28 Ocak 2020

Yazısız yazı notları

"Bunlar Marmaray'a da karşı çıkmışlardı" demez mi, geçen gün. Vatandaşlara bunlar diye hitap etmek ayıplanacak bir laubalilik değil mi?

Sizin için, pazara bir iki şey hazırlamıştım ama Elâzığ'dan acı deprem haberleri gelince, hele olanlara baka kalan Bakanları ve çadırlara alınan depremzedelere mutlu musunuz, diye soran gazetecileri ekranda görünce, nevrim döndü gönderemedim. Yıllardır çiziktirir dururum, bazen yan çizdiğim de çoktur. Ama bu başka!..

Aklıma düşenleri notlamadığımda unuturum. Gerçi bu kez notlamışım;

Çok eskiden, altı bol yazılı olan çizimlerden yazısıza geçildiği günlerde, karikatürlerin altına okuyucu yadırgamasın diye 'yazısız' ibaresi konulurdu.

Ferruh Doğan anlatmıştı, çizmişti de. Bütün gün orada burada dolaşan çizer kişi, aklına gelenleri defterine notlamış. Akşam çalışma masasına oturduğunda ve not defterini keyifle açtığında ne görse iyi, her sayfasında tek sözcük var; yazısız, yazısız, yazısız!..

Ben ne notlamışım diye defterime baktım, hayret ve bir de bunlar diye birer kelimelik iki not almışım, hem de yazıyla. İkisini de art arda sunuyorum...

H A Y R E T !....

Hayret bişey, diyenler.. Hayır et... demek mi isterler acaba?..

O zaman; oy vermeyi de, vergi vermeyi de hiç ama hiç eksik etmeyin, bu onlara yeter. Onlar da, böylece koltuğumuzdan hiç eksik olmayız, bizi merak etmeyin, der.

Bu hayırlı alış verişin aksaması, daha da kötüsü sonlanması ihtimali, daha daha da kötüsü başkalarının eline geçme tehlikesinin belirmiş olması, duruma hemen vaziyet edilmesini gerekli kılar!.. Olmadı mı, olduydu!.. 

Çılgın projeleri gündeme getirmek, ısrar etmek ve mutlaka yapılacak demenin nedeni ne olabilir? Olsa olsa, insanları da çıldırtıp, önce karşı çıkmalarını, sonra sokağa çıkmalarını beklemek, daha sonra da hepsini pataklayıp korkutarak tekrar evlerine sokmak gibi, o eski günleri hatırlatmak isteği olmasın sakın!..

Böylece oy verilmesi, vergi verilmesi, dolayısıyla harcama yetkisinin tazelenmesi de güvence altına alınmış olur, bu da tam anlamıyla demokratik bir tavır değilse nedir?

Daha ne olsun?.. Hayret bişey!..

Hayırlara vesile olsun.

B U N L A R !..

Bir kaşı hep yukarıda, alabros tıraşlı, kısa boylu bir görevli var;

"Bunlar Marmaray'a da karşı çıkmışlardı" demez mi, geçen gün. Vatandaşlara bunlar diye hitap etmek ayıplanacak bir laubalilik değil mi? Kimler?.. Bu dedikleri?..

Ben değilim, ben karşı çıkmadım, bu anlamda bir lâf da etmedim. Kimlerden söz ediyorsunuz? Yani vatandaş, aklına yatmayan işler varsa ortalıkta, onlara karşı olduğunu belirtmeyecek mi? Böyle bir hakkı ve özgürlüğü yok mu?

Biz de şimdi size, bunlar böyledir, hem seçilmemiş, hem de üstlerine vazife olmayan işlerde vatandaşı aşağılarlar, desek ne derdiniz? Siyasette bile pek de makbul olmayan bu kibir, nereden kaynaklanıyor?

Bunlar, diye işaretlediğiniz insanlardan hangi üstünlüğünüz olabilir ki? Kişi kendin bilmek gibi irfan olmaz. Bir göreve atandınız, yani tayin edildiniz diye küçümsediğiniz insanlarca ayıplanmayacağınızı mı sanıyordunuz?.. 

Her ne ise, yine de özür dilerim, bu günlerde canım çok sıkılıyor da ondan çenem düştü. Ama Allah'ınızı severseniz, doğru değil mi bu dediklerim?..

Aklım Elazığ'da. 99 depreminden bu yana yirmi yıl geçti. "Kentsel Dönüşüm" yapılacak denilince, neler hayal ettik. Oysa üç katlı zararsız evler yıkılıp, otuz katlı kuş kafesleri dikildi her yana. Bakımsız, dayanıksız nice meskenleri, rantın kamaştırdığı gözler asla göremedi. İşte o nedenle bugüne baka kalan Bakanlar haber spikeri gibi konuşup duruyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor...

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor...

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor...

"
"