Uzun zamandır, şu uğursuz pandemi  sona erse de, Aydın ile buluşup şöyle dolu dolu gülebilsek diyordum. Bu hasreti içimde taşırken onu kaybettiğimizi öğrendim.

Yüzünde hiç eksik etmediği böylesi  coşkulu neşe içindeyken, gülme nedenlerinin gölgesinde incelikli eleştirel iğnelemeler saklı olurdu. Sohbette lâf ola sıkılan palavraları hiç kaçırmaz karşı  nükte ile yola getirirdi.

Aydın’ı  çevresine ve dostlarına karşı, her zaman  soyadı  gibi engin bir ilgi ve etki alanı içinde gördüm.

Bu coşkulu el uzatmalarını  kimseden esirgemezdi.  Benim payıma düşenlerden bazıları  ise; 

- “Devri Süleyman” adıyla yazıp, sahneye de çıktığı siyasi  mizahın  bu unutulmaz oyunu için, dekorunun küçük bir parçasını çizmemi istemişti, çizdim.

- “Sansür” adlı çizgi filmin hikâyesini endişe ile ona gösterdiğimde beni yüreklendirmesi, filmin yapılmasını getirdiydi.

- Yıllarca, devrimci sendika dergilerine çizmem için ısrarcı oldu.

- III. Hisar kısa film yarışması plaketini onun elinden almıştım.

-  Bir televizyon kanalında, Aydın'ın hazırladığı haber programları için “Tırmık” adlı bir kedi kahramanın haberleri yorumladığı çizgi filmler yaptık.

 - Cumhuriyet’te yazı işleri müdürüm olmuştu.

- “Ben Frankfurt’ta şoförken” adlı, Almanya’daki taksi sürücüsü anılarına vinyetler istediydi.

- Bir aile yakınım bile, beni Aydın kadar iyi tanımıyordur. Şaka değil, benimle nehir söyleşi yaptı. İçimi dışına çıkardın diye ona takılırdım.

- Oya ile birlikte, eşimle beni yeni evlendiğimizde Marmara adasındaki evlerinde konuk ettiler. Her yıl da tekrarı için çağrıları tazelediler.

- İşsiz kaldığım bir sırada, T24 den sana bir telefon gelecek, bilgin olsun, dedi,      nedenini sormadım.

- Dediği gibi oradan, 'bizde çizer misiniz' telefonu geldi. 

- Özetle, aynı yaşlarda idik ama o hep benim adeta hamim gibi davrandı. Ya da bana öyle geldi.    

 Dağınıklığımı toparladığı  için bundan mutluluk duydum hep.

 Sekseninci yaş gününü uzaktan kutladığım için mahçubum.

Kaybına ne diyeceğimi bilemiyorum. Beklemiyordum, duyunca bir yanım uçtu gitti, eksik kaldım. 

Sevgili Oya Baydar, sevgili Ekim, başınız sağ olsun.