Nefes aldığın şu dünyada, sağına soluna bakıp canını sıkıyorsan eğer, bir yandan da düşünüyorsun demektir. Aklından geçeni de söylemende ne beis olur ki?
Bunun için, her halde bir diplomaya filan gerek de yoktur. Ne derlerdi, hayat üniversitesi'nden mezundur. Alaylı anlamında!.. Yada eskiden "çarıklı erkânıharp"denirdi, köylü bilgeliğini yüceltme yada küçümseme salıncağına oturtmak için.
Tersi de söylenirdi elbet, mektepli değilsen konuşma anlamında!..Yanıtı da, bizim orada Oxfort vardı da biz mi gitmedik, diye gelirdi. Şimdilerde önerilense faklı, okulluysan sus, gibi!..
Bugün nereye koyduğumu bile hatırlamadığım o mezuniyet belgelerini bana vermeden önce, soyumun tarih boyunca ne kahramanlıklar yaptığını ezberleyip ezberlemediğimi tartmak için sınava çekmişlerdi.
Söylememi istedikleri şey de, ecdadımın diğerlerini nasıl kılıçtan geçirdikleri bilgisiydi. Yarın da haklı olarak, nasıl tankın üstüne çıktıklarının sorulacağı gibi.
Ama nefes aldığın şu dünyada, sağına soluna bakıp canını sıkıyorsan eğer, bir yandan da düşünüyorsun demektir, dedim ya...
Yaşadığım kentte "Dünya Enerji Konferansı", burnumun ucuna kadar gelip, burada toplanınca benim de dikkatim ayaklandıydı. Meselâ…
Atalarımın nasıl kılıç kullandıklarını öğretmişler ama o kılıcın nasıl yapıldığını, onu yapabilmek için hangi bilgi ve hangi enerjinin kullanıldığından söz etmemişlerdi.
Evet… Su, Yel, At ve Kol gücü gibi kudretlerin kullanıldığını biliyordum tamam da, ya demiri eriten ateş?..
Öyle ya, taş kömürünü biliyoruz, sonra petrol, derken doğal gaz ve atom enerjisi. Bunların hiç biri o zamanlar piyasada yok. Şimdi bunların hepsi, sonunda elektriğe varmak için gerekli, bunu da biliyoruz.
Üstelik hepsi çevre kirlenmesine varıyor. Nefes aldığımız şu dünya'nın nefes alınamaz hale gelmesine yarıyor.
Bu durumda sıra yeniden Su'yu, Yel'i ve hepsinin babası Güneş'i hatırlamaya geliyor.. Ne için, yine elektrik için, şu demiri eriten kudret, elektrik için!..
Pekâlâ, ya daha önce, çok daha önce? Kahramanlık yapacak adayların eline Kılıç vermek için demiri hangi enerji ile eritiyorlardı acaba?
Odun ile !..
Evet şu yenilenebilir enerji kaynağı ile… Odun yanınca ateş yani enerji olur. Kül kalır, karbondioksit duman olur, havaya uçar. Güneşin altında yan gelip yatan ağaçlar da onu alır yeniden oduna çevirir.
Odun ateş olur, demiri eritir Kılıç olur, suya batırılır Çelik olur ve onu
eline alan adam, kahraman olur. Kimse de merak etmez nasıl olur.
Oysa olan olur, kahramanlar çoğalır, ama bir gün gelir ormanlar da tükenir, yetmez olur. Ve sonunda...
"Dünya Enerji Konferansı" toplanır. Boş boş konuşmalar yapılır, dediklerine göre. Derken…
Ceddimizi ve neslimizi çok iyi bilen ve çevreci ecdadımızın torunu olan enerjik bakanımız sayın Berat Albayrak, Uzun Mehmet'ten sonra taş kömürünü bir kez daha yeniden keşfeder. Nerede, Kömür Eylem Plânı Çalıştayı’nda.
-------o-------