Bir ülkeye ve o ülkenin devletine karşı işlenecek en ağır suç, o ülke yönetimine, dolayısıyla halkının iradesine karşı yapılan el koyma girişimidir, darbedir.
Üstelik bu girişim öyle bir suçtur ki, başarı elde ettiği takdirde bu ağır suç bir anda, kendisine karşı meşru yönetimi savunanların üstüne yıkılıverir.
Yok eğer, halkın iradesine el koyma girişimi akim kaldıysa, suç açığa çıkmış demektir ve bu ağır suç onu işleyenlerin üstündedir artık.
Yapılacak olan ve beklenen şey, hukukun gereğinin yerine getirilmesidir. Böylece hak yerini bulacak ve halk iradesinin yeniden güvenceye kavuşması sağlanmış olacaktır.
İşlenen suç bu kadar ağır ve açık iken, bunu propaganda aracıyla daha genişletme çabası ve yaşanan her tür olayı suçüstü sahiplerine mal etme gayreti onları toplum nazarında hak etmedikleri kadar önemli kılma tehlikesi taşır.
Öte yandan işlenen suç, hukuk nezdinde bu kadar ağır ve açık iken ve de suçüstü durumunda yakalanmışlarken, hukukun kabul etmediği ve hiç etkilenmeyeceği bilinen hakaret ve küfürler, suçu ve suçluları bu kez de hak ettikleri hukukî müeyyidelerin dışına çekme tehlikesi taşıyor.
Gelecek güzel günlerin yüzü suyu hürmetine… Hukukun üstünlüğüne duyulan inancın pekiştirilmesi, bu sorumlulukların ciddiye alınmasına bağlıdır.
Darbe girişimine maruz kalan siyaset adamları kadar, onlara bu yetkileri tanımış olan ve tüm dikkatlerini onların ağızlarından çıkacak sözlere yoğunlaştıran halk kesimlerinin de ve yine onların sesi olması gereken medyanın da üstündedir işte bu sorumluluk.
Ayrıca demokratik düzenin korunması adına hayatlarını hiçe sayan ve tankların tepesinde demokrasi kahramanı olarak hayatlarını kaybedenlere olan toplumsal borç yükü de, bu sorumluluğun hukuksal gereğinin yerine getirilmesiyle ancak ödenebilir.
Patlayan bombalar, ortalığa dökülen tanklar ve ses duvarını aşan uçaklar elbette madde kadar mânâ olarak da demokratik düzeni, ona olan güveni ve bu güvenin sahiplerini de derinden yaralamıştır.
Şimdi bu güven yaralarının şefkatle sarılması ve hızla iyileştirilmesi işleri hukukun hünerli ellerine tevdi edilmeli, desem ve…
Bunun nasıl olacağını bu ülkenin değerli hukukçularından beklediğimi de yazıp eklesem…
Diyeceğim bu kadardı, sözü uzatmadan...