13 Eylül 2023

Avrupa ile yol ayrımı yaklaşırken

Türkiye'nin, kurucusu olduğu Konsey üyeliğinin askıya alınmasına kadar varacak bir yaptırım ile karşılaşması söz konusu

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, "2030 yılına kadar genişlemeye hazır olmamız lazım" dedi.

Michel'in "hazır olmaya" davet ettikleri sadece AB üyesi ülkeler değil elbette.

AB'ye üyelik için çalışmalarını sürdüren Balkan ülkelerine de bir çağrı bu.

Arnavutluk, Bosna – Hersek, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Sırbistan birliğe katılım sürecinde farklı aşamalardalar.

Geçtiğimiz yıl da Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından Moldova ve Ukrayna'ya da aday statüsü verildi.

Bir Kafkasya ülkesi olan Gürcistan da adaylık statüsünü almayı bekliyor.

Türkiye, Gürcistan'ın bugün almayı ümit ettiği statüyü yıllar önce almıştı, hatırlarsınız.

Gündüz vakti havai fişeklerin atılmasıyla kutlanan "adaylık statüsü"!

Şu andaki statümüz ise deyim yerindeyse "statüsüzlük"!

Erdoğan rejimi, muhaliflerini hapse tıkmak ve temel demokratik haklarımızı idari kararlarla askıya almak konusunda ısrar ettiği için durum böyle.

Avrupa Birliği Komisyonu'nun "komşuluk ve genişlemeden sorumlu" üyesi Oliver Varhelyi, geçen gün Ankara'ya geldi ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü.

Avrupa Birliği (AB) Komiseri Oliver Varhelyi ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan

Fidan ve Varhelyi, Türkiye – AB ilişkilerinin geliştirilmesi için Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize kolaylığı gibi alanlarda çalışma kararı aldıklarını açıkladılar.

Açıklamanın da anlattığı gibi bu durum, Türkiye'nin katılım müzakerelerinin canlanmasını içermiyor. Çünkü Türkiye'nin tam üyeliği artık AB'nin "öncelikleri" arasında sayılmıyor.

AB Komisyonu'nun dış politika ve güvenlikten sorumlu yüksek komiseri Josep Borrell'e hazırlattırdığı rapor ise ekim ayı içinde açıklanacak.

Ama ondan da önce Türkiye'nin, Avrupa Konseyi ile ilgili sorununda kritik bir dönemeçte olacağız.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Osman Kavala'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına rağmen serbest bırakılmamasıyla ilgili "ihlal sürecini" geçtiğimiz yılın Şubat ayında resmen başlatmıştı.

O günden beri AİHM kararı uygulanmadı.

AİHM de bunun üzerine ihlal prosedürü başlatılması için kararını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne gönderdi.

Geçtiğimiz haziran ayında da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararı gereği Osman Kavala'nın serbest bırakılmaması halinde Eylül 2023'ten itibaren Ankara'ya yönelik olası yaptırımları görüşmeye başlayacağını bildiren bir karar almıştı.

Türkiye'nin, kurucusu olduğu Konsey üyeliğinin askıya alınmasına kadar varacak bir yaptırım ile karşılaşması söz konusu.

Yani Avrupa Konseyi ile ilişkilerde artık yolun sonuna yaklaşıyoruz.

Bundan sonra ne olacağına Erdoğan karar verecek: AİHM kararı uygulanacak mı, uygulanmayacak mı? Avrupa ile tamam mı, devam mı?

* * *

Adalet Bakanı "yürek yemiş" olmalı!

Türkiye, "kara para aklama ve terörizmin finansmanının önlenmesiyle" yeterli mücadele etmediği gerekçesiyle iki yıl önce "gri listeye" alınmıştı.

Bu kararı veren kurum G 7 ülkelerinin girişimiyle kurulan 39 üyeli Finansal Eylem Görev Gücü.

Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet Savcılıkları bünyesinde kara parayla mücadelede MASAK ile çalışacak "aklama" büroları kurulmasına karar verdi.

Özellikle de uyuşturucu trafiğinden elde edilen kara paranın emlak ve gayrimenkul sektöründe aklandığı iddiaları belli ki Adalet Bakanlığı tarafından da ciddiye alınmış.

Gri listede olmanın özellikle Avrupalı yatırım ve finans kuruluşlarının Türkiye'ye ilgisini azalttığı belirtiliyor.

Elbette bu kararı olumlu buluyorum ancak uygulamada "sıkıntı" yaşanmasından da endişeliyim.

Türkiye'de "kara para" sadece uyuşturucu ticaretinden elde edilmiyor.

Hatırı sayılır bir "rüşvet ve yolsuzluk parası" da var ve Türkiye ekonomisinin büyüklüğü dikkate alınınca bunun, uyuşturucudan gelen paranın bile üstünde olacağını tahmin etmek mümkün.

Kara para ile mücadele ederken, yüksek yerlerdeki etkili kişilerin ayağına basılması ihtimali var ve bu mücadelenin kararlılıkla sürdürülebilmesinin önünde engel oluşturacaktır.

Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığı sırasında hazırladığı "etik yasasının" akıbetini unutmayalım.

Bizzat Cumhurbaşkanı'nın "böyle yaparsanız çalışacak belediye başkanı bulamazsınız" dediği bile iddia edilmişti, hatırlarsınız belki.

Onun için Adalet Bakanı çok dikkatli olmalı.

Her şeye burunlarını sokarlarsa yüksek yerlerden başlarına bir sopa inme tehlikesi küçümsenemez.

"Böyle yaparsanız, köprü, otoyol, şehir hastanesi yapacak kimseyi bulamazsınız" uyarısı göklerden yere her an süzülebilir, uyarmış olayım.

Mehmet Y. Yılmaz kimdir?

Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu

Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini de bir süre yürüttü.

12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazete ve dergilerini yayınladı

Askerlik görevini Kara Harp Okulu'nda tamamladıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu

1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınladı.

Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğunu yaptı.

1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yılın sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda da Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü.

2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevine getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grububu'nun CEO'luğu görevini üstlendi.

2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi de kitap olarak yayınlandı. 

"Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ile futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bahçeli, Erdoğan'ı bırakır da gider mi?

MHP, sahip olduğu oy potansiyeli ile hiçbir zaman tek başına iktidar olamayacak ama bu sistem sayesinde her zaman oyunun içinde hesaba katılması gereken bir aktör olacak

Utanç verici bir mahkeme kararı

Usulüne uygun olarak belediye barınağından sahiplenilmiş, bakıma muhtaç ve bulaşıcı hastalık taşımayan hayvanların bir yerden diğer bir yere taşınması, nasıl oluyor da suç oluyor?

Bahçeli’nin endişesi gerçekten Türkiye mi?

Sinan Ateş cinayetinin varabileceği yerden endişe ettiği için mi böyle “kızım sana söylüyorum” kıvamında konuşuyor?