16 Ekim 2021

Aaa bu o bina mı; Sedad Hakkı Eldem'in yağmalanan eski Akbank Genel Müdürlüğü binasının son hali!

İstanbul Fındıklı'da, oralardan geçen herkesin "Aaa o bina mı?" diyebileceği, mimar Sedad Hakkı Eldem yapısı. Eski Akbank Genel Müdürlük Binası ve sonradan Aksigorta Genel Müdürlüğü olarak kullanılan binanın kaderi, Reza Zarrab'ın almasıyla değişmiş. Çevredeki esnafın değimiyle birkaç ay önce güvenliklerin binadan çekilmesiyle yağmalanarak bu hale gelmiş.

İstanbul Fındıklı'da, oralardan geçen herkesin "Aaa o bina mı?" diyebileceği, 1968 yapımı ikonik yapılardan biri. Türkiye'nin pek kıymetli mimarlarından Sedad Hakkı Eldem yapısı. Eski Akbank Genel Müdürlük Binası ve sonradan Aksigorta Genel Müdürlüğü olarak kullanılan binanın kaderi Reza Zarrab'ın sahibi olmasıyla değişmiş.

Son yıllarda kayyumun elinde olan bina, çevre esnafın değimiyle 'güvenliklerin 3 ay önce gitmesiyle' hem binaya zarar verecek, hem de oradan geçenlerin can güvenliğini tehlikeye atacak bir şekilde yağmalanmaya başlamış. Üstelik bina II. derece kültür varlığı.

Sorular, sorular...

Israrlı şikâyetler üzerine birkaç gündür, Fen İşleri işçileri tarafından tuğla ile örülüyor. Ben güncel dış haline dair fotoğraflar çekip, Türkiye'nin mimari açıdan değerli, hikâyeli binalarını anlattığım www.herumutortakarar.com adlı sitemde, aynı isimli Instagram hesabında tüm öğrendiklerimi yazdım, paylaştım.

Bir mimarlık öğrencisi, Çağlar Ongan da içini görüntülemiş. Benimle paylaştı. Onları görünce daha da üzüldüm.

Bina şu an hâlâ kayyumda mı? Öyle biliyoruz çünkü...

Niye son birkaç aydır başında güvenlik yok?

Ve niye kimse bir bilgilendirme yazısı yazıp oraya koymuyor ya da açıklama yapmıyor, bina kimin yetki alanına girer; merak edilen sorulardan bir kaçı...

Haberin özet hali bu!

Binanın ilk haline dair eski fotoğraflar SALT Mimarlık ve Tasarım Arşivi ile Arkitekt dergisi 1971 tarihli sayısından... Güncel dış haline dair fotoğrafları ben çektim, içini ise Çağlar Ongan görüntüledi.

Daha uzun bir geçmiş ve ayrıntı okumak isteyenler için de şöyle:

Meclis-i Mebusan Caddesi üzerinde mimar Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlanan, -eski- Akbank Genel Müdürlük Binası... Sonradan Aksigorta Genel Müdürlüğü olarak da kullanılan bina, 20. yüzyılın simge modern yapılarından biri sayılıyor.

Bina uzun yıllardır Akbank'a ait değil. Bunu özellikle belirtmeliyim sanırım. Yıllardır boş duruyor. Nedenine geleceğim.

Bugünkü hali de şu...

Camlar tamamen kırılmış; içindeki hemen hemen her şey sökülmüş, boşaltılmış. Bir takım işçiler var, Fen İşleri'nden... Sordum; çevredekilerin ısrarlı şikâyetleri üzerine bir tür kapama yapıyorlar. Kırılan camlar yerine tuğla örülüyor.

Çevredeki esnaf ile konuştum. Herkes çok şikâyetçi. Gün be gün içinin soyulduğunu, binanın 2 ay gibi bir sürede bu hale geldiğini, çevreye kalaslar vs düştüğünü, güvenlik sorunu olduğunu anlattılar.

REZA ZARRAB'A GEÇMİŞ!

Bina hakkında türlü türlü, hiçbiri de iç acıcı olmayan haberler çıktı.

* Arkitera'dan Bahar Bayhan bina hakkında bir dönem takip yapmış; ilk haber "72 milyon dolara İlkhanedan Otelcilik ve Turizm Anonim Şirketi’ne satılan yapının otele dönüştürülmesi bekleniyor" (22 Temmuz 2014).

Hatta şu projeyi de buldum https://www.gadarchitecture.com/tr/findikli-hotel--istanbul

* Sonra... Mimar Haydar Karabey'in binanın otel yapılacak olması ve sahip çıkan olmamasıyla ilgili eleştirel yazısı üzerine, MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Başkanı Prof. Gülşen Özaydın, binanın tescillenmesi için Mimarlık Fakültesi’nden 54 öğretim üyesinin imzasıyla başvuruda bulunulduğunu açıklıyor. (21 Ekim 2014)

* 31 Aralık 2014'te ise Çiğdem Toker, Reza Zarrab’ın çoğu 'Royal' ile başlayan farklı şirketlerinin bu binaya taşındığını, burada toplandığını yazdı.

Aradaki zamanda neler oldu acaba?

Açıkçası ne olup bittiğine, binanı son sahipliğinin ‘kimde kaldığına dair’ Twitter ve Instagram’dan süper verimli yanıtlar aldığımı söyleyemem.

Çok kişi “Bence şöyle… Bence otel olacak” gibi yorumlar yazdı; bir kısmı zaten benim metinde yazdıklarımı bana yazdı, genellikle bilgiler 2014’e dair metinlerde kaldı.

‘BİNAYA 3 KAYYUM ATANMIŞTIR

Instagram’da “Mimarlık Kütüphanesi” adlı hesaptan şöyle derli toplu ve kayyum durumundan emin, bir mesaj geldi:

“Nilay Hanım merhabalar, Sedad Hakkı Eldem Hocamızın müellifi olan Akbank Binasına ilişkin biraz bilgi vermek isteriz sizlere; bina İstanbul II Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 13.05.2016 tarih ve 4431 sayılı kararıyla II. grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Bina 03.05.1967 tarih ve 2/35 sayılı, Sedad Hakkı Eldem Hocamızın imzasının bulunduğu mimarî projeyle inşa edilmiştir.

  1. Ulusal Mimarlık Akımı Örneği olarak addedilmektedir. Ak Sigorta A.Ş'den Arkla Otelcilik ve Turizm A.Ş'ye satılmıştır, bu şirket Reza Zarrab'a ait olup daha sonraki süreçlerde Zarrab'ın malvarlığına el konulması süreciyle birlikte İstanbul 7. Sulh İdare Mahkemesinin kararıyla binaya 3 kayyum atanmıştır.”

 

MAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ TALİP

Ali Sanyeler ise kendisinin de mimarlık öğrencisi olduğu Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin rektörü Handan İnci’nin mesajını bana göndermiş. Handan Hanım (ki gerçekten bu konularda çok duyarlı bir isim olduğunu düşünüyorum uzaktan) şöyle yazmış:

Fındıklı'da, üniversitemizin tam karşısında yer alan ve her geçen gün yıkıma doğru sürüklenen II. derece kültür varlığı olarak tescil ettirdiğimiz, hocamız Sedad Hakkı Eldem yapısını korumaya ve en iyi şekilde değerlendirmeye talibiz.

Buradan tescil yapıldığını da anlayabiliyoruz.

GÜVENLİKLER GİDİNCE

Halil Aydoğan da Instagram’dan; “Yakın zamana kadar güvenlik şirketi vardı, onlar çıkınca bina yağmalandı” yazmış ki, bu da bu kadar sene, yine maalesef işlevsiz duran binanın birden korumasız, yağmaya maruz kaldığını bize açıklıyor.

Ben bütün bunları sitemde yazdım.

Niyetim orayı 'haber sitesine' döndürmek değil... Ancak Sedad Hakkı Eldem'in kıymetli mimari miraslarını da öğrenerek okuyan bir gencin, mimarlık öğrencisi Çağlar Ongan'ın çektiği görüntüleri ilgilenen birilerinin görmesi gerekliydi, şimdi burada olması da değerli.

BİR MİMARLIK ÖĞRENCİSİNİN GÖZÜNDEN

Her kıymetli yer için "Müze olsaydı", "... bilmem ne ailesi oraya baksaydı" söylemlerini ben pek sevmiyorum. Şahsi fikrim, o tür söylemlerin, acıyla söylenmesinin yanı sıra kendi sorumluluğumuzu başkasına atmanın bir yolu da olduğu yönünde.

Binanın içinden görüntüler alan Çağlar ile yazışıyorduk. Ona şu hunhar mal kaçırmaya rağmen binanın ne kadar iyi durumda göründüğünü, son birkaç ayda bu hale geldiğinin belli olduğuna dair bir şey yazmıştım.

Şöyle yanıt verdi: "Buraya gittiğim günün sabahı Eldem’in İÜ Fen Edebiyat Fakültesi’ne de uğradım. 'Vay be, Sedat Hoca’ya bak sen' dedim içimden. Sonrasında, yıllardır her gün önünden geçtiğim binayı bu halde bulmaya giderken içine düştüğüm korku, içeriyi görünce ikiye katlandı. Yangından mal kaçırır gibi hırpalanmış gerçekten. Mesleğe başlamanın eşiğinde bir mimarlık öğrencisi için epey iç karartıcı bir manzara."

Umarım bir an önce bu yağmanın önüne geçilir.