Adının önünde Cumhurbaşkanı olan muhterem, adının önünde Profesör bulunduğunu söylediği başka sayın kişileri, düşürülen Rus savaş uçağı konusundaki açıklamaları nedeniyle kıyasıya eleştirdi. 

Onları ve adının önünde önemli bir titr olmayan diğer konuşmacıları, kapsamlı yorumlarıyla birlikte  ben de tivide izledim.  Çok yararlandım. 

Benim adımın önünde herhangi bir ciddi ünvan bulunmayışına güvenerek, hadi bir cesaret, ben de bu kervana katılayım istedim.

Önce akılma bazı rastlantı ve varsayımlar takıldı. Şöyle ki..

Tam da eski hükümet'in bitimi ile tam da yenisinin mecliste programını okuyacağı aralıkta, ısrarla sınır ihlâli yapılması bir rastlantı mı?

Sınır ihlâlleri için, sınırın güneye doğru uzanan ve küçük bir burun yapan çok ilginç bir yerinin seçilmesi, yani doğudan batıya hiç manevra yapmadan hemen girip çıkılabilecek gibi olması bir rastlantı mı?

Rus kuvvetlerinin Bayır Bucak tepelerine yapacakları büyük saldırıyı hemen sınır ihlâli sonrasına plânlamış olmaları rastlantı mı?

Bir an düşünün bu sınır ihlâli olmadan sözü edilen büyük saldırı yapılsaydı, Türkiye dünyayı ayağa kaldırırdı. Şimdi ne oldu, Rusya dünyayı ayağa kaldırdı.

Ardından da plânladığı büyük saldırıyı gerçekleştiriyor. Türkiye de mızıldanıyor.

Diplomatik satranç, masada oynanandan hiç de farklı değildir;

Plânlanan daha büyük kazançların yolunu açmak için bir taş feda edilebilir.

Diplomatik satranç da yine masada oynanan satrançta olduğu gibi öfkeyle değil soğukkanlılıkla ve karşı hamlelerle oynanır.

Altın tabak içinde sunulan bu piyonu Türkiye almasaydı, bambaşka beklenmedik diplomatik bir karşı hamleyle cevap verseydi, şimdi olanların tersi yaşanıyor olabilirdi.

Satrançta öfkenin, huysuzlanmanın, alttan almanın, pardon demenin, geri almanın yeri ve anlamı yoktur.

Kural şudur, dokunulan taş oynanmış sayılır.

Bizim politikacılarımıza satranç dersleri almalarını ve bol bol danışmanları ile antreman maçları yapmalarını öneririm. Diplomatik satranç için hazırlık bâbında.

Stratejik derinlik mi, yoksa stratejik seviye mi, derseniz, ben de şu hatırlatma acaba işe yarar mı, derim;

Avusturya Macaristan imparatorluğu sonlandı. Büyük Britanya imparatorluğu adasına  küçüldü. Sovyetler Birliği Rusya'ya indirgendi. Osmanlı'dan da geriye Trakya ve Anadolu kaldı. 

Bu gerçekleri ret edip düşler aleminde uçmak ise serbesttir ama sık sık sıkıntıyla ve ter içinde uyanmalarla sonuçlanır!..                                             

“Bir komşuyla sürekli gerginlik aslında bir zaafın işaretidir. Askeri üstünlük, diplomasi zaafını ortadan kaldıramaz. Ortadoğu’da diplomatik esneklik altyapısından yoksun hiçbir askeri üstünlük, kalıcı bir zafer getirmez. “ Ahmet Davutoğlu