04 Mayıs 2022

Çizer Yurdagün Göker için…

Dünya savaşı sonrası, ellili yıllarda dünyada çizi-mizah'ın eleştirel estetik şahlanışı ülkemizde de çok keyifli yaşandı. Basında yer alan mizahçılar, sonradan "Elli Kuşağı" diye anılır oldu. Yurdagün bu topluluğun yaşayan son temsilcisiydi.

Çalışkan, konuşkan çizer Yurdagün Göker bu dünyadan göçtü. 1 Mayıs günü Bağlarbaşı İlâhiyat camiinden ailesi ve çizer dostlarıyla  ebediyete uğurlandı. 

Yılların çizgilerini biriktirdiği, evinde özenli arşivinden birlikte seçtiğimiz çizimler, pandemi yasakları nedeniyle geçen yıl, açılışı yapılamadan sergilenmişti.

Anılarımda  basketçi  boyu ve tutkulu çizgiciliği ile yer alan Yurdagün ile yollarda rastlaştıkça, ben sana bişey söyleyim mi, diye başlattığı ayak üstü ciddi sohbetlerimiz ancak bir nükteye ulaşınca kıkırdayarak sonlanırdı.   

Damarıma basmaktan hoşlanırdı. Eleştirilerinde dikenleşen yorumları, ben sana bişey söyleyim mi, ara cümlesiyle siyasetten topluma, oradan mizah ve karikatüre atlar, umutla umutsuzluk arasında fırdöndükçe, güler geçerdik.  

Fırsatı kaçırmam ben de onun damarına basardım. O kadar da önemli değil bunlar, ciddiye alma, ben öyle yapıyorum, diyerek. O zaman keçi sakalını çarpıtarak gülümser, uzun boyu ile eğilip eliyle omuzuma hafifçe iki kere dokunurdu. 

Dünya savaşı sonrası, ellili yıllarda dünyada çizi-mizah'ın eleştirel estetik şahlanışı ülkemizde de çok keyifli yaşandı. Basında yer alan mizahçılar, sonradan "Elli Kuşağı" diye anılır oldu. Yurdagün bu topluluğun yaşayan son temsilcisiydi.

Aynı anda ülkede çeyrek asırlık tek parti yönetimi de seçim sonucu, fener alayları eşliğinde iktidarını Demokrat Parti'ye devrediyordu. Yeni iktidar, muhalefetin ve yazar çizer takımının eleştirel okları altında göreve başladı.

Siyasetin doğası gereği, talepler ve eleştirilerle birlikte, iktidar da sertleşti. Demokrasi aksadı, inançlar irtica diye nitelendi. Sertleşme, ileride olacak tatsızlıkların yolunu döşer gibiydi. Elli kuşağı yoğun bir eleştiri salvosu içindeydi.

Yurdagün, o günlerden farklı kalmış aklımda, acımasız muhalif koronun biraz dışında mıydı ne? Biraz mesafeliydi belki. Oysa bugünden bakınca demokratik teamüllere dikkat etme gayreti gibi görünüyor. 

Çok uzun yıllar gazetelerde ve bazı dergilerde sürekli çizdi. Çizgileri yurtdışında özellikle Almanya'da yayınlanıyordu. Ailesini hayat boyu sadece çizgileriyle geçindirdiği için övünüyordu. 

Bu çizgiler umarım yakın bir tarihte Schneidertempel Sanat Merkezi'nde bir kez daha anılır, ben sana bişey söyleyim mi  adıyla sergilenir. Ailesine, yakınlarına çizer dostlarına baş sağlığı, dilerim. Allah rahmet eylesin..

Yazarın Diğer Yazıları

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor...

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor...

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor...

"
"