Joe Biden'ın göreve başlama töreni güzel oldu. Arkası nasıl gelecek, göreceğiz, ama Biden bu törende yaptığı konuşmayla bir umut ışığı yakmayı becerdi. Trump'un kutuplaştırmaya dayanan politikalarından sonra birleştirici bir söyleme hem ABD'nin hem de dünyanın gereksinimi vardı. Trump ve benzeri sağcı politikacıların taktiği kutuplaştırmaktır. Bu yoldan seçim kazanabilirler, ama ulusal birliğe, toplum içi diyaloga, iş birliğine uzun vadeli zarar verirler. Tarihin ileride onları olumsuz anabileceği düşüncesi akıllarına gelse bile umursamazlar. Amaçları iktidarda olabildiğince uzun kalmaktır. Görevden ayrıldıklarında geride bölünmüş, yaralı bir toplum bırakırlar. ABD toplumunun görünümü böyle işte! Trump sonrası Amerikan ulusu birleşik değildir. Biden'in misyonu, genel olarak dünya demokratlarının ondan beklentisi Amerikan ulusunu birleştirmesidir. Trump dünyaya çok kötü örnek oldu. Biden bakalım iyi bir örnek olacak mı?
Biden'in göreve başlama töreninde iki şey özellikle dikkatimi çekti. Birincisi Jennifer Lopez'in ünlü "This Land is Your Land" (Bu ülke senin ülkendir) şarkısını söylerken araya soktuğu İspanyolca cümle. Woody Guthrie'nin bu şarkısını Trini Lopez de söylerdi. ABD vatandaşlarına etnik köken ayrımı yapmadan aynı ülkede yaşadıkları ve o ülkenin sahibi oldukları mesajını veren güzel bir şarkı. Jennifer Lopez araya soktuğu İspanyolca cümleyle bu mesajı daha da güçlendirdi. Trini Lopez de benzeri bir şey yapmış mı, bilmiyorum, ama Jennifer Lopez'in jesti bir cumhurbaşkanının göreve başlama töreninde yapıldığı için değişik bir anlam kazandı. Jennifer'in İspanyolca cümlesi şöyle: Una nacion, bajo Dios, indivisible con libertad y justicia para todos (Tanrının altında herkes için özgürlük ve adalet içeren bölünmez bir ulus). Ulusun bölünmezliğinin İngilizce değil İspanyolca vurgulanması beni etkiledi. Ulus kavramını dil ayrım (fark) ve ayırımının ötesine taşıyan bir yaklaşım. Toprağın bölünmezliği gibi ulusun bölünmezliğini savunan bir yaklaşım.
Aklıma şeytanca sorular geldi. Acaba bizde benzer törende bir şarkıcı aynı mesajı Türkçe dışında bir dilde, örneğin Kürtçede dile getirebilir mi? Getirirse ne olur? Türk ve Kürt milliyetçileri buna nasıl tepki verirler? Tartışın bakalım. Ancak bu sözün İspanyolca ve sözü edenin de Jennifer Lopez olmasından çıkarılabilecek bir sonuç var: Ulus etnik, dinsel ve dilsel farklılıkları aşan bir bütünlük, bir ortak kimliktir. Anlayana...
Törende dikkatimi çeken ikinci şey, Amanda Gorman'ın okuduğu kendi şiiri "The Hill We Climb" (Tırmandığımız Tepe) oldu. Şiirin başlığı ABD'nın kurucu babalarından kalan kurucu bir metafor. Şiir müthiş. 23 yaşındaki Gorman ileride Walt Whitman kadar büyük şair mi, yoksa şiirde söz ettiği gibi ABD'ye başkan mı olur bilemem, ama çağımızda şiir sanatının hâlâ toplumsal bir işlevi olabileceğini gösterdi. ABD ulusunu birleştirmeye yönelik güçlü sözler içeriyor şiir. Örneğin, insanın bütün kültürlerine, renklerine, özelliklerine ve koşullarına bağlı bir ülke oluşturmak gerektiğini dile getiriyor. Barışmaktan, yaraların iyileştirilmesinden, dirilişten söz ediyor. Hele demokrasiyle ilgili dizelere bayıldım. Demokrasinin bazen geciktirilebileceğini, ama kalıcı olarak yenilgiye uğratılamayacağını söylüyor. Bilmiyorum, Türkçeye çevrildi mi bu şiir? Çevrilmediyse en kısa zamanda Türkçeye kazandırmalıyız bu güzel dizeleri.
Şiiri dinledikten sonra şunu düşündüm: Amerikan ulusu birleşik değil, ama demokratik kurumları ve gelenekleri, yurtsever ve insan haklarına bağlı muhalefeti, toplumun bilinçli kesimlerinin öncülüğüyle gerçekten birleşme yolunda ilerleyebilir.
Ya biz? Birleşik miyiz? Bu kafalarla birleşebilir miyiz? İnsan hakları, demokrasi ve hukuk devleti güçlenmeden birleşebilir miyiz?