Kent trafiğinden sorumlu kuruluşları uyarmak ve bazı sorularıma onlardan yanıt alma beklentisiyle 18 Eylül’de T24 de bir yazı yayımlandı.
Son yıllarda kentimizin ulaşım sorunlarında ve trafiğe çıkan motosiklet sayısında artış olması ile Başbakanın sık sık tekrarladığı, yolların kralı olmaz kuralı olur, sözü ve trafikteki tehlikeli başı boşluk beni böyle bir yazıya yöneltti.
Yanıtlar oralardan değil motosiklet kullananlardan geldi. Bu yazının trafikte motosiklet sorunlarının konuşulmasına yol açmış olmasından doğrusu memnunun. Ama, yazının motosiklet kullanıcılarını incitmiş olmasından ise üzgünüm.
Motosiklet kullananlar bu yazıdan duydukları rahatsızlıkları belirten eleştirel tepkiler verdiler, aktaracağım.
Dediğimin kısaca özeti şu idi;
Aynen alıyorum. “Motosikletliler trafik kurallarına uymak zorunda mıdırlar, yoksa onlara tanınmış yaygın bir ayrıcalık mı vardır?
Motosikletliler, özellikle ters yönlerde yol almak, girilmez levhası olan yollara dalmak, yayalaştırılmış alanlarda, kaldırımlarda dolaşmak ve kırmızı ışıklarda beklemeden geçme serbestisine sahip midirler?
Değillerse denetleniyorlar mı? Denetleniyorsa kurallara uymayanlar uyarılıyor mu, cezalandırılıyor mu?. “
Cevap arayan sorular işte bunlardı.
Tepkiler ise özetle şunlar oldu;
Farklı kişilerden gelen farklı eleştiriler yayımlandı. Konumuz için ilginç olan, bir kaçı şöyleydi.
Yazıyı ilk okuduğumda kulaklarımdan duman çıkacak derecede sinirlendim.
Arabalılar da kurallara uymuyor, üstelik motosikletlileri de rahatsız ediyorlar.
Yazıda haklı olan noktaları var, ancak o kadar yıkıcı yazılmış ki…
Bu kadar ucuz mu koca bir motor sürücüsü dünyasına tüm okuyucuyu düşman etmek? Siz kendinizi ne sanıyorsunuz?
Siz motosiklet düşmanı mısınız! Motosiklet kullanıcılarını da sevin ve onları trafikte fark edin. Vb…
Yanıtlarım da özetle şöyle olacak;
Unutulmamalı ki, motosiklet kullanıcıları da motosiklette iken sürücü, inince yaya olurlar, hepimiz gibi. Eleştirilerimse bir genelleme değildi. Gördüğüm, yaşadığım ve sürekliliğine tanık olduğum küçük olaylar toplamıydı. Amacım kurallara tehlikeli şekilde uymayanlara karşı, görevlileri trafik denetimine zorlamaktı. Bu konuda sorularım vardı ve yanıt bekliyordum.
Tabii ki motosiklet düşmanı filan değilim. Belki tek kusurum, meslek yaşamımda motosikletlileri eleştiren tek çizimin bile bulunmayışı sayılabilir. Olumlayanı vardır ama. Oysa arabaları ve sürücülerini yıllardır kıyasıya eleştirmekteyim.
Yazıya gösterilen tepkilerin bir anlamda ortak yönleriyse, arabalıların da trafik kurallarına hiç uymadıklarını tekrarlıyor olmaları. Çok haklılar. Ne var ki tepki verenlerin dediği gibi araba sürücülerinin hatalı olmaları, bazı motosiklet sürücülerinin kural tanımaz uygulamalarını görünmez kılmıyor, temize çıkarmıyor.
Ama tersi doğru olmalı, trafik kurallarına uyma karşılıklıdır. Birinin uyması zamanla diğerlerini de uymaya kışkırtabilir. Hatırlayın lütfen, bir zamanlar trafik ışıklarını arabalar pek ciddiye almazdı. Şimdi genel olarak etrafta gelen giden kimse olmasa bile arabalar yanyana dizilip yeşil ışığı bekliyorlar.
Kötü örnek, örnek olmaz ama iyi örnek, örnek olabilir.
Eleştirilen yazının son cümleleri şunlardı;
“…iki tekerlekli motorların trafik kurallarına uymalarını sağlamak ötekilere göre daha kolay ve moral yükseltici olacaktır. Demek ki yapınca oluyormuş, anlamında.
Hele ki, her zamankinden daha fazla pozitif morale ihtiyacımızın olduğu şu günlerde...!”
Sevmeye gelince, benim için sıralama, bisiklet, motosiklet, araba!..
Motosikletli yazıya gösterilen tüm eleştirilere teşekkürler ve saygılar.