Avrupa Kupası futbol maçları, sporseverlerle tivi severleri ekran başında buluşturdu.
Ben de maçı çeyrek final heyecanıyla izlemeye başladım. Kaliteli bir futbol ziyafetiydi.

Yetmedi, ertesi gün bu şöleni kafa ekranımda keyfimce yineledim, sonuç değişmedi.
Bir yandan da gazete, tivi ve tablette maçın yorumlarıyla eleştirilerini okuyordum.

Oğlan çocuğu olarak futbol topumuz vardı, ama mahalle takımında oynatmazlardı beni, su koyuverdiğim için olmalı. Arkadaşlarıma kıyıp kalelerine gol atamıyordum.

Hasan Cemal’in futbol kaçıkları spor yorumlarına imrendim, duramadım yazıyorum.
Boyumu aşan yorumlara girmeden, takımların üzerimde bıraktıkları etkiyi anlatayım.

Maç başladı. Turuncu formalı takım yeşil sahayı bir anda bilardo masasına çevirdi.
Top hiç durmuyor, birinden diğerine, oradan da bizim kalenin önüne kadar geliyordu

Turuncuların teknik adamı böyle istemiş olmalı, öyle oluyordu, heyecan yaratıyordu.
Kırmızı beyaz formalı oyuncularımız da kendi teknik adamlarının dediğini yapıyordu;

Düşüne taşına oynuyor, yerlerini koruyorlar, sadece Arda durmadan yer değiştiriyordu.
Turuncu takım sanki bu taktikleri kavrayamadı ve beklemedikleri anda bir gol yediler.

Yer yerinden oynadı; (0-1) Ekran başındakiler de tribündekiler gibi havalara fırladı.
Turuncu takım yine sanki ayaklarında ıstaka takılı gibi bilardo masasına geri döndü.

Bizim takım aynı minval üzere kendi oyununa devam etti, bu taktik gol getirmişti ya.
Durumu kavrayan Turuncular, bilardo masasındaki delik misali topu kaleye yolladılar.

Gol!.. (1-1) Yine yer yerinden oynadı. Bizim takımın da yüreği oynadı, telaşlandılar.
Hollandalılar bilardoya devam, bizim takımda topu kapan da karşıya doğru seğirtiyor.

Ne kadar, topu kaptırana kadar. Çocukluk anılarımda, buna şahsi oynuyor, derlerdi.
Turuncu oyuncular paslaşmayla bilardoya devam ediyorlar. Derken skor (2-1) iyi mi?..

Milli takımın yeni tutumu, topu alan bütün gücüyle onu karşı kaleye havalandırıyordu.
Uçan top kaleyi hatırlayamıyor, ya avuta çıkıyor yada kalecinin kucağına sığınıyordu.

Sağlık olsun, millî takım elinden geleni yaptı, sportmenliğe toz kondurmadı. Benim de,
bunca yıl sonra heyecanlı çeyrek finalde, bir milli maç yorumu yapmama sebep oldu.    

                                                                      -------o-------