10 Eylül 2022

Kanun yolundan vazgeç(me)...

Kanun yolundan vazgeçmeden yararlanılamayacak davalar hangileridir?

Olağan kanun yollarından biri olan kanun yolundan vazgeçme Vergi Usul Kanunu'nun 379'uncu maddesi yeniden düzenlenerek 01.01.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hayatımıza dahil olmuştur. Kanun yolundan vazgeçme müessesesi, istinaf veya temyiz yoluna başvuru hakkı bulunan mükelleflerin, bu haklarından vazgeçmeleri karşılığında vergi ve/veya cezalarında belli oranlarda indirim uygulanacağını düzenlemiştir. Böylece vergi uyuşmazlığının daha çabuk sonuçlandırılması ve yargının da yükünün hafifletilmesi amaçlanmaktadır.

Vergi idaresi bu müesseseyle "vergi mahkemesine dava açtıysan (aşağıda yazdığım işlemlerle/koşullarla sınırlı olmak üzere) ve vergi mahkemesinde davayı kazandıysan kazandığın davadan feragat et ve kazandığın davaya ilişkin borcun bir kısmını öde ben de üst mahkemeye gitmeyeyim" demektedir.

Bu anlamda kanun yolundan vazgeçme aslında vergi idaresi üst mahkemeye gitme tercihini bir koşul unsuru olarak kullanma yöntemidir diyebiliriz. Teşbihte hata olmaz derler ama kanun yolundan vazgeçme "şimdi davayı sen kazandın ama üst mahkemeye (istinafa, temyize) gider kazanırsam hepsini ödemek zorunda kalacaksın. İyisi mi sen gel davandan vazgeç" demektedir.

Bu kapsamda davayı kazanmış ve karşı tarafın da üst mahkemeye (istinaf ve/veya temyize) gitmemesi için davasından vazgeçen kişinin borcunun bir kısmı silinir.  

Maddenin kapsamında olan vergi ve cezalar

Vergi ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlar (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç) kanun yolundan vazgeçme kapsamındadır.

Buna göre vergi mahkemesinde dava açılmış ve istinaf yolu açık ise istinaf süresince; Bölge İdare Mahkemesi karar vermiş (istinaf) ve temyiz yolu açık davalar kanun yolundan vazgeçme müessesesinin kapsamında sayılır. Ancak istinaf ve/veya temyiz yolu açık tüm davalar bu kapsamda değildir.

Şöyle ki, bir yargı kararının kanun yolundan vazgeçme kapsamında olabilmesi için;

- Vergi ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan dava sonucu verilen karar olması,

- Vergi mahkemesince verilen karara karşı istinaf veya bölge idare mahkemesince verilen karara karşı temyiz yolunun açık olması,

- Kararın Danıştay'ın bozma kararı üzerine verilmemiş olması şartlarını birlikte taşıması gerekmektedir.

Bu şartları taşamayan davalar kanun yolundan vazgeçme müessesesinden yararlanamaz.

Kanun yolundan vazgeçmeden yararlanılamayacak davalar

Vergi mahkemesine dava edilmiş her dava kanun yolundan vazgeçme müessesesinden yararlanamaz.

Buna göre

- Vergi ceza ihbarnamesine karşı süresinde dava açılmaması nedeniyle davanın süre aşımı gerekçesiyle reddi yönünde verilen,

- Davanın ehliyet yönünden reddi şeklinde verilen,

- İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen,

- Vergi mahkemesince verilip istinaf yolu açık olmayan kesin nitelikli,

- Bölge idare mahkemesince verilip temyiz yolu açık olmayan kesin nitelikli,

- Danıştay'ın bozma kararı üzerine verilen,

- Vergi/ceza ihbarnamesine karşı açılmamış olan davalarda verilen,

- Beyanname verilmesi üzerine tahakkuk fişi esasına göre yapılan tarhiyatlara açılan davalarda verilen,

- 213 sayılı VUK kapsamında yapılan şikâyet yoluyla müracaatın reddi üzerine açılan davalarda verilen,

- Ödeme emrinin tebliği, haciz gibi takip ve tahsilat işlemlerine karşı açılan davalarda verilen kararlar ile buna benzer kararlar kanun yolundan vazgeçme müessesesi kapsamında değildir. 

Kanun yolundan vazgeçmeden yararlanmak için nasıl bir yol izlenecek?

Kanun yolundan vazgeçme müessesesi kapsamında olan yargı kararının mahkemece mükellefe tebliği üzerine, mükellef için geçerli olan istinaf veya temyiz başvuru süresi içerisinde yani tebliğden itibaren 30 gün içinde kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin dava konusu edilen vergi/ceza ihbarnamesini düzenleyen vergi dairesine verilmesi gerekmektedir. Buna göre, başvuruların, mükellef için geçerli olan istinaf ve temyiz süreleri içerisinde yapılması gerekmektedir. Bu sürelerden sonra yapılan başvurular geçerli olmayacaktır. Yapılan başvuruların taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi hâlinde postaya verildiği tarih, adi posta ile gönderilmesi veya kargo şirketleri tarafından getirilmesi hâlinde ise vergi dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olacaktır.

Kanun yolundan vazgeçme kapsamında tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Tahakkuk eden tutarların vadesinde ödenmemesi kanun yolundan vazgeçilmediği anlamına gelmeyecektir. Ayrıca normal vade tarihinden kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar gecikme faizi hesaplanır.

Kanun yolundan vazgeçme kapsamında tahakkuk eden vergi ve cezaların yüzde 80'inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bir ay içinde tamamen ödenmesi şartıyla vergi ve ceza tutarından yüzde 20 oranında indirim yapılır. Bu durumda, gecikme faizi verginin indirimden sonra kalan yüzde 80'lik kısmı üzerinden hesaplanır. Ancak, mahkeme kararında tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında bu indirim yapılmaz. Dolayısıyla, vergide söz konusu indirim ancak, kanun yolundan vazgeçme kapsamındaki kararda verginin kısmen ya da tamamen kaldırılan kısmı üzerinden tahakkuk eden tutardan yapılabilir.

Bu borçların ne kadarı silinecek?

Konusu sadece vergi olan davalarda, bu verginin kaldırılması durumunda verginin yüzde 60'ı tahakkuk edecek, verginin kalan yüzde 40'ı silinecek, bu verginin tasdik edilmesi yani onaylanması durumunda ise verginin tamamı tahakkuk edecek.

Vergi ve buna bağlı vergi ziyaı cezasının kaldırılması durumunda, verginin yüzde 60'ı tahakkuk edecek, verginin kalan yüzde 40'ı ve vergi ziyaı cezasının tamamı silinecek. Örneğin, Mükellef A, hakkında X vergi dairesi 100 TL KDV ve 100 TL vergi ziyaı cezası hesaplayıp vergi ceza ihbarnamesi ile tebliğ etmiştir. Mükellef A ihbarnameyi vergi mahkemesine taşımış ve mahkeme hem aslını hem de vergi ziyaı cezasını kaldırmıştır yani mükellef davayı kazanmıştır. Buna göre mükellef istinafa başvuru süresince (tebliğden itibaren 30 gün içinde) kanun yolundan vazgeçme başvurusu yaparsa 100 TL vergi aslının yüzde 40'ı silinecek ve kalacak 60 TL; 100 TL vergi ziyaının ise tamamı silinecektir. 1 ay içinde gecikme faiziyle birlikte öderse 60 TL'nin de yüzde 20'si silinecek ve sadece 48 TL ödeyecektir (gecikme faizi hariç). Gecikme faizi 48 TL üzerinden hesaplanacaktır. 

Vergi ve buna bağlı vergi ziyaı cezasının tasdik edilmesi yani onaylanması durumunda, verginin tamamı ve vergi ziyaı cezasının yüzde 75'i tahakkuk edecek, vergi ziyaı cezasının kalan yüzde 25'i silinecek. Örneğin; Mükellef A, hakkında X vergi dairesi 100 TL KDV ve 100 TL vergi ziyaı cezası hesaplayıp vergi ceza ihbarnamesi ile tebliğ etmiştir. Mükellef A ihbarnameyi vergi mahkemesine taşımış ve mahkeme hem aslını hem de vergi ziyaı cezasını tasdik etmiştir yani mükellef davayı kaybetmiştir. Buna göre mükellef kanun yolundan vazgeçerse 100 TL verginin aslının tamamını ve 100 TL vergi ziyaının cezasının yüzde 75'ini yani 75 TL'sini ödeyecektir. Ayrıca 1 ay içinde öderse tahakkuk eden 75 TL'nin de yüzde 20'si silinecek ve 60 TL'ye düşecek toplamda 160 TL(100+60) ödeyecektir (gecikme faizi hariç).

Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya VUK m.359'da yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması durumunda, bu cezaların yüzde 25'i tahakkuk edecek, kalan yüzde 75'i silinecek, bu kapsamdaki cezaların tasdik edilmesi hâlinde ise cezaların yüzde 75'i tahakkuk edecek, kalan yüzde 25'i silinecektir.

Maddede geçen tasdik edilme kavramı, mahkemece usul ve esasa uygun görülerek dava konusu edilen vergi ve/veya vergi cezasının kaldırılma talebinin reddedilmesidir[1].


[1] Bu yazıya akademik çalışmalarında atıf yapmak isteyenler (Murat Batı, Vergi Hukuku (Genel Hükümler), Seçkin Yayınevi, 2.Baskı, Ankara, 2022, ss. 632-639) künyesine atıf yapabilirler.

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Çalışma hayatına 2002 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nda “devlet gelir uzman yardımcısı olarak" başladı. Kariyerine akademide devam etmek üzere bakanlıktaki görevinden ayrıldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

“Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", “Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", “Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 40'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürüyor.

Yazarın Diğer Yazıları

IBAN’ını kullandırana hapis cezası

Bankaya gidip bildirimde bulunmamış ve IBAN’ını kullandırdığı anlaşılan kişi için ya bir yıla kadar hapis cezası ya da beş bin güne kadar adli para cezası kesilecek

Sosyal medya fenomenleri maliyenin takibinde

Şimşek, özellikle sosyal medya fenomenleri ve Polat’lar gibilerin servetinin denetlenmesi, kaynağının tespiti adına talimat verdi

Vergi Denetim Kurulu, müfettişlerin özlük haklarını çözemediğinden her geçen gün kan kaybediyor…

Özellikle son dönemlerde sosyal medya fenomenlerinin, kara para aklayıcılarının ve bilumum yasa dışı faaliyetlerinin ülkede cirit attığını da düşünürsek vergi denetim kurulunun ivedilikle güçlendirilmesi gerekmektedir