Donald Trump iktidarda kalabilmek için kanlı bir kumar oynadı ve kaybetti. Seçim sonuçlarının onaylamasını aklınca engelleyerek, kim bilir daha neler düşünerek bir kriz yaratmaya çalıştı. O serseri güruhunu bindirilmiş kıtalar halinde Washington'a Trump getirtti. Irkçı, taşra lumpeni tipsizleri şiddete, Kongreyi basmaya o teşvik etti. Şimdi de kalkmış ağır şekilde kınıyor kendi adamlarını. Nasıl bir fırıldaklık, karaktersizliktir bu? Eğer Georgia senatör seçimlerini Demokratlar kazanmasaydı, Joe Biden Trumpçı çapulçuların Kongreyi basmasını "isyan" olarak nitelemeseydi, bence, Trump kanlı kumarına devam ederdi. Evdeki hesabının çarşıya uymadığını gördü, "isyan" nitelemesinin hukuki sonuçlarını düşündü, isyanın örgütleyicisi suçlamasıyla karşılaşabileceğini, başına bela açılacağını anladı, bir U dönüşü yaptı. Devir teslim töreninin kurallara uygun şekilde yapılacağını söyleyecek kadar uysallaştı.
Trump gibi adamlar hak, hukuk, kural, etik dinlemezler. Onların anladığı tek dil "kuvvet lisanı"dır. Biden'ın sakin ama aba altından sopa gösteren konuşmasından sonra Trump adamlarını evlerine dönmeye davet etti. Eğer adamları "Bizi yüz üstü bıraktın" diye onu suçlarsa, eminim, "Ben evinize dönün deyince dönseydiniz" deyip işin içinden çıkacaktır.
Genel olarak demokrasi büyük bir tehlike atlattı. Eğer Trump'un darbe girişimi başarılı olsaydı, değil sadece ABD'de bütün dünyada demokrasi, hukuk devleti gibi kavramlar iyice zayıflayacak, Trump taklitçileri hızla çoğalabilecekti. Bu olaydan herkes ders almalı, çıkarmalı. Önce Amerikalılar elbette. Çok güvendikleri demokrasilerinin nasıl kırılgan olduğun anladılar. Ayrıca, umarım, geçmişte çeşitli ülkelerde darbeleri desteklemiş olmalarının yanlışlığını da bu vesileyle "idrak" ederler, ABD çıkarları ya da istikrar bahaneleriyle bundan böyle dünyanın başka yerlerinde demokrasi karşıtı güçleri desteklemezler.
Eğer sadece ABD değil herkes bu olaydan gerekli dersi çıkarırsa demokrasi bütün dünyada güçlenir. İnsanlık tarihi açısından demokrasi görece yeni bir kavram ve yönetim şeklidir. Demokrasi insan doğasına daha kök salmamıştır. ABD'nin bağımsızlık bildirgesi ve Fransız devrimiyle son iki yüz elli yıldır demokrasi süreci hızlanmıştır ama evrensel bir nitelik henüz kazanmamıştır. Uluslararası hukukta üzerinde yüzde yüz anlaşılmış bir demokrasi tanımı hâlâ yoktur. Çin, Rusya gibi ülkeler böyle bir hukuki tanıma ulaşılmasını engeller. Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti gibi kavramların ilerlemesinin asıl kalıcı güvencesi insanların bu kavramları içselleştirmesine bağlıdır. ABD bu konuda bazı bakımlardan Batı Avrupa'dan daha geridedir. Ben Trumpçı uğruları Easy Rider filminin kahramanlarını öldüren ırkçı beyaz tutucu Amerikalıların çocukları, torunları olarak görüyorum. ABD'nin elbette daha gideceği çok yol var. Ancak kurumlarının, yasalarının oldukça sağlam ve güvenceli olduğu anlaşılıyor. Yoksa Trump çoktan ilan ederdi tek adam diktatörlüğünü.
Bakıyorum, fırsat bu fırsat, demokrasi özürlü birtakım ülkeler, liderler, kişiler ABD'ye bindirdiler. Batı'ya karşı çeşitli kompleksler içinde olduğunu bildiğimiz bu ülkeler, liderler ve kişiler, umarım, önce kendi ülkelerinde, sonra küresel düzeyde ABD ve Batı Avrupa ile demokrasi yarışına girip onları geçerler, böylece insanlığın manevi ilerlemesine katkı yapmış olurlar.
Bize gelince, büyük bir fırsat kaçırdık. Kongreye saldırıyı, darbe heveslilerini açıkça baştan kınamalı, milletin temsilcilerine, demokrasiye, geçerliliği kanıtlanmış seçim sonuçlarına saygı çağrıları yapmalıydık. Bunu inandırıcı şekilde yapsaydık, hem dünyadaki hem de ABD'deki imajımız bakımından olumlu olurdu. Biden ve ekibinin gönlünü kazanmış, böylece ikili sorunlarımızın halli için iyi bir zemin yaratmış da olurduk. Yapmadık. Trump'a da göz kırptığı ileri sürülebilecek, ortadan açıklamalarla vaziyeti idare etmeye çalıştık. Tepki aldık. Bu tepkinin belleklerde yer etmesi kimseyi şaşırtmasın. Bu kadar dramatik bir anda demokrasiden yana güçlü ve açık tavır almak gerekirdi. Hele Dışişlerimizin açıklamasında "tüm taraflar" deyiminin kullanılması beni çok şaşırttı. Böylece o isyancı güruhu da "taraf" saymış olduk. Gene yanlış yaptık. Çok can sıkıcı. Umarım, gene ben her şeyi yanlış değerlendiriyorumdur.