Hayatıma ille burnunu sokacak, birilerini mi seçmem gerekiyor?
Bunu istiyor muyum?.. Hayır!
Ne istiyorsun o halde?
Ülke sofrasında, sevdiklerimle birlikte, güven içinde, ne yiyip ne içtiğime karışılmadan oturmak...
Orada sunulanlara dilediğimce ve özgürce uzanabilmek, doyunca da kalkmak...
Elbet paylaşabilmenin eşsiz lezzetini tadarak… Ve o sofraya, benim gibi karnını doyurmak için yaklaşmaya çalışan başkalarının sopayla kovalanmadığını bilerek oturmak...
Sadece tüketmek için değil, o sofrada onu büyütmek, zenginleştirmek adına, herkes gibi benim de, kendimce oraya sürekli üretimde ve katkıda bulunacak imkânlara sahip olarak bulunmak...
Ve tabii ki bu dediklerimi güvence altına alabilecek, benim ve özgürlüğümün değerini anlayıp bilecek birilerini seçmek istiyorum...
Sen ne dediğinin farkında mısın, ey ehli kalem erbabı?..
Bu dediklerini söyledikleri için önlerindeki yemekten olan, yaka paça sofradan kaldırılıp karanlık bir deliğe tıkılan insan hikayelerinin o sofralarda anlatıldığına hiç mi kulak vermedin?
Biliyorum, ama sordun diye söylüyorum… Devam ediyorum.
Hayatımıza burnunu sokacak birilerini, açık oy ve gizli tasnif ile seçerken, yani seçtiğimizi zannederken...Gizli oy, açık tasnif gibi, 'comme il faut' bir duruma geçildiydi, çok şükür!..
İşte bunun kıymetini bilmek gerek. Şimdi önüne gelen, şuna oy vereceğim, buna oy vermeyeceğim diye açıklamada bulunduğu yetmiyormuş gibi, önüne gelene de, kime oy vereceksin diye soruyorlar. Hatta seçimden sonra da kime oy verdin sorusu yinelenip duruyor!..
N'oldu şimdi, gizli oy açık tasnif?.. Oldu mu yani?
Hiç kuşku yok, vatandaş hayatına kimin burnunu sokmasına izin vereceğine kendi karar verir ve onun seçilmesi için propaganda da yapar, miting de, tartışır, başkalarını etkilemeye de çalışır. Kimi, neyi desteklediğini de açıklar, kime neye karşı olduğunu da. Bu doğal olan.
Ama kanıtı ve cevabı olmayan bir gizli eylemi sormak da açıklamak da abes olmalı. Hoş değil yani. Benden söylemesi, bu kez sorulmadan söylüyorum.
Hayatınıza uzanmakta olan burunlara dikkat!.. Çünkü her gün, konuştukça biraz daha uzuyor o burunlar...