25 Kasım 2018

Kara Cuma, kara ruh

İnsanlar yeter ki rahat rahat tüketebilsinler, demokrasiymiş, insan haklarıymış, hikâye...

Şu Kara Cuma çılgınlığı sonunda ülkemizi de sardı. Ekranlarda gördüğümüz görüntüler iğrenç. Güya daha ucuza mal, ürün almak için ne hallere düşüyor insan.

Ekonomiye katkısı oluyormuş kara cumaların. Örneğin Fransa’da 5 milyar Euro’luk satış yapılmış. Bunu gören, ‘hem hayat pahalılığı yüzünden sokaklara dökülüyorsunuz, hem de alış veriş için birbirini yiyiyorsunuz’ demez mi? Aynı şeyi Türkiye’de de söyleyebilirsiniz. ‘Ne ekonomik krizi kardeşim, baksana millet para harcamak için deliler gibi çırpınıyor, AVM’lerde kendinden geçiyor’ diyebilirsiniz.

Gördüğümüz bu trajikomik sahneler tüketim toplumunun insan ruhunda yaptığı tahribatın sonucu. Kara Cuma, kara ruh. Ne kadar tüketirse o kadar mutlu oluyor günümüz insanı. Ne bulursa tüketiyor. Tüketemezse israf ediyor. Böylece kendini de, doğayı da tüketiyor, hem de artan bir hızla.

İnsanlar yeter ki rahat rahat tüketebilsinler, demokrasiymiş, insan haklarıymış, hikâye...

Diyeceksiniz, bütün dünya böyle değil. Dünyanın belki üçte ikisi açlık sınırında, savaş, çatışma, yoksulluk, yoksunluk içinde yaşıyor. Evet öyle. Ancak tüketim toplumunu da o acılı öteki dünyayı da yaratan aynı sistem: Kapitalizm.

İnsan dediğimiz varlık kapitalizmi aşamadıkça, en azından dönüştüremedikçe kendini yiyip bitirmeye yargılıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Fransa ile gereksiz bir sorun

Fransız okullarına çocuğunu gönderen Türk vatandaşlarının arasında, öğrendiğimize göre, Aile Bakanımız da var. Ancak, gene söylendiğine göre, Aile Bakanımızın Belçika vatandaşlığı da varmış. O zaman çocukları Belçika vatandaşı olarak okulda kalabilirler

Washington ve Ramallah

Özgür Özel’in Ramallah’a gitmesi “özel” bir anlam, önem taşıyacaktır. Ramallah’a, yerel seçimleri kazanmış, ülkesinin birinci partisi haline gelmiş bir siyasal hareketin lideri olarak gidecektir. CHP’nin sadece Filistin değil, Orta Doğu’ya ilişkin vizyonunu ortaya koyması, Ramallah’dan uluslarararası topluma Türkiye’nin yeni sesi olarak seslenebilmesi önemlidir

Ölüm ana

Yaşamamıza izin veren Ölüm Ana olduğunu düşünüyorlar. Ondan medet umuyorlar. Ölümün yaşamdan güçlü olduğunu görüyorlar. Yılda yirmi, otuz bin cinayetin işlendiği bir ülkede ölüme "insaf et, bizi yaşat" diyorlar. Hayat o kadar ucuz olunca ölüme yakıştırılan güç artıyor. Ölümde ana rahminin, kucağının sıcaklığı aranıyor

"
"