Beş yıl önceki yerel yönetim seçimleri sırasında yayınlanan bir yazıda, neler yumurtlamışım bakın. Meselâ;
“Sayın cumhurbaşkanı aynı zamanda başbakan da olmalı, hatta İstanbul'un belediye başkanı da. Üçü birarada, devlet millet bütünleşmesi, diye ben buna derim,” demişim, iyi mi?..
Dediklerimden ilki, geçen bu süre içinde, nasıl olduysa gerçekleşmiş bile hayret, Başkanlık!..
Sıra diğerinde olabilir mi? Üstü kapalı da olsa, benzer bir niyete farklı bir yol arandığı sezilmiyor mu?
O yazının başlığı ve yayın tarihi ile birlikte, ilgili bazı bölümlerini bir daha sunuyorum.
“Yaşasın Demokrasi” (05.07.2014)
“Derken bir seçim daha… Biri bitmeden diğeri, dahası da var...
Aman, olsun olsun. Olmazsa kötü. Seçeriz biz, işimiz ne? Biz seçeriz, seçtiğimizi biz beğenmeyiz. Bidaha seçeriz n'olucak! Seçe seçe bu günlere gelmedik mi? Beğenip seçtik, seçtiğimiz bizi beğenmedi. Küsmedik, sabrettik. Yenisini seçtik. O da, bizi beğenmedi. Küsmedik, alıştık. Adımız seçmene çıktı. Hiç bişey olamadıysak şu hayatta seçmen olduk ya, ona da şükür. Biz Seçmen, onlar Seçilmen, geçinip gidiyoruz. Bu da bi’şeydir. Hem de önemli bir şey. Demokrasi derler adına, hasretinden prangalar eskittiğimiz şu varlığı ile övündüğümüz soyutlama. Kazın ayağı öyle değil oysa. Siz benim romantizmime takılmayın. Ülkede bir başbakan, bir de cumhurbaşkanı var mı, var. Yenilerini mi seçeceğiz, evet. Yok canım onlar, o iki kişi büyük bir fütursuzlukla, biz kendi aramızda konuşuyoruz, merak etmeyin anlaşırız, olmazsa değiş tokuş yaparız, sizi yormayalım, diyorlardı, dedikleri gibi de oluyor. Hatırladığıma göre bir zamanlar, askerler de öyle derlerdi, sizi yormayalım, biz sizi yönetiriz gibisinden. Bu bi’şeydir demiştik, hem de önemli bir şey!.. Demokrasi derler adına. Kadîm Yunan'da demos halk demekmiş, kratos da iktidar. Kısaca, demokrasi yani Halk İktidarı demek. Pekâlâ bidayette, yani geçmiş günlerde, Halk İktidarı diyenlere, neden kan kusturdular yıllarca?
Şimdi biraz anlar gibi oluyorum, artık halk seçecek ya. Ne anladıysam. Sayın cumhurbaşkanı aynı zamanda başbakan da olmalı, hatta İstanbul'un belediye başkanı da. Üçü birarada, devlet millet bütünleşmesi diye ben buna derim, bunu anlarım. Hani bir zamanlar koalisyon vardı ya herkese illâllah dedirten, şimdi de korporasyon denenecek, görelim bakalım!.. Biraz ciddî olmaya gayret edersem, ki çok zor, herkesin hakkını vermem gerekecek. O koltuğa oturmak isteyen kişi, en alttan başlayarak, bütün basamaklara teker teker basarak ilerleyecek, o uzun ve riskli yolun zahmetine katlanacaktır. Diğer yol çok daha kısa ve zahmetsizdir, oraya hiç aklında yok iken, yukarıdan birinin itmesiyle paraşüt ile inmek gibi. Deneyenler oluyor. Ancak havadan inerken koltuğu tutturmak kolay iş değil, ıska geçmek de var, bir çalının ucunda takılı kalmak da...
Tövbe tövbe, neden bir türlü ciddî olamıyorum ben?!..”
“Viva democratia!..”