17 Ocak 2021

Aşımı oldum

"Yaşamak ne güzel şey; Anlayarak, bir usta, kitap gibi; Bir sevda şarkısı gibi; Bir çocuk gibi şaşarak yaşamak..."

15 Ocak 2021, 14.10'da aşımı oldum.

Her şey tıkır tıkır işledi. Bir gün önce randevumu almıştım. Tam o saatte oradaydım. Başhekimliğimiz güzel bir düzenleme yapmış. Sekiz aşı odası, bir acil odası ve bekleme alanları-hem öncesi hem de sonrası için.

Aşımı oldum. Elbette olurken ben de fotoğraf çektirdim.

Biraz bekleyip iki kat yukarıdaki odamda çevrimiçi dersimi yaptım.

Akşamüstü İzmir'e dönerken huzurluydum.

Arabamda Genco Erkal'dan Nazım şiirleri dinledim.

Malum, 15 Ocak* büyük ustanın doğum günü.

Nazım'ı en çok Piraye ile severim. Mektuplardan ötürü biliyorum. Piraye'nin sakladığı mektuplar.

"Taze, şeffaf, sert ve yumuşak bir yemiş gibi ağzımda, renk renk bir çiçek gibi gözlerimde, bir bahar havası gibi burnumdasın…"

Yemiş ülkesinden, Germencik'ten, geçerken aklıma geldi bu sözler. Ama bölük pörçüktü. Dönünce eve, hemen açtım kitabı ve buldum mektubu. 6.6.1934 tarihli mektup. Bir kez daha okudum. Evet, tam yukarıdaki gibi yazmıştı Piraye'ye, Hatçe'sine.

Piraye'ye yazdığı ilk şiirinde de bir çiçek eşlik ederdi duygularına.

Ey...
     kızım, annem, karım, kardeşim
                                                  sen
                          başında güneşler esen
                              altın gözlü çocuk,
                                  altın gözlü çocuğum benim;
deli çığlıklar atıp avaz avaz
burnumun dibinden gelip geçti de yaz,
ben, bir demet mor menekşe olsun
                                               getiremedim
                                                                 sana!

Sonra tünelden geçtim. Bu sefer aklıma geçen gün okudum bir haber geldi: "Kaz dağlarında şeftaliler çiçek açmış".

Yolculuklar böyledir. Hele arabayı siz kullanıyor ve yalnızsanız. Bir düşünceden diğerine zıplar durursunuz.

İzmir'e giderken Selatin Tüneli çıkışında sağlı sollu şeftali bahçeleri vardır. Baharı önce şeftali ağaçlarının çiçekleri müjdeler. Yol boyunca pembe bir halı sermişler sanırsınız.

Bu yol öyle güzel bir coğrafyadan gider ki…

Keçi kalesi size yukarıdan bakar, Pers kumandan mezarında hâlâ nöbet tutar.

Her mevsimde başka bir güzel!

Yol boyunca doğanın bin bir rengi bana eşlik eder.

En çok da çiçekler.

Şeftali çiçeklerinden sonra katır tırnakları başlar. Katır tırnağı sağlam yapılı bir tür çalı. Üzerinde Mayısla beraber sarı çiçekler açar. Önceleri tek tüktü yol ortasındaki alanda. Şimdilerde yol boyunca yayıldılar.

Sonra zakkumlar gelir, pembe çiçekleri ile.

Daha sonra da gül hatmiler.

Çocukluğumun Eşme'sini ve Ümmü Teyzemin bahçesini hatırlatır bana gül hatmiler. Çok şifalı bilinir. Kaynatılır içilirdi diye hatırlıyorum. Zaten adını şifadan alır. Yunanca ve sonra da Latincede tedavi anlamına gelen "althaea"dan.

Nazım'ın mezarında da hep çiçekler olurmuş. Fotoğraflardan hatırlıyorum. Novodeviçi Mezarlığında o dev siyah kaya bloğunun üstünde ayakta yakışıklı silüeti ile duruyor Nazım. Mezarın üstünde kare ya da dikdörtgen kayrak taşları var anladığım, aralarından çim ve çiçekler görülüyor. Bir de, ziyaretçilerin bıraktığı taze çiçekler o büyük kaya bloğuna dayanmış.

Şevket Süreyya Aydemir'in hoş bir anısı vardır. Şevket Süreyya Moskova'da üniversite okurken, en yakın arkadaşları Nazım Hikmet ve Vâlâ Nureddin'dir (Vâ-Nû). Yıllar sonra arkadaşının mezarına gittiğinde, Nazım'ın mezarından birkaç avuç toprak ve bir küçük demet çiçek alır. Türkiye'de onu Vâ-Nû'nun Edirnekapı Mezarlığındaki mezarına götürür.

İki arkadaşın topraklarını birbirine karıştırır. Çiçeği de Vâ-Nû'nun mezarı üzerine bırakır.

Toprak toprağa kavuşur. İki dost da birbirine.

Vâ-Nû'nun hep söylediği gibi "ikili yalnızlık" içinde bir kez daha ve çok uzun bir "yürüyüşe" çıkarlar.

Ama bugün ölümü değil de, yaşamı düşünmek istiyorum.

Bugün aşı oldum.

"Yaşamak ne güzel şey
Anlayarak, bir usta, kitap gibi
Bir sevda şarkısı gibi
Bir çocuk gibi şaşarak yaşamak...
Yaşamak birer birer ve hep beraber
İpekli bir kumaş dokur gibi
Hep bir ağızdan sevinçli sevinçli bir destan okur gibi"

Kış aylarının da çok güzel çiçekleri var.

İlki sıklamen, benim için. Evimde, her kış saksılardaki yerini alır.

Şimdi nergisler de çıkmıştır.

Akşam eve gitmeden alayım.

Kocaman bir demet, Karaburun nergisi.

Mis…


*17 Ocak olarak belirten kaynaklar da var.


Kaynaklar

  1. Nazım Hikmet. Ne güzel hatırlamak seni. Genco Erkal'ın Sesinden Nazım Hikmet Şiirleri. YKY.2012.
  2. Nazım Hikmet. Piraye'ye Mektuplar. YKY,2012.

Yazarın Diğer Yazıları

Dünya Sağlık Günü 2024: Sağlık, bir insan hakkıdır

Dünya Sağlık Örgütü, bu yılki teması altında yönetimler için bir yol haritası da tanımlamış

Çalışma hayatında üreme sağlığı niçin önemli?

İş dünyasındaki kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlıkları üzerinde kontrole sahip olmaları, bu kadınların daha sağlıklı, daha güçlü ve kişisel ve profesyonel yaşamlarında daha iyi karar verme gücüne sahip olmalarını sağlayacaktır

Yerel seçimlerde “Sfumato” üzerine

Bize eşitsizliklerimizi düzelten, daha çok gereksinim olanı daha çok önceleyen bir bakış açısına sahip başkanlar lazım.