02 Ağustos 2022

"Haksız çıkma zammı" Anayasa'ya aykırı bulunup iptal edildi

Haksız çıkma zammı, ödeme emrinin dava konusu edilme durumunda ortaya çıkan bir düzenlemedir. Amme idaresi, vergi, 5510 sayılı Kanun kapsamında sigorta prim borçları gibi bir kamu borcuna ilişkin ödeme emri tebliğ ettiğinde tebliği takip eden günden itibaren 15 gün içinde pekâlâ dava edilebilir. Ancak 6183 sayılı Yasa m.58'in beşinci fıkrası ile "bunu dava eder ve davayı kaybedersen dava edilen tutarı ayrıca yüzde 10 zamlı ödeyeceksin" denilmekteydi

6183 sayılı Yasa m.58/5. fıkra "İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı yüzde 10 zamla tahsil edilir." şeklindedir. Bu fıkra Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi tarafından Anayasa'nın 2, 13, 36 ve 125'inci maddelerine aykırı olduğu iddia edilerek Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü. 

Anayasa Mahkemesi 2 Ağustos 2022 tarihli Resmi Gazete'de yer alan 21.04.2022 tarih ve Esas No:2021/119, Karar No:2022/48 sayılı kararı ile 6183 sayılı Yasa m.58/5. fıkrayı yani haksız çıkma zammını iptal etti. 

Neydi bu haksız çıkma zammı?

Haksız çıkma zammı, ödeme emrinin dava konusu edilme durumunda ortaya çıkan bir düzenlemedir. Amme idaresi, vergi, 5510 sayılı Kanun kapsamında sigorta prim borçları gibi bir kamu borcuna ilişkin ödeme emri tebliğ ettiğinde tebliği takip eden günden itibaren 15 gün içinde pekâlâ dava edilebilir. Ancak 6183 sayılı Yasa m.58'in beşinci fıkrası ile "bunu dava eder ve davayı kaybedersen dava edilen tutarı ayrıca yüzde 10 zamlı ödeyeceksin" denilmekteydi. 

İşte bu noktada sadece ödeme emri aşamasında gündeme gelen bu düzenleme Anayasa Mahkemesinde dava konusu yapılarak Anayasa'nın 2, 13, 36 ve 125'inci maddelerine aykırı olduğu iddia edilerek iptali talep edildi ve AYM de bunu iptal etti. Oldukça yerinde bir karar. 

Daha önce de AYM'ye götürülmüştü

Daha önce İstanbul İkinci Vergi Mahkemesi (Esas No:2009/83) tarafından aynı konu Anayasa Mahkemesine götürüldü ancak Anayasa Mahkemesi 03.02.2011 tarih ve Esas No; 2009/83, Karar No: 2011/29 sayılı kararı ile ödeme emrine konu kamu alacaklarının, yargı sürecinden geçen ya da kamu borçlusunun dava açmaması nedeniyle kesinleşen alacaklar olduğu, bu nedenle de kamu borçlusunun ödeme emrine dava açabildiği ve hak arama özgürlüğünün engellenmesinin söz konusu olmadığı gerekçesiyle reddetti. 

Ancak Anayasa'nın 152'nci maddesinin dördüncü fıkrası "Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz" hükmü mevcuttur. Yani konu Anayasa Mahkemesine taşınıp Anayasa Mahkemesi de konunun esasına girerek ret kararı verip bu karar da Resmi Gazete'de yayımlandığı günden itibaren 10 yıl içinde tekrar Anayasa Mahkemesine götürülemez. 

Oysa haksız çıkma zammına ilişkin İstanbul İkinci Vergi Mahkemesinin (Esas No:2009/83) başvurusuna ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 03.02.2011 tarih ve Esas No; 2009/83, Karar No: 2011/29 sayılı kararı 14.05.2011 tarih ve 27934 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Yani haksız çıkma zammına ilişkin Anayasa m.152 uyarınca tekrar Anayasa Mahkemesi'ne götürme yasağı 14.05.2021 tarihinde dolmuş bulunmaktadır. 

İşte Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi bu ince ayrıntıyı görüp yasağın sona ermesiyle konuyu tekrar Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Bu nedenle Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi üyelerini ve Başkanını kutlamak gerekiyor. 

Şimdi ne olacak?

6183 sayılı AATUHK m.55 "Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gerektiğini içeren bir "ödeme emri" ile tebliğ yapılır." hükmü uyarınca amme borçlarını vadesinde ödemeyenlere ödeme emri gönderileceğine hükmedilmiştir.

Ödeme emrine karşı açılacak davalarda vergilerin tarhiyatına ya da ceza kesilmesi işlemlerine karşı dava açılması ya da vergi idaresine idari çözüm yollarına (uzlaşma, cezada indirim vs.) başvurulması mümkün değildir. Ödeme emrine karşı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde dava açılır ve 7 gün içinde davanın sonuçlanması gerekir (6183 sk. m.58).

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu'nun 58'inci maddesinde ödeme emrini dava etmeye ilişkin usul hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre ödeme emrine ilişkin böyle bir borcun olmadığı, kısmen ödenmiş olduğu veya zamanaşımına uğradığı şeklindeki 3 farklı gerekçeler ile dava edilebilecektir. Yani ödeme emri aşamasında dava edilebilecek alan sınırlıdır. 

Dolayısıyla ödeme emrinin tebliğ edilmesinden itibaren 15 gün içinde bir borcun olmadığı, kısmen ödenmiş olduğu veya zamanaşımına uğradığı gerekçelerinden biriyle ödeme emrine konu kamu borcunun vergi, idare ya da iş mahkemesinde dava edildiği takdirde 6183 sayılı Yasa m.58 uyarınca 7 gün içinde davanın sonuçlandırılması gerekmektedir.

Haksız çıkma zammı yani dava açmayı kısmen caydırıcı özelliğe sahip olan haksız çıkma zammı uygulamasının kaldırılması yargının iş yükünü artırır mı sorusunu da gündeme getirecektir. Bunu sanıyorum zaman gösterecek.

Ancak ne olursa olsun Anayasa Mahkemesinin ve Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesinin haksız çıkma zammının hem hak arama hürriyeti hem de eşitlik ilkelerine aykırı olduğu yönündeki görüşlerine katıldığımı belirtmek isterim. Oldukça yerinde bir karar. 

Murat Batı kimdir?

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi’nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi’nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Çalışma hayatına 2002 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nda “devlet gelir uzman yardımcısı olarak” başladı. Kariyerine akademide devam etmek üzere bakanlıktaki görevinden ayrıldı.


Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı.

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

“Vergi Hukuku (Genel Hükümler)”, “Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı”, “Türk Vergi Sistemi” kitapları yayımlandı; 40’tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020’den itibaren T24’te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürüyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Ücretlilerin araçla vergisel imtihanı…

Vergi idaresi mevzuatı uygularken ispat koşulları gibi hükümleri gözetip sezgisel hükümler vermemelidir. Bu nedenle vergi idaresinin bu konuya çok daha makul bir çözüm üretmesi yerinde olacaktır

2 milyon liralık bir otomobilde 400 bin liralık “inat vergisi…”

Vergi mevzuatımızın birçok yerinde mükellef lehine olan vergi dilimleri, maktu istisnalar gibi uygulamalar her yıl doğrudan yeniden değerleme oranının artışına bağlanmıştır. Ancak otomobiller için uygulanan matrah artışı gelir vergisi dilimi gibi yeniden değerleme oranı kadar her yıl artmamaktadır.

Örneklerle e-ticarette yüzde 1’lik stopaj uygulaması

Bu stopajın tükettiğimiz ürünün fiyatına ne ölçüde yansıyacağını, enflasyonu ne ölçüde artıracağını, bu verginin kimden alınacağı gibi onlarca soruya cevap bulalım isterseniz...

"
"