Bu kısa yazının niyetini, daha başlarken açıkça işaretleyip onu dar alana hapsetmek istemezdim, ama öyle oldu galiba.
Şimdi biraz genelleme iyi olacak, küçük bir de sabır.
Politik Partiler, ülke yönetimi hedefine kilitlenmiş siyasî teşkilâtlardır, adları amblemleri vardır.
Açılır kapanır ayrılır birleşirler, iktidarda yada muhalefette bulunurlar.
Vergi adıyla toplanacak olan halkın parasını, onun adına ve onun lehine kullanma işi ve iddiasıyla, bir nevî vekilharçlık için onay talep ederler.
Doğal olarak partiyi temsil yetkisi ve sorumluluğu, üyelerinin oyu sonucu seçilen parti başkanlarında yoğunlaşır,
Partiler ve başkanları, yetki alma arzusuyla, bu uğurda rakipleriyle sert mücadeleye girişmeleriyle tanımlanırlar.
Ne var ki, politik hedef bütün açıklığı ile paylaşılmıyorsa eğer, ortaya çıkan görünüm, bir parti liderini değil, olsa olsa bir dernek başkanını hatırlatıyor, bu anlamda algılanıyor.
Yeni kurulmuş yada kısa kalmış partilerin yönsüz söylemleri, başkanların yakınma ve övünme diliyle sınırlanıyor, kendini tekrarlayıp duruyor.
Sosyal bir sınıfı temsil etme ihtiyacı ve gerçeği sanki kulak arkası edilmiş.
Benzer niyetler, aynı anlamda farklı adlarla ifade ediliyor; Özel Sektör, Özel Girişim, Serbest Piyasa, Serbest Teşebbüs, Hür Teşebbüs, Liberalizm, Neo Liberalizm yada Beşli Çete, v.b… Yada, biz ve onlar gibi zamirlerle…
Meselâ, ortada yuvarlak bir masa var.
Altı muhalefet, üstü tıpa tıp aynı ideolojiyle dopdulu, copy paste!
İktidar olma hedefininse hayali bile görünmüyor, sunulmuyor, nerede kaldı ki izahı!
Sadece gitsinler, yer boşalsın temennisi !..
---------o---------