İmamoğlu’nun sevinçle karşıladığımız başarısı demokrasiye gönül veren herkesin başarısıdır. Buna karşılık, Erdoğan / Bahçeli / Öcalan (EBÖ) cephesinin kesin yenilgisidir. İki adayın oyları arasındaki fark muazzam. Bu da, ikide bir tuluat yapar gibi Osmanlı tokatı (Fatih Sultan Mehmet bunları bir yakalasa....) atmaktan söz edenlere Cumhuriyetin ve demokrasinin tokadıdır.
Seçim süreci çok öğretici oldu. Bütün politik aktörlerin tıynetleri hakkında daha iyi fikir edindik.
Binali Bey zoraki adaydı. Seçim sonrası konuşması uygarca oldu. Bu konuşmayı patrondan izin almadan kendi inisyatifiyle yaptıysa kendi adına güzel bir gelişme. Patron adına, bilemem....
Millet İttifakı iyi çalıştı. CHP – İyi Parti işbirliği Türkiye’yi ileri taşıyabilecek önemli bir teşrik – i mesaidir. İki tarafta da çok değerli ve birlikte rahatça çalışabilecek isimler olduğunu biliyorum.
Saadet Partisi de ilkelerin partisi olduğunu gösterdi. Rahmetli Erbakan’ın AKP’den farkını ortaya koydular.
Ancak, DSP benim bildiğim Ecevit’in yolundan gitmedi. Çok yazık!
Dikkat çekmeye başlamış TKP de yanlış yaptı.
Buna karşılık, HDP Türkiye’nin geleceği açısından önemini ortaya koyan bir çizgi izledi. İki eş başkanın yaptıkları son açıklama çok netti. “Ortak geleceğe ve ortak vatana sahip çıkalım” derken sesleri gür çıktı. Kutlarım.
Demirtaş ise net değildi. Lider olacaksan, böyle durumlarda açık konuşacaksın, açık tutum alacaksın. Diplomatik muğlaklığın zamanı değildi. Yanlış yaptı.
Seçim sürecinin en matrak gelişmesi Hafız Esad’ın arkadaşının sahneye çık(arıl)ması oldu. Neymiş? Üçüncü yolmuş? Üçüncü yol demek, “Türkler ikiye bölündüler. Bırakın birbirini yesinler. Biz karışmayalım. Kendi işimize bakalım.” demek. Böyle bir tavır olur mu? Seçim sonuçları üçüncü yolu öneren üçüncü ortağa da kesin bir yanıt teşkil etmiştir.
Üç yol yoktur. İki yol vardır. Ya demokrasi, ya istibdat! İstanbul’da gür sesle ‘demokrasi’ demiştir.
Bugünkü yönetimin sorunları çözmekteki beceriksizliği nedeniyle 2023’ye kadar süreceğini sanmıyorum. Artık Türkiye’de yeni siyasal güçlerin sırası gelmiştir.
Ali Babacan sahaya inmelidir. İyi Parti yükselmelidir. CHP artık halkla bütünleşen bir parti olarak bilinebilmelidir. HDP Türkiye partisi olma yolunda devam etmelidir. İlerde bu güçlerden hangisi ağır basar, bilemem, ama olumlu demokratik güçlerin gelişmesinden ve demokratik mücadelesinden kazanan Türkiye olacaktır.
Bugün yeni başlangıç yapıyor güzel ülkemiz. İlk iş: İmamoğlu’nun başarılı olması şart.