Her yıl bu dönemde WhatsApp mesajlarıma biraz da heyecanla bakarım. 29 Ekim'den 10 Kasım'a kadarki dönem O'na saygı dönemidir. Her gün yeni bir anma videosu ya da mesajı yayımlanır.
Bu sabah da böyle oldu.
Hangisini açsam O vardı. Seyrettim ya da okudum; her seferinde gözlerim doldu.
İşte tam o anda aklıma geldi O'nun da gözlerinin dolduğu bir an.
1937 yılının bahar mevsiminde ılık bir günde yol alıyorlardı. En sevdiği işlerden biriydi Çiftliğe gitmek. O çorak toprakların yeşil bir cennete dönüşmesinin bir anını kaçırmak istemiyordu. Hayatı savaşlarda, siperlerde, çöllerde geçmişti. Yeşile hasretti.
Birden şoförü durdurdu. Arabadan çarçabuk indi ve uçar adımlarla ilerledi. Durdu ve sordu: "Burada bir iğde ağacı vardı? Ne oldu ona?"
Kimse bilmiyordu. Sağa sola bakıldı; acaba burada değil de başka bir yerde miydi?
Oysa yıllardır savaş meydanları okuyan, her köşeyi ezberleyen, emindi. Orada bir iğde ağacı vardı. Yaşlı, çelimsiz bir ağaçtı. Ama buraların tek ağacıydı. Her bahar çiçek açar, mis gibi kokular yayardı. O ağaç, bu çorak topraklara da tutunulabileceğinin bir kanıtıydı. Çiftliği orman hale getirmek için yola çıktığından beri yol arkadaşıydı.
İğde ağacının başına geleni anladı; gözleri doldu.
O, böyle bir insandı.
Bu toprakların insanını, çalısını ağacını, kuşunu böceğini severdi.
Mis kokan havasını, dallar arasından geçerken hışırdayan rüzgarını severdi.
O bizi severdi.
19 Mayıs 2021 geldiğinde bir iğde ağacı bulun. O zamanlarda çiçek açmış olur.
Dikenli gövdesine dokunun. Sarı çiçeklerinin mis kokusunu içinize çekin.
Bir fırsat daha yaratın iğdeler olduğunda da gidin. Yaz güneşi altında bir yeşil bir gri yaprakların arasında görünen güneş rengi meyveleri toplayın. Kabuğunu sıyırın özenle. Hemen çıkacaktır zaten. Zahmetsizdir iğde. Tatlı, kekremsi unlu meyvesini ağzınıza atın. Keyfini çıkarın. Sonra da çekirdeği çıkarın, ama sakın ha atmayın. İğde çekirdeklerini toplayın ve bir pamuk ipliğe dizin. Evinizin girişine asın. Ne kem göz ne de nazar değecektir artık size, bu topraklarının inanışına göre.
Ama en önemlisi her girip çıkarken evinize;
O gün orada, özgürce ve eşit haklarla yuvamızı bize vereni, O'nu, saygı ve şükranla anın.
O bizim Atamız.
Ustamız.
Rehberimiz.
En büyük Efemiz…
Dizlerimizi vura vura, döne döne, her yaştan; 29 Ekim 1923'ten beri O'nunlayız.