleme, taşıma, indirme, tekrar kazma, ağacı gömme, bekleme gibi aynı yollarla geri getirilecek.
Bu işlemler zeytinliklerde yaşayan sayısız ağaca tek tek uygulanacak! Bunu kim yapacak, o da belirsiz. Madenci ben yaparım, diyor!
Ve o ağaç zeytin verecek, ondan yağ çıkarılacak ve ihraç edilecek, öyle mi?
Pekâlâ sayın millet vekilleri, o zaman bu yasayı defalarca neden red ettiniz?
Ne oldu da, ne değişti de sonra kabul oyu verdiniz?
Rahatsız olmalısınız. Bu sayıp yazdığım işler sizi rahatlatmaz biliyorsunuz.
Uydurma bir ayçiçekyağı sorunu ile zeytinyağı'nı gündem dışında bıraktınız.
Sözü, burada kesiyorum!.. Anlayan anlamayana anlatsın lütfen!