05 Şubat 2023

Henüz geç değil, kanun teklifinden o madde çıkarılabilir

Bence bu düzenlemenin süresinin uzamasının altında çok önemli iki husus var; ilki bu kapsamda olan belediyelerin bu gelirden mahrum kalması diğeri ise bu belediyelerin ekseriyetle millet ittifakına bağlı olan belediyeler olması ve dolayısıyla konunun siyasi bir yönünün de bulunmasıdır. 

6 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun ile köyden mahalleye dönüşen yerlerden alınması gereken emlak vergisi ile Belediyeler Kanunu uyarınca alınması gereken bir kısım vergi, harç ve katılma paylarının 31 Aralık 2022’ye kadar alınmaması sağlandı.

Bu şekilde bir vergisel kolaylık getirilmesindeki ana amaç ise mahalleye dönüşen köylerin belediye hizmetlerinden tam olarak yararlanamayacakları için belli bir dönemliğine (31 Aralık 2022’ye kadar) belediye gelirlerin den feragat edilmesiydi. Ayrıca içme ve kullanma suyu tarifesi de indirildi ve ödenmesi gereken su faturalarının dörtte üçünün alınmaması da sağlandı. Yani 100 TL’lik su kullanım faturası bu yerlerde 25 Türk Lirası olarak ödenecekti. Bence de bu amaç için oldukça makul bir düzenlemeydi.

Köyden mahalleye dönüşme işlemi o tarihlerde ülkemizin her tarafında gerçekleşti. Bu durum bazılarının iştahını kabartmış olsa gerek ki özellikle Ege ve Akdeniz’in bu özelliğe sahip eşsiz koylarına art arda oteller, tesisler inşa edildi. Bu oteller, tesisler 31 Aralık 2022’ye kadar ne emlak vergisini ne Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca ödemeleri gereken harç, vergi, katılma paylarını ne de su kullanımındaki tam bedelleri ödeyeceklerdi.

Nitekim de öyle oldu; oteller, tesisler inşa edildi ve bu vergiler tahsil edilmedi. Ancak bu uygulama 31 Aralık 2022’de sona erdi.

Bu uygulama sona erince belediyeler artık bu bölgelerdeki yerlerden emlak vergisi, Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca belirlenen vergi, harç ve katılma paylarını tahsil edebileceklerdi. Üstelik su kullanımı için de tam bedel alacaklardı. Gelir konusunda sıkıntı yaşayan belediyeler için bir gelir kapısı aralanmıştı artık.

Bu yüzden belediyeler 2023 yılı bütçelerini hazırlarken bu bölgelerden tahsil edecekleri vergi, harç ve katılma paylarını da bütçe hesaplarına dahil ettiler. O gelirlerin halk yararına nerelerde kullanacakları konusunda bütçelerinin gider/harcama kısmında da belirlemeler yaptılar.

Ancak gel gör ki af kanunu olarak bilinen Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifinin 22’nci maddesi ile 31 Aralık 2022’de uygulama süresi sona eren bu düzenlemenin 31 Aralık 2025’e kadar uzatılması teklif edildi. Yani bu konumda olan otel ve tesisler üç yıl daha bu vergisel kolaylıktan yararlanılsın istendi.

Peki neden böyle bir şey teklif edildi?

Bu düzenlemenin 2025 sonuna kadar uygulamasına devam edilmek istenmesinin altında köyden mahalleye dönüşen yerler daha henüz tam olarak mahalleleşemedi, belediye hizmetlerinden tastamam yararlanamamaktalar, bu yüzden süre biraz daha uzasın düşüncesi sanıyorum olmasa gerek.

Bence bu düzenlemenin süresinin uzamasının altında çok önemli iki husus var; ilki bu kapsamda olan belediyelerin bu gelirden mahrum kalması diğeri ise bu belediyelerin ekseriyetle millet ittifakına bağlı olan belediyeler olması ve dolayısıyla konunun siyasi bir yönünün de bulunmasıdır. 

Belediyeler gelirden mahrum kalacak

Belediyeler 2023 yılı için kendi bütçelerini hazırladılar. 2023 yılı bütçeleri içinde 31 Aralık 2022’de uygulama süresi biten ve dolayısıyla bu tarihten itibaren bu bölgelerden alınması gereken emlak vergisi, belediye gelirleri Kanunu uyarınca alınacak vergi, harç, katılma payları ile su tüketim bedelleri de bulunmaktaydı.

Orta büyüklükte bir belediyenin kendine bağlı bu bölgelerden 2023 yılında almayı planladığı gelir yaklaşık olarak 150-300 milyon Türk Lirası kadardır. Örneğin Bodrum Belediyesi kendi belediye sınırları içinde olan bu bölgelerden 2023 yılı için 250 milyon Türk Lirası gelir tahsil etmeyi hedeflemekteydi. Bu ölçekteki başka belediyelerin de yaklaşık aynı miktarda gelir tahsil etme hedefinin olduğu düşünüldüğünde şayet bu Af Yasası kabul edilir ve bu madde de aynen kalırsa belediyeler bu gelirlerden mahrum kalacaktır. Ve daha önemlisi belediyelerin mahrum kalacakları bu geliri nasıl telafi edecekleri konusunda bir planları da bulunmamaktadır. Yani bu madde aynen geçerse belediyelerin bütçe açığı kaçınılmaz olacaktır.

Bir diğer husus ise “hangi belediyelerin bu gelirden mahrum kalacağı” hususudur

Normal koşullarda bu uygulama tüm ülke geneli için geçerlidir. Ancak köyden mahalleye dönüşen bazı yerler yeteri kadar rantabl olmaması nedeniyle bu yerlerde yukarda bahsettiğim minvalde otel ve tesisler kurulmadı ya da çok az kuruldu. Ancak konu özellikle yaz turizmin hüküm sürdüğü bölgeler açısından önemi çok daha büyüktür. Bodrum, Çeşme, Marmaris, Kaş, Alanya ve adını sayamadığım nice cennet bölgeler.

Bu bölgelerdeki belediyeler genel olarak iktidar partisine bağlı belediyeler değil.

Bu madde hükmünün uygulanma süresinin 2025 sonuna kadar uzatılmasının buradaki belediyelerin bu gelirden mahrum kalması düşüncesi yatıyor olabilir mi? Sanıyorum siyasiler çok daha doğru analiz edeceklerdir bu konuyu. Ben, tespit etmekle yetineyim.

Ezcümle

Köyden mahalleye dönüşen her yer bu kolaylıktan yararlandı. Bu uygulamanın uzaması gelir yönünden nispeten düşük olan bölgeler için elbette önem arz etmektedir. Ancak bu yerler için zaten Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na 16 Ekim 2020’de Ek madde 3 eklenerek onların bu vergisel kolaylıklardan yaralanması sağlanmıştı. Yani küçük esnaf ve işletmeler kırsal bölgelerde vergisel kolaylıklara zaten sahiplerdi.

Lakin özellikle Ege ve Akdeniz’in eşsiz koylarında bulunan bu devasa otel ve tesislerin emlak vergisi ile Belediye Gelirleri Kanunu kapsamındaki vergi ve harçlarını hiç ödememeleri ve içme/kullanım su bedellerini ise yüzde 75 indirimli ödemeleri Anayasanın vergide eşitlik ve adalet ilkelerini zedeler mahiyettedir.

Bu nedenle bu Kanun, yasalaşmadan önce bu maddenin teklif metninden çıkarılması vergilemede adalet açısından önem arz eden bir durumdur [1].


[1] Bu yazının tashihi için sevgili dostum Dr. Ercan Baysülen’e teşekkür ederim.


Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

2025 yılı vergi panoraması….

BSMV 2024 yılına nazaran yüzde 154 bir artış öngörülmüş. Bunun anlamı acaba 2025 yılında TCMB faiz indirimine gidip de kredi genişlemesi sağlaması olabilir mi? Bilemedim

Kira ödemelerinde yeni dönem başladı: Örneklerle yeni uygulama…

Konutlar için tutar ne kadar olursa olsun kiranın; banka ya da finans kurumları aracılığıyla ödenmesi gerekmektedir

Ocak-Eylül bütçe karnesi: Toplam vergi gelirlerinin yüzde 52’si KDV ve ÖTV

2023 yılı Ocak-Eylül döneminde bütçe gelirleri 2 trilyon 998 milyar 719 milyon TL iken 2024 yılının aynı döneminde yüzde 75,2 oranında artarak 5 trilyon 253 milyar 15 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. 2024 yılı Ocak-Eylül dönemi vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 69,6 oranında artarak 4 trilyon 401 milyar 815 milyon TL olmuştur

"
"